Devir reklam devri

Yayın: 00:10 - 02.01.2011
Güncelleme: 00:10 - 02.01.2011

Siyasi partiler niye kurulur? Her siyasi partinin amacı, iktidar olmaktır. Bir araya gelen üç beş kişi önce binleri sonra on binleri bulur. On binler milyon olur. Daha doğrusu olmak zorundadır.

Niye parti kuruyoruz? Ülke iyi yönetilmiyor, biz daha iyi yönetiriz. Hizmet yavaş, biz bu işleri daha çabuk yaparız. Bizim önceliklerimiz farklı, bizim kadromuz daha iyi. Parti kurmanın başka amacı var mı? Yok. Her parti ben daha iyi yöneteceğim, anlayışıyla yola çıkar. İktidar olmak içinde: % 50’lik oy oranını yakalamalıdır. % 50’nin üzeri başarı 50’nin altı ise başarısızlıktır.

Hiç bir parti % 5 oyu ile ben başarılıyım diyemez. %10’da başarısızlık işaretidir. Biz çok iyi bir partiyiz, kadrolarımız çok iyi, plan ve projelerimiz var ama oy alamıyoruz, seçmen bize oy vermiyor gibi laflar bir parti için söylenmemesi gereken ifadelerdir. Siz bir partiyseniz, amacınız: Vatandaştan oy almak, hükümet kurup, iktidar olmaktır. Partiler hükümet olmak için vardır. Hükümet olmanın oy oranı da % 50 çıvarıdır.

Herkes yeter sayıyı toplayarak bir parti kurabilir. Amaç parti kurmak değil % 50 oy çıvarında bir oy almaktır. Bu oran nasıl yakalanır? Her şeyden iyi bir ekip gerekir. Ülke gerçeklerine göre hazırlanmış bir program işin ikinci aşamasıdır. Üçüncü ve nihai adımsa halkla kucaklaşmaktır. Bu da  reklamla olur. Reklamınız diğer partilerin gerisindeyse kazanma şansınız yoktur.

Ev sohbetinden, meydan toplantısına kadar her faaliyet bir reklamdır. Gündemle ilgili konferans, panel, anma günü, bir derneğin etkinliği, bir bakkalın açılışı, hatta bir düğün törenine katılmak reklam amaçlı birer etkinliktir. Mahalle kahvesi, düğün salonu ve kültür merkezinde yapılan her çalışma bir oy demektir. Ancak bir program yaptınız. Ama yeterli reklam yapmayıp, kendiniz çaldınız, kendiniz oynadınızsa salonda bin kişi de olsa, on bin kişi de olsa, o program; partiye bir oy kazandırmaz. On bin kişisiniz ama on bin birinci oyu bulamazsınız.

Mesela Pendik’te bir program mı yapıyorsunuz? Pendik’in caddeleri Tuzla’dan Kartal’a hatta Maltepe’ye kadar o programın reklamı ile dolu olmalı. Ana yollara bez pankartlar asılmalı, bilbortlara afiş yapıştırmalı, köşe başları parti bayraklarıyla donatılmalı. Muhtarlara, derneklere, odalara gidilmeli. Toplumun yoğun olduğu kahve, berber, hastane gibi yerlere afiş asılıp, bildiri dağıtılmalı, davetiyeler vermelisiniz. Yerel televizyon, radyo ve gazetelerle basın toplantısı yapıp, ilan vererek etkinliğinizi tüm Pendik’e duyurmalısınız. Bu duyuru bir reklamdır. Tıklım tıklım dolup, dışarıya taşan ve saatinde başlayan bir program yapmışsanız halka ulaşmışsınız demektir. Programı yaptınız bitti mi? Hayır. Yine basında yer almalısınız. Bunun için basın bülteni hazırlanmalı, basın toplantısı yapmalısınız.

Yangından mal kaçırır gibi bir pankart bile asmadığınız salon toplantısına 50 kişi gelir.12’de başlayacak olan program, 14’de başlar. Bu kar değil, kardan zarardır. Bu elekle su taşımaktır. Üç kişi ile bakkal, manav ziyareti ise iğneyle kuyu kazmaktır. Ne elek su tutar, nede iğne ile kuyu kazılır.

Oy alma bir reklam işidir. Hangi parti reklamını iyi yaparsa o daima bir adım öndedir. Tarihimiz lider, kadro ve tüzük ve programı çok güzel olmasına rağmen İktidar olamamış, saman alevi gibi parlayıp sönmüş partilerle doludur. Tercih sizin % 10’mu,  %50’mi, %60’mı? Kararı seçmen değil, seçmeni yönlendirecek reklamcılar verecek. Tv’ler, radyolar ve gazeteler sizi bekliyor.

Unutmayın ki: devir yüz lira parasının, 90 lirasın reklama harcayanların devridir.

Mustafa Telli

Mustafa Telli
Exit mobile version