Çocuklar okula ilk adımını atıyor

Yayın: 14:45 - 10.09.2011
Güncelleme: 14:45 - 10.09.2011

Yeni eğitim yılı önümüzdeki pazartesi günü başlıyor

Okul öncesi ve birinci sınıflar pazartesi günü eğitim yılına başlıyor. Türkiye’de okul öncesi eğitim yaygın olmadığı için genellikle çocuk, ilkokula başlayınca ilk kez aileden ayrılıyor. Çocuk, anne ve babadan ayrıldığı zaman ise anne-babasını kaybetme ve terk edilme korkusunu yaşayabiliyor.
Özellikle okula yeni başlayan çocuklarda oluşan okul fobisinin ve bunun meydana getirdiği yoğun kaygının nedenleriyle ilgili İhlas Koleji Rehberlik Koordinatörü Dr. Faruk Levent açıklamalarda bulundu.

 

Levent, okul öncesi ve ilköğretim birinci sınıfların “Okula Uyum Programı” kapsamında diğer öğrencilerden bir hafta önce okula başlayacağını belirterek, “12-16 Eylül tarihlerinde uygulanacak uyum programı, çocuklarımızın okula iyi bir başlangıç yapabilmeleri için okul kaygısının giderilmesi, sosyal ve sportif etkinliklerle öğrenme ortamını tanıması ve sevebilmesi, okul kurallarını öğretmen rehberliğinde öğrenebilmesi amacıyla uygulanıyor. Hemen hemen her çocuk okulun ilk günü anne-babasından ayrılmak
istemez.

 

İlk bir hafta için normal olan bu durum, eğer 10 gün içinde süreklilik arz ederse okul fobisinden şüphelenilebilir. Okul fobisi, çocuğun okul öncesi dönemini anne ile yoğun bir şekilde geçirmesi ve buna bağlı olarak tüm ihtiyaçlarının fazlası ile karşılandığı ev yaşantısından ayrılmak istememesi; bunun yanında çocuğun aşırı koruyucu, kollamacı veya telaşlı anne-babasının olması gibi nedenlerle karşımıza çıkıyor” dedi.

 

Levent, okul fobisinin şu belirtilerle kendisini gösterdiğine dikkat çekti: “Okul fobisi çok farklı şekillerde kendini gösterebilir. Başlıca belirtileri; okula gitmek istememe ve aşırı halsizlik, alıngan ve sinirli olma, iştahsızlık, uyku bozukluğu, , baş ve karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi psiko-somatik belirtilerden bahsedebiliriz. Ancak en yaygın görüleni ortada bir neden yokken gözyaşlarına boğulmak. Çünkü çocuklar bebeklikten getirdikleri bir alışkanlıkla istek ve beklentilerini ağlayarak
ifade ederler”.
Levent, okul fobisine karşı anne-babalara ise şu tavsiyelerde bulundu:
“Öncelikle anne-babanın çocuğunun okula başlaması konusunda kendisini hazırlaması gerek. Özellikle bazı anneler bu yeni duruma karşı aşırı bir endişe ve heyecan duyuyor. Anne-babanın neden okula gidildiğini ve okulda nelerle karşılayacağını uygun bir dille çocuğuna anlatması çok faydalıdır. Unutulmamalıdır ki, okula hakkında ne kadar olumlu duygular beslerse bu yeni duruma alışması o denli çabuk olur. Bunun dışında okula uyumunu sağlamak adına ailenin yapması gereken, öğretmeniyle sağlıklı bir iletişim
kurması ve onunla işbirliği yapmasıdır”.
Levent, sürekli ağlayan ve okula gitmek isteyen bir çocuğa karşı anne-babanın ani tepkiler vermemesi gerektiğini belirterek, “Sakin ve sabırlı olmak zorundayız. Bazen anne-babalar sert davranabilir; tepkilerini çocuğa azarlama, tehdit etme, rüşvet verme, hatta bedensel ceza yollarıyla gösterebilir. Oysa öfke, olabilecek en kötü tepkidir ve çocuğun daha sıkıntılı ve şaşkın bir duruma düşmesine yol açar. Çocukla normal bir ses tonuyla konuşarak neden korktuğunu anlatmasına imkân sağlamalıyız. Böylece;
çocuğun niye okula gitmek istemediğini anlamış oluruz ve soruna daha kolay bir çözüm yolu bulabiliriz” dedi.

 

Anne ve babanın çocukla en geçerli vedalaşmasının, sakin, güven verici ve kısa süreli olanı olduğunun altını çizen Levent, “Vedalaşma ne kadar uzun sürerse, duygusallığa eğilimimiz de o denli artar. Bizi sıkıntılı görmek çocuğumuzu sadece daha da fazla üzer ve kaygılandırır. Hızlı bir öpücük verip çocuğumuzu kucakladıktan ve onu öğretmenine teslim ettikten sonra, arkamıza bakmadan oradan uzaklaşmalıyız. Bu davranış çok kolay olmamakla birlikte yapılması gereken bir harekettir” diye konuştu.

 

 

İSTANBUL (İHA)

Exit mobile version