MEB’in aldığı karar gereğince; İlköğretim ve Ortaöğretim okullarına yeni kaydolacak öğrencilerinAdrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre hangi okula kayıtlarının yapılacağı hususunda MEB üç yıl önce bir sistem getirdi. İlk bakışta olumlu görünen bu sistem eğitim çalışanları ve kamu çalışanları açısından maalesef aynı olumlu etkiyi oluşturamadı. Yetkililerce, Eğitim çalışanları kendi çalıştıkları okullara ve kamu çalışanlarının da çalıştıkları kuruma en yakın okullara kendi çocuklarını kaydettirebilmesi bu sistem nedeniyle mümkün olamamaktadır. Her yıl bu konuda büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu durumun devamı halinde eğitim çalışanları ve kamu çalışanlarının çocukları birçok yönden büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacaktır.
Nitekim sendikamıza gelen yoğun şikâyetler bunu göstermektedir. Aşağıda yer alan eğitim ve kamu çalışanlarının şikâyetleri, yaşanan sorunları ve uygulamanın akıl almaz eksiklerini açıkça ortaya koymaktadır:
“Ben… Üniversitesi’nde çalışan bir akademisyenim. Eşim… İl merkezine bağlı bir köyde öğretmenlik yapıyor. İlköğretime giden iki çocuğumuz var. Çocuklarımız… Üniversitesi yerleşkesi içerisinde bulunan ilköğretim okulu 7. sınıfa ve anaokuluna devam ediyorlar. Anaokuluna giden kızımız MEB’in aldığı karara göre bu sene 7 yaşında olmasına rağmen sadece evimize yakın diye okulda yemek verilmeyen kimsenin ilgilenemeyeceği bir okula tek başına gidecek. Gerek ben gerekse annesi işte olmasına ve kardeşi başka okula gitmesine rağmen sırf eve yakın diye tek başına okula gitme zorunda bırakılıyor. Bundan geri adım atılmayacağı söyleniyor. Bu durum hangi mantıkla ve hangi hakkaniyetle izah edilebilir. Sayın Bakan siz bizim yerimizde olsanız çocuğunuzu okula gönderebilir misiniz? Bu durum gösteriyor ki, bizim yedi yaşındaki kızımız nakil yapılana kadar okula devam edemeyecektir.”
Bir başka şikâyet: “Biz anne-baba Sirkeci Büyük Postanede çalışıyoruz, oturduğumuz ev Küçükçekmece’de. Oğlumuz bu yıl ilköğretime yeni başlayacak. Ancak kurumumuza en yakın olan Büyük Reşit Paşa İlköğretim Okuluna ikametgâhımız tutmadığı için kayıt yaptıramıyoruz. Küçükçekmece’de adresimize en yakın okul ikili eğitim yapıyor, çocuğumuz ya öğlenci yâda sabahçı olacak. Bakanlık etüdü kaldırdığı için çocuğumuz ortada kaldı…”.
Şikâyetler beşi sıra geliyor: “Bizler İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesinde çalışıyoruz, Yeni okula başlayacak çocuğumuzu Yerleşke dâhilinde bulunan İlköğretim Okuluna kaydedemiyoruz. Ne yapacağız ?”.
“Ben İTÜ Maçka Yerleşkesinde çalışan bir anneyim. İkametgâhımız tutmadığı için Maçka’daki İlköğretim okullarına çocuğumun kaydını yapmıyorlar. Çocuğum ortada kaldı !” .
Bunlara benzer yüzlerce haklı şikâyet…
Pek tabii ki, uygulanmak istenen sistem, bir gerekliliğin neticesinde hayat bulmuştur. Ancak yetkililerin özel sosyal koşulların varlığını dikkate alarak yeni sistemin doğuracağı muhtemel sorunları çözmeleri gerekmektedir. Nitekim sendikamız bu öngörüyle Bakanlığı her yıl uyarmakta ve yapılması gerekeni belirtmektedir. Çalışanlar için olduğu kadar Bakanlık için de esas olan “Üzüm yemek” olmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nı yönetenler acaba bütün eğitim ve kamu çalışanlarını bekâr ya da çocuksuz mu zannediyorlar da böylesi keskin uygulamaları hayata geçirmeye ısrar ediyorlar.
İlköğretime yeni başlayan eğitim çalışanlarımızın çocuklarının velileri ile beraber okullarına ve kamu çalışanlarımızın çocuklarının da kurumlarına en yakın okullara gidebilmesi hem eğitim çalışanı ve kamu çalışanı veliler ve hem de çocuklarımız açısından büyük kolaylık olacaktır. Bakanlıktan, eğitim ve kamu çalışanlarının mağduriyet yaşamamaları yönünde, eğitim çalışanlarının görev yaptıkları okullara ve kamu çalışanlarının da kurumlarına en yakın okullara çocuklarını kayıt yaptırabilmelerine imkân verecek düzenlemeyi yapmalarını öncelikle bekliyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanan bizimde teklifimiz olan ve desteklediğimiz; yeni öğrenci kayıt sisteminde şehit ve gazi çocukları ile özel eğitime ihtiyacı olan çocukların, velilerinin istekleri doğrultusunda nakil yolu ile istedikleri okullara kayıtlarını yaptırılabilmektedir. Bu uygulama eğitim ve kamu çalışanlarının çocukları için de geçerli olmalıdır.
Bu anlamda Milli Eğitim Bakanlığının şu anda büyük mağduriyetlere neden olan, eğitim çalışanlarının ve kamu çalışanlarının infialine sebep olan bu konuyu değerlendirerek acilen çözüm üretmesini bekliyoruz.
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı
