5 ile7

Yayın: 11:38 - 19.01.2012
Güncelleme: 11:38 - 19.01.2012

Beş ile yedi arasındaki benzerlik ne? Ya da beş ile yedi arasında ne fark var.

Bugünkü yazımın konusu bu.

Geçen hafta bir derneğin davetlisi olarak, Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’ne gittim.

Davette programın beşte başlayacağı yazıyordu. Ben de davetiyedeki saate bakarak 15 dakika önce yani 16.45’te Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezine gittim.

O ne? İçerde ne in var? Ne de cin?

Sağa sola baktım. Meslektaşım, kardeş gazeteci Halil Bey orada.

“Merhaba” deyip, Halil Beyin yanına oturduktan sonra:

Halil Bey, program beşte diye geldim. Sen de buradasın. Biz mi yanlış yaptık, onlar mı?

Üstelik davetiyeyi bize veren…. ‘de ortada yok.

Benzer olayı bugün de Pendik Atatürk Sanat Evinde de yaşadık.

Bize cep telefonu ile çekilen mesajda bir siyasi parti “19.00’da Pendik AKM’ de program var”, diyerek bizi davet etti.

Saat 18.45’de Pendik AKM’ ye gittim.

Burada da aynı manzara.

Salonda gazeteci meslektaşlarım: Savaş ve Erdoğan Bey ile karşılaştım. Birkaç dakikalık sohbetten sonra birkaç gazeteci daha geldi.

Davet sahibinden ise ortada kimse yok.

Hava soğuk, kar bir yağıyor, bir diniyor.

Beklesek mi? Gitsek mi?

Birkaç dakika derken 17.00’da başlaması gereken program 20.30’da başladı.

Şimdi soruyorum.

5 ile 7 arasında ne benzerlik var?

7 ile 8.30 aynı mı?

Benim hayatımdan 2 saati nasıl çalarsınız?

200 kişiyi 2 saat bekletmek hangi vicdana sığar?

Bir dahaki toplantınıza kim gelir?

İnsan onuruna yakışmayan bu sorumsuzluğu kabul etmiyorum. “Beş” diyorsanız toplantınız beşte, “yedi” diyorsanız toplantı yedide başlamalı.

Seyirci sekizde gelmeye müsait ise toplantı saati sekiz olarak yazılmalı.

Söz namus, namusa kutsaldır. “Yedi yazalım da: dokuzda başlarız.” mantığıda mantıksızlıktır.

 

Mustafa Telli

 

Exit mobile version