Kartal CHP İlçe başkanlığı yarışındaki tabloda ne görüyorsunuz?

Yayın: 15:42 - 04.03.2012
Güncelleme: 15:42 - 04.03.2012

Şu an çekişmeli bir ilçe başkanlığı yarışı gözlenmektedir. Bir yanda atamayla göreve gelen mevcut başkan Av. Kamer Gök, diğer tarafta çok iddialı bir aday olduğunu açıklayan Kartal Belediye Meclis Başkan Vekili aynı zamanda güzel Türküler seslendiren sanatçı Taner Özdemir.

 

Daha delege seçim çalışmaları esnasında Taner Özdemir tarafından, özellikle Petrol- iş mahallesinde çok hararetli toplantılar yapılarak yarışın fitili ateşlendi. Toplantı salonunda bulunan topluluğa mevcut ilçe başkanının anti demokratik girişimlerde bulunduğunu bariz bir şekilde dile getiren Taner Özdemir, bu ilçe başkanlığını ne pahasına olursa olsun alacağım mesajı veriyordu. Özdemir bazı konuşmalarında “benim için hırçın, hizipçi diyorlar, biraz da deli olmak gerekiyor” diyor.

 

Hatta kendi adaylığını öne çıkarmak için mevcut ilçe başkanı hakkında bildiklerini söylemekten geri durmuyor. Mevcut ilçe başkanının birahaneler de oturarak partiyi yönettiğini, delegelere mahalle baskısı yaptığını, genel başkan hakkında muhalefet yaptığını açıkça ifade ediyor.

 

Yani partililer de sesli düşünecek olursa, “bu çocuk ne yapıyor, ne yapmaya çalışıyor? Diye,

 

Hatta Taner Özdemir’in şu ifadeleri hafızalarda öne çıkıyor. Ben gencim ve 65 yaşına kadar bekleyecek miyim görev almak için.

Bana oy verin yetki verin partimize yeni bir ilçe binası kazandıracağım. Ben çok çalışarak Ak parti ile aradaki oy farkını kapatacağım. (Yanındaki eski SHP’li ve DSHP’li kurmaylarını göstererek) herkesi partiye kazandıracağım. Mevcut ilçe başkanı ve bazı partilileri kast ederek onlar partiyi sattılar parti baraj altına düşünce terk ettiler. Onlar Ayhanlar kıraathanesi ile Önde Birlik birahanesi arasında CHP’yi yönetmeye çalışıyorlar. Ben onlardan gencim ve daha iyiyim. Kazanmak için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Medya mı kullanılacak kullanacağız, evlere ziyarete mi gidilecek gideceğiz.

 

Bana yetki verin oy verin partimizi iktidar yapalım, genel başkanımızı Başbakan yapalım. Yoksa Akp eğitim sistemini değiştirerek çocuklarımızı dindar bir nesil olarak yetiştirecek. İmam Hatiplere yönlendirecek” gibi söylemlerde bulunmaktadır sayın Özdemir. Aynen kendi ifadesiyle, “Sevgili arkadaşlar ülkemizin içinde bulunduğu durumu ifade etmek gerekirse, bugün gündeme getirilmeye çalışılan eğitimin 4 yıla indirilmesiyle beraber 4. sınıftan sonra çocukların imam hatiplere yönlendirilmesi ve dinci bir nesil yetiştirilmesinin önü açılmak isteniyor”.

 

 

Peki şu soruları da sormak gerekmez mi?

 

Medyadan başlayalım, Sayın Özdemir, “medya kullanılacaksa onu kullanacağız” diyor. Evet kullanılacak medya Kartal dışından bulunmuştur ve kullanılmaktadır. Kartal’ın etkili medyası onurlu gururlu bir değere sahip olduğundan kullanılmaya müsait değil. Hoş Kartal içinden de çanak tutanlar olabiliyor, onu ayıralım.

 

Daha petrol – iş mahallesinin toplantısında Kartal dışında yayın yapan bir gazete manşetine “Neyin peşindesin Kamer Gök?” diye bir yorum haber yazarak salonda dağıtılarak ilk adım atılmıştır. Sonra aynı gazete bir hafta sonra bomba haberler patlayacak “Kartal’da yer yerinden oynayacak” gibi spotlarla gerilim oluşturmaya devam etmiştir. Ve bomba haber dediği Kamer Gök’ün kızı Kartal Belediyesi’nde nasıl işe girmiş ne iş yapıyormuş kaç lira para alıyormuş? Gibi sorular.

 

Kartal’da bir market ruhsatsızmış Kartal Belediye yetkilileri bu işe nasıl göz yumuyormuş, bu işin altında neler varmış kimler nemalanıyormuş.

 

Tamam bu tablodan saf bir insan şu sonucu çıkarabilir. Bu kullanıma müsait medyayı kullanarak yönlendiren kumanda merkezi mevcut ilçe başkanını ve belediyeyi yıpratmak isteyen bir merkez olabilir. Hani derler ya, bu işte birilerinin parmağı var. Şimdi akla şu soru geliyor, iktidar olabilmek için medyayı kullanmaktan bahsedenler, bu formülü, acaba CHP camiasını yıpratmak anlamında mı değerlendiriyorlar.

 

Mevcut ilçe başkanı birahanede oturuyor diye suçlanırken, suçlayan kişi birahane işlemeciliği yapıyorsa, bunu nasıl yorumlamalı acaba.

 

İnanç özgürlüğü konusunda her iki aday da ortak bir payda da aynı düşünceyi sergilemektedirler. İktidara talip olacak olan politikacılar çok geniş kitleleri kucaklayıcı mesajlar vermeleri gerekmez mi?  Kartal’da siyaset yapacak olan kişiler “ – Çocuklarımızı bu AKP’liler dindar yetiştirecekler bunlara fırsat vermeyelim. Ona göre çalışmamız lazım” diyerek ne demek istenmektedir? Toplumun dindar değil de dinsiz inançsız olmasını istemek kimler tarafından beğeni toplar ki?

 

Dindarlıktan neden bu kadar korku duyulur ki, sığ bir ideolojinin düşünce özgürlüğünün önüne geçmesi, daha ne kadar zaman düşünülecek acaba.

Şunu unutmayınız ki İslam dininde zorlama asla yoktur.

 

Benim gördüğüm Kartal CHP’de ilçe başkanlığı yapan isimlerden Hasan Karaman olsun, Yüksel Çiftçi olsun, Haydar Oğuz olsun bu kadar kendi partililerini karalama kampanyası yürütmediler.

Hele Yüksel Çiftçi döneminde, (son dönemi hariç) çok nezaketli toparlayıcı ve saygılı bir siyaset sergilendiğini söyleyebiliriz.

 

Yani hırçınlık ve ötekileştirmek anlayışı başarı sayılsaydı, CHP yaklaşık otuz yıllık bir zaman içinde iktidar olabilirdi. Keşke karşı tarafı kötüleyerek değil de sadece kendi özelliklerini dile getirerek daha saygın bir çalışma yürütülse toplum nezdinde daha çok kabul görebilir diye düşünüyorum.

 

Zira diğer aday mevcut ilçe başkanı Av. Kamer Gök bu tarz rakibe yönelik söylemler yerine daha genel politik değerlendirmeler yaparak, “Ben partimin adayıyım, sosyal demokrat ilkelere bağlı kalarak partimin daha yükseklerde yer alması için çalışmaktayım” şeklinde söylemler de bulunuyor.

Topluma hizmet adına iyi niyetli gayret sarf edenlere başarılar dileriz.

Kenan Gülerci

Kenan GÜLERCİ
Exit mobile version