Mark Porter: Sadece Gazete Tasarlamadık Görsel Kimlik Oluşturduk!

Yayın: 14:03 - 20.06.2012
Güncelleme: 14:03 - 20.06.2012

Zaman Gazetesi +1T Gazete Tasarım Günleri kapsamında seminer veren Mark Porter, “Biz TheGuardian olarak sadece gazete tasarlamadık, görsel bir kimlik oluşturduk. Biz ilk farklılığımızı 1988 yılında daha modern görünüşlü yeni bir logoya geçerek yaptık” dedi

 

+1T Gazete Tasarım Günleri’nin ikinci gününde, dünyanın önde gelen editöryal sanat yönetmenlerinden biri olan Mark Porter ve Mimar Sinan Üniversitesi Grafik Bölümü Öğretim Görevlisi Savaş Çevik geleceğin tasarımcılarıyla buluştu. Mark Porter, gençlere basılı gazetenin yanı sıra iPad gibi tablet ürünler için gazete tasarımının inceliklerini anlatırken Savaş Çevik, Türkiye’de yapılan tipografi hataları ile ilgili bilgiler verdi.

İngiliz TheGuardian Gazetesi’nde 15 yıl Kreatif Direktörlük yapan Mark Porter, genç tasarımcılarla bir araya geldi. Zaman Gazetesi +1T Gazete Tasarım Günleri kapsamında seminer veren Porter, “Biz TheGuardian olarak sadece gazete tasarlamadık, görsel bir kimlik oluşturduk. Biz ilk farklılığımızı 1988 yılında daha modern görünüşlü yeni bir logoya geçerek yaptık” dedi. Bu değişimin uzun vadede gerçekleştiğini aktaran Porter, her güne özel ekler verdiklerini ve kimlik tasarımını binalarına da yansıttıklarını dile getirdi. Porter, tasarımın hayatın her döneminde büyük bir önem taşıyacağını kaydetti.

Mark Porter, Guardian’ın kuruluşundan bu yana geçirdiği tasarım sürecini anlattı. TheGuardian’ın ilk baskısının 1821 yılında yapıldığını ifade etti. İlk renkli günlük gazetenin TheGuardian olduğunu belirten Porter, gazete boyutu konusuna da değinerek, geçmişte gazete boyutlarının çok büyük olduğunu ve insanların özellikle toplu taşıma araçlarında gazete okumakta çok zorlandığını söyledi. Bunun üzerine Avrupa ve Dünya’da birçok gazeteyi incelediklerini anlatan Porter, “Araştırmalarımızın sonucunda TheGuardian’ın ‘Berliner’ formatında basılmasına karar verdik” dedi.

TheGuardian’ın en önemli özelliklerinden birinin de yazı türü olduğunu ifade eden Porter, “Gazeteyi tekrar tasarlamaya başladığımızda tüm gazetenin tek bir yazı formatında olmasının uygun gördük. Çünkü bu okuyucuyu yormuyor. Yazı türü olarak ta özgün bir yazı türü seçtik” diye konuştu. En çok düşünülen ve üzerinde durulan konunun ön sayfa olduğunu vurgulayan Porter, Guardian’ın boyutu itibariyle uygun tasarımın, üst kısmında hareketli alt kısmında daha çok yazının hakim olduğu bir yöntem benimsediklerini aktardı.

Günümüzde internet gazeteciliğinin öneminin altını çizen Porter şunları kaydetti: “Guardian’ın internet sitesini görsel anlamda yazılı gazete tasarımına yakın olması gerekiyordu. Belli bir kimlik ve karakter kurup bunu internet sitesine taşımak kolay bir iş değil. R2 adında bir proje oluşturduk. 50 teknik çalışan ve 6 da tasarımcıdan oluşan bir ekip kurduk. 2 buçuk yıllık bir çalışmanın sonucunda internet sitesini gazetenin devamı olacak bir kimliğe kavuşturduk.”

Web sitesinin görsel anlamda bir gazeteye yaklaşmasını sağlarken 2.5 milyon dolar harcadıklarını ifade eden Mark Porter, Web sitesi tasarımını yenilediklerini de şöyle ifade etti: “Bir kimlik belirlemek, bunu web sitesine yansıtmak çok zordu. Renkle ilgili yeni bir yaklaşım içersinde olduk. Sonuçta web sitesinin gazetenin devamı gibi algılanması ve yeni bir kimlik kazanması ile oluşturuldu.”

E-kart gibi posta yoluyla satış sağladıklarını aktaran Porter, akıllı telefonlara da uygulamalar tasarladıklarını belirtti.

Güzel tasarımlar doğru bir tipografi ile olur

Haliç Üniversitesi’nde tasarım dersleri veren Yard. Doç. Dr. Savaş Çevik, Zaman Gazetesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Tasarım Günleri’nin ikinci gününde geleceğin tasarımcılarına, Türkiye’de yapılan tipografi hataları ile ilgili bilgiler verdi. Çevik, ülkemizde 84 yıldır Latin alfabesinin kullanıldığını hatırlatarak bu konuda gereken özenin gösterilmemesinden dolayı oluşturulan metinlerde sıklıkla tipografi hataları görüldüğüne dikkat çekti. Çevik, Zincirlikuyu Mezarlığı’nın girişindeki ‘Her canlı ölümü tadacaktır.’ yazısındaki tipografi hatalarını öğrencilere göstererek, “Sokaklardaki tabelalar da bile gözle görülür onlarca tipografi hatası mevcut “ diye konuştu.

Hat sanatında çok iyi yerlere gelmiş olan Osmanlı torunlarının yaptığı büyük tipografi yanlışlıklarının kabul edilemez olduğunu dile getiren Savaş Çevik, “Büyük tipografi hataları ile insanlar ölmüyor ama sanatın belli noktasını kaybetmiş oluyoruz.” diyerek tipografinin geleceğinin tehlikede olduğunu ifade etti.

Yılardır tipografi ile uğraştığını belirten Çevik, esas sorununun çok güzel tasarımlar ya da yeni fontlar icat etmek olmadığını vurgulayarak, “Benim düşüncem anatomisi doğru olan doğru karakterler ile yazılmış yazılar” dedi. Çevik, en iyi anlamlı tasarımlarında ancak doğru bir tipografi ile mümkün olacağını sözlerine ekledi.

 

Exit mobile version