Öğretmenlerimizi Hiç Kimse İncitemez!

Yayın: 08:00 - 02.10.2012
Güncelleme: 08:00 - 02.10.2012

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in, atama bekleyen öğretmenler ile yaptığı görüşme sırasında yanındaki Adana Milletvekiline dönerek “Ben öğretmen adaylarını Eminönü’nde bekleyen güvercinlere benzetiyorum. Bekliyorlar ki önlerine birisi yem atsın. İşte bu yüzden çocuklarımın hiç memur olmasını istemedim” dediği önü sürüldü.

 

Öncelikle Milli Eğitim Bakanı Dinçer’in böyle bir beyanı olup, olmadığını kamuoyuna açıklamasını istiyoruz. Sayın Dinçer bu açıklamayı yaptınız mı? Öğretmenleri gerçekten yem bekleyen güvercinlere benzettiniz mi? Şayet bu açıklamayı yaptıysanız, ne demek istediniz? Bu onur kırıcı sözlerinizin arkasında ne var? Bu sözleri sarf ederken hiç empati kurdunuz mu? Kendinizi atama bekleyen öğretmenlerin yerine koydunuz mu? ‘Düşünmeden konuşmanın cezası, konuştuktan sonra düşünmeye mahkûm olmaktır’ sözünü hiç duymadınız mı? Peki, biz sizi, vakitsiz öten horoza benzetsek incinmez misiniz?

 

Bakan her ne sebeple olursa olsun bu açıklamayı yaptıysa, yani öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzettiyse vah bu memleketin haline… Bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı çocuklarımızı yetiştiren, kutsal bir görev ifa eden, bu ülkenin mihenk taşı olan öğretmenler için bu benzetmede bulunduysa, zaten tüm sözler kifayetsiz kalır.

 

Sadece mesleğini icra etmek isteyen, bu uğurda yıllarca dirsek çürüten, kıt kanaat imkânlarla okuyan, her türlü fedakârlıkta bulunan, öğrencilerine ders anlatacakları günün hayalini kuran atama bekleyen öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzetmek kimsenin haddi değildir. İster Bakan, ister Başbakan, isterse Cumhurbaşkanı olsun hiç kimse öğretmenlerimizi aşağılayamaz, onları hor göremez, incitemez.

 

Eli öpülesi öğretmenleri sözleri ile yerin dibine sokanlar, onları değersizleştirenler, öğretmenlik mesleğini önemsizleştirenler ne yapmaya çalışmaktadır? Bu ülkeyi yönetenler tarafından ard arda hakaret bombardımanına maruz kalan öğretmenler daha ne kadar sabredecektir? Öğretmenleri ezerek, onların üstüne basarak hiç kimse büyüyemez. Hele hele Ömer Dinçer gibi öğretmenlerin değerini bilmeyen, onların yaşadıkları sorunlara ortak olamayan, onların acılarına ‘Fransız’ kalan, onları sahiplenmeyenler hiç büyüyemez.

 

Buradan Ömer Dinçer’e sesleniyoruz: Sayın Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı koltuğu baki değildir. Bir gün siz de o koltuğu bırakmak zorunda kalacaksınız. Oysa öğretmenlerimiz her zaman burada olacak. Bunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın!

 

Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunu ne yazık ki her siyasi iyi taşıyamamaktadır. Bu koltuğun sorumluluğunu yüklenemeyenler, bu makamın gereğini yerine getiremeyenler bir dakika bile burada oturmamalıdır. Bu kişilerin bu makamları işgal etmesi öğretmenlere, eğitim çalışanlarına büyük bir hakarettir.

 

Bu ülkede 350 bin genç atama beklerken, okullardaki öğretmen açığı bütçe yetersizliği gerekçe gösterilerek ücretli öğretmenler eliyle giderilmeye çalışılırken, öğretmen yetersizliği nedeniyle ders yapılmayan okullar varken; Bakanlığın öğretmen alım politikasını gözden geçirmek yerine, bu yanlış sistemin sorumlusunu öğretmenlermiş gibi göstermesi manidardır.

 

Atama bekleyen öğretmenler kimseden lütuf beklememekte, sadece hakkı olanı istemektedir. Dolayısıyla hiç kimse öğretmenleri hakkı olanı istediği için yargılayamaz, onları yem bekleyen güvercinlere benzetemez. Bu tür sorumsuzca sarf edilen sözlerin hesabı sorulmalıdır.    Ömer dinçer ya bu sözleri doğrulamalı ya da düzeltmelidir. Şayet dinçer bu sözleri sarf ettiyse tüm öğretmenlerden özür dilemelidir. Öğretmenler adına bunu bekliyoruz.

 

M. Hanifi Bostan
Exit mobile version