Muhalefetin Sesi!

Yayın: 13:43 - 26.12.2012
Güncelleme: 13:43 - 26.12.2012

Gazete bir iletişim aracıdır.  Her hangi bir konuda haber veya bilgi vermek, yorum yapmak gazeteciliktir, bu işi yapan da gazetecidir.

 

Gazete muhalefet, gazeteci muhaliftir. neden muhalefet, neden  muhalif?

 

Mesela: Bir işveren ile işçi arasında bir problem var. İşçi diyor ki patron benim sigortamı yapmadı. Patron diyor ki yaptım.

 

Gazetecinin görevi: Kimin doğru söylediğini ya da kimin haklı olduğunu bulmak değildir. Bu önemlidir. Ancak haklı ve haksızı tespit mahkemenin işidir. Gazetecinin işi bu kavgada  işçiyi, işverene karşı savunmaktır.

 

Zira işveren güçlü, işçi ise güçsüzdür. Patronun avukat tutacak milyarları varken, işçinin karnını doyuracak parası yoktur.

 

Belediye ile probleminiz var. Bir yanda siz, diğer yanda belediye. Belediye kim? Belediye: Yüzlerce çalışanı, onlarca yaptırım gücü, milyarlarca parası olan devasa bir güç. Ya siz? Siz, sıradan bir vatandaş.

 

Belediye haklıysa; hakkını sizden alır. Ya siz haklıysanız? Haklıysanız, belediyeden hakkınızı nasıl alacaksınız? Hakkınızı alsaydınız problem olur muydu? Olmazdı.

 

Bir başka problemde yandaşlık.

Adamın biri, hükümetin bir uygulamasını eleştirdiğiniz yazınızı göstererek; “Siz hep AK Partiyi eleştiriyorsunuz? Başka parti mi yok” diyor?  Hükümet, bir yanlış yapmışsa, bir hata yapılıyorsa gazeteci tabiki hükümeti eleştirecek.

 

Basının görevi gücün, güçlünün  değil, güçsüzün yanında yer almaktır. Zira güç, her zaman hakkını savunur, her zaman hakkını alır. Gazetecinin görevi, zayıftan yana olmaktır.

 

Peki bunu her gazete ya da her gazeteci yapıyor mu? Yapanlar çok. Bunlardan biri geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrılan Sonsöz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Siraç’tır.

 

Ahmet Siraç aramızdan ayrıldı

 

1949 yılında Siirt’te doğan Siraç, 1979 yılında Akşam Gazetesi’nde gazeteciliğe başlamış. 1999 yılında Pendik Sonsöz Gazetesi’ne gelen Siraç, Pendik ve çevresinde önemli bir muhalefetti. Gördüğü ya da duyduğu her yanlışa karşı koyar, o yanlışın düzeltilmesi için mücadele ederdi.

 

Bir kaç defa dövülen, bir defa kurşunlanan Siraç, 15 Aralık 2012’de Hakk’a yürüdü. Siraç, şimdi aramızda yok. Dileğimiz Siraç’ı aramamak. Ama ya ararsak, ya Siraç’a ihtiyaç duyarsak ne yapacağız?

Susmayacağız, susturamazlar gibi 30 kadar kitabın müellifi olan Ahmet Siraç Fakurullahoğlu’nun vefatı ile Pendik önemli bir muhalefetini, gazeteciler de önemli bir arkadaşını kaybetti.  Kaybettiğimiz sıradan bir gazeteci değil, önemli bir sesti.

Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve basın dünyasına baş sağlığı diliyorum.

 

Mustafa Telli
Exit mobile version