Sardunya Kokan Kadınlar!

Yayın: 11:18 - 02.04.2013
Güncelleme: 11:18 - 02.04.2013

Mine Engin Tekay ile Sardunya Kokan Kadınlar hakkında konuşuk.

 

Kitap yazma fikri nasıl oluştu?

 

Aslında kitap yazma fikriyle yola çıkılmadı. Ben kendime yazıyordum öykülerimi.Ve bunu on iki yıldır yapıyordum Çeşitli dergilerde çıktı öykülerim.Sonra bir bahar günü Puslu Yayıncılık’ın sahibi Murat BULUT’la kesişti yolum. Önce dostum, sonra yayıncım oluverdi. Öykülerimi kitaplaştırmak fikri, ona aittir. Hazır olup olmadığıma dair ciddi endişeler taşıyordum yüreğimde.  Şimdi kesinlikle eminim. Doğru zaman, doğru yer ve doğru satırlar.

 

 

 

Kitabın içeriği hakkında bilgi verir misiniz?

 

Kitabın içeriğine ait her şey, kapak fotoğrafında saklı. O fotoğraftakiler hiç görmediğim dedem ve rahmetli babaanneme ait. Yıl, 1940 olmalı…

Babaannem benim yapı taşlarımı  oluşturan kadınlardan.Onun yaşam mücadelesi ve gücü, el verdi bütün sardunya kokan kadınlara.

Sardunya babaannemin en sevdiği çiçekti. Evi, bir sardunya bahçesini andırırdı. Onun bu çiçeğe duyduğu sevgiyle  kimsesizlik ve zorluklar içinde geçen yaşamını harmanladım. Ortalığı sardunya kokusu kapladı. Sonra düşündüm.Aslında her kadın bir sardunya gibi.Çünkü hepsinin yaşamında kadın olmanın yazgısı, zorluğu ve sancısı var. Ve tıpkı sardunyalar gibi toprağını sıkı sıkı kavramak, çok önemsenmeden yaşayıp gitmek, bin bereketle yaşama kök salmak var. Güçlü bir çiçektir sardunya, sabırlıdır; baharın elbet geleceğini bilerek girer kışa. Umudunu ve direncini yitirmez hiç; tıpkı kadınlar gibi.

 

Kitabım kadın öykülerinden oluşuyor. Farklı sosyal çevrelere ait, farklı yaşlarda ve farklı yaşanmışlıkların kadınlarını bir araya getirmeye çalıştım. Ve galiba, her yer sardunya koksun istedim.

 

 

 

 

Niye kadınlar?

 

Aslında bunun cevabını yüreğim vermeli, bir de kalemim. Gitmedi kadından başkasını yazmaya.

 

Niye kadınlar? Belki kadın olmaktan.Duyduğum, gördüğüm, sevdiğim tüm kadınların yaşamında acılı bir öykü olduğundan belki yazılmayı bekleyen.

 

Kadınların yok sayıldığı  bir dünyada   demokrasiden ve gerçek özgürleşmeden söz edilemeyeceğinden belki. Belki her yeni güne bir şiddet olayıyla uyandığımızdan, töre cinayetlerinde dökülen kanın hâlâ sıcak oluşundan. Birlik ve dayanışma ruhumuzu harekete geçirme isteğinden belki. Yalnız olmadığımızı bilmek, öyküsü bizimkine benzeyen birçok kadın olduğu fark ettirmek için belki de.

 

Bu kitabın geliri, kadın derneklerine bağışlanmıştır. İstedim ki öyküsünü yazdığım kadınlara geri dönsün o kazanç. Ve onlar, yalnız olmadıklarını bilsinler.

Bu ülkede kadınların yazılacak daha nice öyküleri var. Ben onların susarak söyledikleri acıyı, yüreğimle duyarak yazdım. Umarım bir gün sonu hep mutlu biten öyküler yazar kalemim. Ve gökten üç damla yaş yerine, üç elma düşer öykülerimin sonuna…

 

 

Mine ENGİN TEKAY kimdir?

 

Kendini tamamlama yolunda bir kadın galiba. Yazmasaymış, bir yanı eksik kalırmış gibi. Kafa kağıdına göre 42, ruh sesine göre kesinlikle 19 pek çoğumuz gibi. Samsun’da dünyaya gelişi bir tesadüf olup (h) akiki Trakya kızı. O yüzden de (h) epten aykırı beyaa!

Babasının görevi nedeniyle on sekiz kere taşınmak zorunda kalmış, Türkiye’nin farklı yerlerinde ayak izlerini, anılarını ve dostlarını bırakmış bir göçebe.

1992’de Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş bir Türkolog.1997’de Trakya Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamış, harika öğrencilerle yolu kesişmiş, yirmi yıllık bir üniversite hocası.

Annesinin ve babasının hep küçük kızı,  Temmuz, Deniz ve Ateş’in anası;  Adnan’ın karısı. Ve nihayet çiçeği burnunda bir yazar.

 

 

 

Yazma serüvenimde başından beri hep benimle olan aileme, dostlarıma, sevdiklerime ; basım aşamasında verdiği destek için Puslu Yayıncılık’a ; hepsi birer kahraman olan sardunya kokan kadınlarıma; onların yüreklerine dokunmayı başaran tüm okurlarıma Size ve şahsınızda Kartal Haber Gazetesi’yle bu gazetenin değerli okurlarına sonsuz teşekkürlerimi sunarım.Öyküler hiç terk etmesin bizleri…

Exit mobile version