Sağduyuya Çağrı!

Yayın: 08:08 - 04.06.2013
Güncelleme: 08:08 - 04.06.2013

Bir yandan PKK terör örgütünü kardeş ilan ederek bu ülkeyi bölmeye çalışan ve bu ülkeye ihanet eden insanları bağrınıza basarken; diğer yandan hangi sebeple olursa olsun, demokratik tepkilerini ortaya koyan insanlara zulmetmeyi kabul etmek mümkün değildir. Yine çevreyi koruma adına yapılan eylemleri çığırından çıkararak kamu mallarına zarar verecek noktaya taşımak, vatandaşları rahatsız etmek, ilkokul ve ortaokul öğrencilerini okullarından kopararak eylem alanlarına taşımak da hiçbir şekilde kabul edilmez ve hoş görülemez. Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen olarak hem hükümeti ve hem de bütün vatandaşlarımızı sağduyuya davet ediyoruz.

 

Hükümet yaşananların bir öfke patlaması olduğunu anlamamakta ısrar etmemesi gerekir.  “Ben çoğunluğa sahibim, her şeyi yaparım’, ‘Çoğunluk benim yaptıklarımı tasvip ediyor’,  ‘Çoğunluk bende. O halde demokrasi budur. Buradan hareketle her istediğimi yaparım’ anlayışı olmamalıdır. Dünyada gelişen anlayış, çoğulcu demokrasi anlayışıdır. Çoğulcu demokrasi anlayışı; çoğunluğa değil, bütün milletin kararına, düşüncelerine saygı gösteren anlayıştır. Kamu çalışanları çeşitli baskılara maruz kalmaktadır.  Bunun dayanacağı son nokta mutlaka vardır. Türkiye, böylesine anti demokratik bir anlayışla yoluna uzun süre sağlıklı şekilde devam edemez. Kendisi gibi düşünmeyenleri hazmedemeyen bir siyaset anlayışı kabul edilemez, destek göremez.

 

Nitekim 10 yıldan beri kamuda hak-hukuk rast getire… İnsanların kazanılmış hakları tek tek ellerinden alınmakta, hak etmeyenlere verilmektedir. Bu MEB, Devlet Hastaneleri, Üniversiteler başta olmak üzere bütün Devlet Kurumlarında yaşanmaktadır. Mahkeme kararları uygulanmamakta, hakkını aramak için mahkemeye başvuranlara baskı yapılmakta veya alenen mobing yapılmaktadır. Haksızlığa ve adaletsizliğe karşı çıkanların görev yerleri değiştirilmektedir. Her memur için suç olan bir fiil, yandaşlar için suç sayılmamakta, aksine ödüllendirilme nedeni olmaktadır. Daha da ileriye gidilerek memurların hak ettiği yükselmenin ve hak ettiği kadroya atanmanın gerçekleşmesi için yandaş sendikaya üye olma dayatması ile yüz yüze kalınmaktadır. Bunların hiç biri demokrasinin, adaletin ve hukuk devletinin olduğu yerde olmaması gereken insanlık dışı uygulama ve dayatmalardır.

 

İnsan onurunun ayaklar altına alındığı bir yerde demokrasi, hukuk ve adalet olabilir mi?

 

Her fırsatta vesayet rejiminden rahatsız olduğunu ifade edenler, halkın ve kamu çalışanlarının çığlıklarına neden kulak tıkamaktadır?

 

Ülkemizin bir kargaşa ortamına sürüklenmemesi için, başta Cumhurbaşkanı, Başbakan, TBMM Başkanı, Yazılı ve Görsel Basını ve sorumluluk makamda bulunan herkesi akli selimle hareket etmeye davet ediyor, vatandaşa ve kamu çalışanlarına reva görülen haksızlığın ve zulmün bir an önce önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz.  Halkımızı, kamu çalışanlarını, öğretim üyelerini, öğretmenleri ve üniversite öğrencileri başta olmak üzere bütün öğrencileri de tahriklere kapılmadan sağduyu ile hareket etmeye çağırıyoruz.

 

 

 

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen

İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr

 

M. Hanifi Bostan
Exit mobile version