Sevinç, İslam aleminin tek kurtuluşu D-8 lerdir

Yayın: 15:17 - 29.07.2013
Güncelleme: 15:17 - 29.07.2013

Saadet Partisi Kartal, Geleneksel İftar Programında Buluştu.

 

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu katılımıyla, Saadet Partililer Cevizli’de bulunan Şafak Döner’de iftar yemeğinde bir araya geldiler.

 

İftar programına genel başkan yardımcısı Temel Karamollaoğlu, il yönetim kurulu üyeleri, ilçe ve mahalle yönetim kurulları, Kartal mahalle muhtarları, stk temsilcileri ve yerel medya temsilcileri katıldı.

Saadet Partisi Kartal iftar programı İlçe Başkanı İmdat Sevinç’in selamlama konuşması ile başladı. İmdat Sevinç konuşmasına şöyle devam etti ; “İdrak etmekte olduğumuz şu mübarek ramazan ayını hem birey olarak hem de partimiz olarak dolu dolu geçiriyoruz. Allah sizlerden razı olsun.

Geçtiğimiz hafta Saadet Partimizin düzenlemiş olduğu “Darbelere Hayır” Mısır’a İhvana Destek Mitinginde bir kez daha gördük ki İslam Aleminin tek kurtuluş reçetesi “İslam Birliği D-8”lerdir.

Siz değerli kardeşlerimin yoğun ve titiz çalışmasıyla Kartalımızdan çok yüksek oranda katılım sağlandı. Rabbim emeklerinizin mükafatını cennetiyle versin inşallah. Dünya bir kez daha gördü ki Milli Görüş’ün evlatları dimdik ayakta ve İslam Alemine milyonluk mitingle sahip çıktı. O zalim emperyalistler, Siyonistler “Bizi ne kadar küçümsese de rabbimiz onların küçümsemesine böyle bir tokat attırdı.” Ona şükürler olsun o yüzden bizi kimse küçümsemesin biz Milli Görüşçüler her zaman mazlumun yanında yer aldık yer almaya da dünyayı ayağa kaldırmaya da devam edeceğiz. Çünkü biz biriz ümmetiz.” diyerek teşekkür edip konuşmasını tamamladı.
İlçe Başkanlığı’nın davetlisi olarak İstanbul’a gelen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, katıldığı iftar programda “Erbakan Hoca, 8 Müslüman ülkeyi bir araya getirmek istedi. Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler buna karşı çıktı ve hocayı iktidardan düşürmek için çalıştı” dedi. programda Karamollaoğlu, Türkiye’nin iç ve dış politikalarının yanı sıra dünya düzenine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

.

İSLAM’IN BİRLİK OLMASINI İSTEMEDİLER

Milli Görüş Lideri merhum Necmettin Erbakan’ın İslam ülkeleri arasında birlik sağlamayı amaçladığı D-8 projesinin ABD ve diğer Batılı ülkeleri rahatsız ettiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Erbakan Hoca iktidara geldiği zaman besmeleyi çekti. İslam ülkelerinin her biri başka dallarda oynuyordu. İslam Örgütü Teşkilatı etkisizdi. Erbakan Hoca, 8 Müslüman ülkeyi bir araya getirmek istedi. Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler buna karşı çıktı ve hocayı iktidardan düşürmek için çalıştı. Erbakan iktidara geldiğinde çekiç gücün yerini keşif gücü aldı. ABD kuzey ıraktaki 5 bin ajanını geri çekti. İslam ülkeleri dünyanın en önemli yer altı zenginliklerine sahip. Petrolün yüzde 80’i Müslüman coğrafyada. Dolayısıyla ABD, İslam birliğinin kurulmasını istemiyor” dedi. Bu olayların basında yansımasının ise daha farklı olduğunu kaydeden Karamollaoğlu, “Medyada ise ‘Hoca, mecliste şeyhlere yemek verdi’ şeklinde yansıdı. Bunların hepsi bahane idi” ifadelerini kullandı.

 

MÜLKİYET ŞAHISLARDAN BANKALARA GEÇTİ

Son yıllardaki küresel ekonomik krize vurgu yapan Karamollaoğlu, “Bugün yaşadığımız dünyada ortalık toz duman. En önemlisi de, büyük bir ekonomik kriz var. Ne ABD ne de Avrupa bu krizden nasıl çıkacağını bilmiyor. Bugüne kadar izledikleri yanlış politikalardan dolayı meydana gelmiş olabileceğini düşünmekle beraber perde arakasındaki güçler tarafından planlanmış olabileceği ihtimalini de göz önünde bulunduruyorum. Özellikle 2. Dünya harbinden sonra mülkiyet hızlı bir şekilde el değiştirmiştir. ABD’de mülklerin yüzde 90’ı şahısların değildir. Şahıslar kiracıdır. Yani 25 yıl krediyle ev alırlar. Bir kriz yaşanırsa o ev kişilerin elinden çıkar. İngiltere’de mülkiyetin yüzde 85’i şahısların elindeyken şimdi bu bankaların eline geçti. Ben buna kiracılık diyorum. Siz oturduğunuz eve her ay taksit veriyorsanız kiracısınızdır” diye konuştu.

10 YILLIK ÖZELLEŞTİRME 1 YILLIK FAİZİ ANCAK YETİYOR

Yapılan özelleştirmelere dikkat çeken Karamollaoğlu, “Özelleştirmelerle devlet teşekküllerinden vazgeçildi. 10 senedir yapılan özelleştirmelerden gelen para, bu yılki faizi ancak karşılıyor. Bu ne demektir; Sırtımızdaki yük her geçen gün daha da artıyor” dedi. Buna sebep olarak da aşırı ve lüks harcamaları gösterdi.”

 

“BORÇ VERENLERİN EMRİNDEN ÇIKAMAZSINIZ”

Siyasi bağımsızlığın ekonomik bağımsızlıkla mümkün olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, şöyle konuştu: “Uygulanacak her politika size borç verenlerin emrinden çıkmazsınız. Türkiye, bugün ABD’nin tasvip edemediği hiçbir kararı alamaz. ‘One minute’ demek önemli. Ama İsrail’le ticaretimiz o günden bu yana artmışsa ben bundan ne anladım. Sadece gönlümüz rahatladı. Fransa, bizim tarım bakanımıza madalya verdi. Bizim Tarım bakanımız Fransa’nın menfaatine ne yaptı ki madalya verdi. Tam da bu sırada bakanımız, yurtdışından hayvan ithal ediyordu. Hayvan ithalse yemi de ithal olmalı değil mi? Türkiye’de sanayi bir taraftan yok ediliyor, yerine yenisi kurulmuyor. Bu hükümet görmüyor mu? Görüyor da izlediği politikalar çerçevesinde bir şey yapamıyor. Bize borç verenlerin dediklerinin dışına çıkılamıyor.”

 

DÜNYA DÜZENİ İSRAİL’İN MENFAATLERİNİ KORUYOR

Mevcut dünya düzeninin kuruluşuna inen Karamollaoğlu, İsrail’in nasıl kurulduğu ve İsrail menfaatlerinin nasıl korunduğunu şu şekilde anlattı: “1917 Balfour Deklarasyonunu hatırlayalım. Buna göre İngiltere, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Filistin’i işgal edip burada bir Yahudi devletinin kurulmasına yardım edecektir. Osmanlı bunun için Birinci Dünya Harbine sokuldu. ABD ve Avrupa’daki Yahudiler, Filistin’e gitmediler. 20 sene sonra Almanya yeniden ayağa kalktı, İkinci Dünya Harbi’ni başlattı. Daha sonra da Almanya’da, Yahudilere öyle bir baskı uygulandı ki, Yahudiler nereye kaçacaklarını bilemediler. Bir kısmı Avrupa, ABD ve Türkiye’ye kaçtı. Bir kısmı da Filistin’e yerleşti. Ardından da BM kararıyla İsrail’in kurulması kararı alındı. 1945 yılından sonra Yalta konferansıyla dünya paylaşılırken yeni bir dünya düzeni kuruldu. Bu düzenle İsrail’in korunmasını ve gelişmesini planlanmıştır. ABD, İsrail’i kınama cesaretini gösteremez. 1967 Arap İsrail savaşında Mısır İsrail’i vuracakken ABD İndependent adlı savaş gemisini Mısır ile Filistin arasında demir attırdı. İsrail, bu gemiyi vurdu ve 50 ABD askeri öldü. Ancak ABD, İsrail’e hiçbir şey yapamadı. Dünya düzeni İsrail’in korunması üzerine kuruldu. ABD olmasın İsrail birkaç günde silinir biter.”

Exit mobile version