Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, BM’ye sert çıktı

Yayın: 15:59 - 22.08.2013
Güncelleme: 15:59 - 22.08.2013

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Birleşmiş Milletler’in Suriye ve Mısır gibi ülkelerde yaşanan zulme sessiz kalmasına sert tepki gösterdi.

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Birleşmiş Milletler’in Suriye ve Mısır gibi ülkelerde yaşanan zulme sessiz kalmasına sert tepki gösterdi. Artık BM‘nin bir kuruşuna bile dokunmayacağını söyleyen Görmez, “Diyanet İşleri Başkanlığı‘nı ilgilendiren kısmında BM‘nin bir kuruşunu harcamayacağım. Kabul etmiyorum o parayı” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ‘Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Katkısının Sağlanması İşbirliği Protokolü’nün imza töreninde konuştu. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin‘in de katıldığı imza töreninde, Suriye ve Mısır’da yaşanan gelişmelere sert tepki gösterildi. İslam coğrafyasında yaşananlara ve akan kana dikkat çeken Görmez, şöyle konuştu:
“İnsanlık vicdanını kaybediyor. Birkaç gündür hepimiz evlerimizde televizyonlarımızın karşısına kilitlendik, bütün insanlığın nasıl vicdanını kaybetmeye başladığına şahit oluyoruz. Aslında insanoğlunun öldürme macerası Kabil’in Habil’i öldürmesi ile başlatmıştır. İnsanoğlunun bu en büyük cinayetini bizim elimizdeki kitaplardaki rivayetlere göre bu cinayet Şam’daki Kasyon Tepesi’nde işlenmiş. Biz dünden bugüne Kasyon Tepesi’nde büyük bir insanlık suçunun yeniden işlendiğine şahit oluyoruz. Öncelikle bunu bir vicdan, iman sahibi bir mümin olarak telin etmek her birimizin vazifesi. Ama telin etmek yetmez. Asıl üzücü olan bir husus daha var asıl üzücü olan birinci husus insanlık vicdanını kaybediyor. İkinci husus Müslümanlığımız vicdan üretmemeye başladı. Çünkü bu cinayetler İslam topraklarında Darussalam olarak bilinen barışın ve esenliğin yurdu olarak bilinen topraklarda ve coğrafyalarda meydana geliyor. Bu büyük cinayetlerle insanlığa karşı işlenen büyük cinayetlerde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bütün insanlığı yeniden kendi vicdanına yaratıcının yüreklerine yerleştirdiği fıtratlarına yerleştirdiği o vicdanlarına sahip çıkmaya davet ediyorum. Bütün Müslümanları da yeniden vicdan üretecek bir dindarlık üretmeye davet ediyorum. Müslümanlar kendi dindarlıklarını yeniden sorgulamak durumunda. Neden Müslümanlığımız vicdan üretmiyor?”

“BM’NİN BİR KURUŞUNU HARCAMAYACAĞIM”
Diyanet İşleri Başkanlığı‘nda gerçekleştirilen protokolün aslında bir BM projesi olduğuna dikkat çeken Görmez, bir BM temsilcisinin de törende hazır bulunduğuna vurgu yaparak, “Bundan sonraki en azındanDiyanet İşleri Başkanlığı‘nı ilgilendiren kısmında BM‘nin bir kuruşunu harcamayacağım. Kabul etmiyorum o parayı. Bunu Diyanet Vakfı’ndan harcayacağım. O parayı insanlığa karşı işlenen büyük suçları ve cinayetleri önlemede kullansın bizim kadına karşı şiddeti, insana karşı şefkati ve merhameti toplumumuza milletlerimize anlatacak kadar hem imanımız var hem maneviyatımız var hem de maddiyatımız var Allah’a hamt olsun” diye konuştu.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI GÖRMEZ’İN SÖYLEDİĞİ BİR CÜMLEDEN KADIN ALEYHTARI BİR YARGI VE DÜŞÜNCE ÜRETMEK İYİ NİYETLE BAĞDAŞTIRILAMAZ

Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in, BM’nin insan hakları, kadın hakları ve çocuk hakları gibi konularda artık inandırıcılığını kaybettiğini ifade etmek için söylediği bir cümleden kadın aleyhtarı bir yargı ve düşünce üretmek ve bunu sosyal medya üzerinden bir kampanyaya dönüştürerek topluma takdim etmeknin hiçbir iyi niyetle bağdaştırılamayacağını açıkladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı‘ndan yapılan açıklamada, bugün Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi imza töreni esnasında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in kadına karşı şiddeti reddeden, kadına karşı her türlü ayrımcılığı “en kötü ırkçılık” ilan eden 20 dakikalık bir konuşma yaptığı hatırlatılarak “BM’nin insan hakları, kadın hakları ve çocuk hakları gibi konularda artık inandırıcılığını kaybettiğini ifade etmek için söylediği bir cümleden kadın aleyhtarı bir yargı ve düşünce üretmek ve bunu sosyal medya üzerinden bir kampanyaya dönüştürerek topluma takdim etmek hiçbir iyi niyetle bağdaştırılamaz” denildi.

 

Exit mobile version