Önce Ankara’daki Özel Bilkent İlköğretim Okulu’nda görülen ardından Diyarbakır’da iki okulda tespit edilen domuz gribi hastalığı (H1N1) Türkiye’de hızla yayılmaya devam ediyor.
Yalnızca İstanbul’da 245 kişide rastlanan hastalığa karşı gözler, ilk partisi Türkiye’ye gelen domuz gribi aşısında. Aşılar daha vurulmaya başlanmadan, kamuoyunda oluşan bilgi kirliliği, aşıların güvenilirliği ve etkinliği konusunda ciddi şüpheleri de beraberinde getirdi. Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES), Genel Başkanı Gürkan Avcı, Dünya Domuz Gribine karşı vitamin takviyesi ve geçmişte kullanılan ilaçlarla çözüm ararken Türkiye yan etkileri konusunda bilim çevreleri tarafından önemli uyarılarda bulunulan aşıyı ilk ithal eden ülke olmakla övünüyor. Öpüşmeyin, tokalaşmayın, ellerinizi yıkayın gibi tavsiyelerle hastalığı yeneceğini zannediyor, dedi.
Dünyadaki bazı bilim çevrelerinin, domuz gribinin labaratuvarda biyolojik silah olarak üretildiğinin, Domuz gribi aşısının henüz geliştirilen ve içeriği açısından ciddi yan etkileri ve ölümcül tehlikeleri olan bir ürün olduğunun ve şimdiye kadar üç firma tarafından üretim yapıldığının, anılan üç firmanın ikisinin lisansı bulunmadığı gibi Avrupa ilaçlar kuruluşu tarafından onaylanmadığını diğer üçüncü firmanın aşısının ise Amerika’nın bazı eyaletlerinde tepkiyle karşılandığını ve aşılardan ölümler meydana geldiğini, İngiltere’nin kesinlikle böyle bir uygulama yapmayacağını söylediğini ve diğer birçok ülkede de durumun bunlardan pek farklı olmadığını kaydeden BES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Türkiye’de Domuz Gribi konusunda verilen bilgilerin yetersiz ve kafa karıştırıcı olduğunu ve yapılanların ise şovdan öteye geçmediğini söyledi.
BES Ar-Ge Kurulu tarafından yapılan araştırmalara göre Domuz Gribi aşısının yeni bir aşı olduğunu, normal grip aşılarının dahi bazı insanlarda ters tepebildiğini ve aşı olanların bir bölümünün yıl boyunca hastalığının devam ettiğini, insanların bilinmeyen bir mikrobu vücuduna almasının istenildiğini, Domuz Gribi olan kişilerden sadece bağışıklık sistemi zayıf olanların öldüğünü oysaki normal gripte de durumun aynı olduğunu kaydeden BES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Aşının yan etkileri listelenen ile sınırlı kalmayabilir. Yıllar sonra ne olacağı belli değil. Hepatit-B aşısı yıllar önce ilk çıktığında hemen aşı olan kişilerin 20 yıl sonra M.S. hastalığına yakalandığı tespit edildi. Bu tip aşılar önce 3. Dünya ülkelerinde deneniyor. Önce halk ‘korkutuluyor’ ve korkunca da bilinçsizce kabul ediyor. Hükümet ve Sağlık Bakanlığı da bundan ‘gurur duyuyor’. Sağlık Bakanlığı’nın ‘12,000’e yakın ölüm’ beklemesi de, ‘ilköğretimin tatil edilebilme olasılığının’ açıklanması da bu korkutmanın ve Türk toplumunun gönüllü olarak kobay yapılması planının acaba parçaları mı? Üretici, ithalatçı ve aracı firmalar kimlerdir ve birileri zengin edilmek mi isteniyor? Bir diğer soru işareti ise gençlerimize ve çocuklarımıza yapılmak istenen aşı 10 – 20 yıl sonra ortaya çıkacak olan bir sağlık problemi veya bir hastalığın sebebi olabilir mi? Bu aşılar yapıldığı takdirde Guillain-Barre sendromu, Vaskülit, felç, anafilaktik şok ve ölüme neden olabileceği bazı bilimsel açıklamalarda duyuruluyor. Novartis adlı aşının kendi resmi evrağında aşının onlarca tehlikeli yan etkisinden bahsediliyor. İlgililerin ve yetkililerin bu konularda halkı bilimsel gerçekler ışığında bilgilendirmesini ve kafamızda oluşan soru işaretlerini cevaplamasını istiyoruz, dedi.
İlgili Haberler
Başkan Yüksel, Kartal’da o bölgeyi akıllı bir kent yapmayı planlıyoruz
Kerkük’ün Türk kimliği değiştiriliyor!
Kartal Belediyesi kreşlerinde “Yes To Science” bilimsel eğitim projesi uygulanıyor
AYGAD Basının Problemlerini Gündeme Getirdi
Kayıt Dışı Korsan Çalışan Elektrikçilere Dikkat Edin
Kripto para Bitcoin haftaya yeni rekorlarla başladı