İstanbul MHP milletvekili Engin Alan tahliye oldu.
“Darbe yapacaklar”, “Suikast yapacaklar”, “Cami bombalayacaklar”, “Casusluk yapıyorlar”, “Fuhuş çetesi” gibi suçlarla ceza evlerine sokulan yüzlerce asker, tahliye oldu.
Makamından alınarak cezaevine sokulan; genelkurmay başkanı, kuvvet komutanı, ordu ve alay komutanları üniformaları ile dışarı çıktı.
Dosyalar boş, belgeler sahte, tanıklar yalancıymış.
Sanıkların ifadeleri alınmamış, şahitler dinlenmemiş, sahte belgeleri çürüten bilirkişi raporları kabul edilmemiş, çelişkili ifadeler görülmemiş. Tarih, saat ve mekânlardaki tutarsızlıklar dikkate alınmamış. Özel mahkeme kurulup, gizli tanık dinlenmiş.
2000’li yıllarda bir dizi tutuklamalar yapılmış Bu tutuklamalarda: ordunun komuta kademesi çeşitli belge ve tanıklarlarla suçlanmış, tutuklanmış, görevlerinden alınarak ceza evine konmuştu. Şimdi tüm bu askerler dışarıda. Sebep, dün orduya kumpas kurulmuştu, bugün kumpas çözüldü.
Şimdi soruyoruz.
Karakolda fezleke düzenleyen polis, adliyede tutuklanmaya karar veren savcı, mahkemede hüküm veren hakim şimdi ne diyecek?Televizyonlara çıkıp askeri suçlayanlar, şimdi ne diyecek?
Gazetelerinde yaptıkları haberlerle askeri suçlayanlar, şimdi ne yazacak? Köşelerinde yazı yazanlar, şimdi ne diyecek?
Askeri suçlamak ya da karalamak için: miting yapan, konferans, panel veya açık oturum düzenleyen sivil toplum örgütleri, şimdi ne yapacak?
Kahvede, dernekte askeri suçlayanlar, şimdi arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacak?
Seçim meydanlarında: “Darbe yapacaklardı”, “Hükümeti yıkacaklardı”, “Suikast düzenleyeceklerdi” gibi ifadelerle oy toplayanlar, şimdi istifa mı edecek?
Oy verenler, oylarını nasıl geri alacak?
Asker suçsuzsa kim suçlu? Anayasa Mahkemesi oy birliği ile “Hak ihlali var” diyor.
Ortada delil yok, suç yok, suçlu yoksa: Askeri suçlayarak cezaevine atanlar kimlerdi? Neden askeri cezaevine atmışlardı? Askerler cezaevine girince kim ne kazandı? Biz vatandaş olarak ne kaybettik? Ülke ne kaybetti?
Ceza evinde geçen yılların, kahrından ölenlerin, bunalıma girip intihar edenlerin hesabını kim nasıl verecek? Tutukladığımız yüzlerce askerin eş ve çocuklarının, anne ve babalarının yüzüne nasıl bakacağız?
Vatandaş olarak her birimiz bu soruları sormalı ve bu soruların doğru cevaplarını bulmalıyız.
Artık çok iyi biliyoruz ki: “Doğru”, önümüze konan ya da kulağımıza fısıldan değil, büyük fotoğrafta gizli. Doğruyu bulmak içinse fotoğrafın tümüne, önüne ve arkasına bakmalı. Deklanşöre basan ve modele bakmalı, ışık ve yansımalarını incelemeliyiz. Sormalı, sorgulamalı, araştırmalı, zaman ve emek harcamalıyız. Adaleti sağlamanın, Hakka ve hakikate ulaşmanın yolu da budur.
MHP milletvekili Engin Alan, şahsında hürriyetine kavuşan tüm tutuklulara, ailelerine ve Türk Milletine geçmiş olsun diyorum.
