FARKINDA MISINIZ?

Yayın: 11:41 - 17.11.2014
Güncelleme: 11:41 - 17.11.2014
Emaneti ehline vermezseniz,
En çok siz utanır ve en çok siz üzülürsünüz.
Emaneti ehline vermezseniz,
Her iki dünyada da hesabını veremezsiniz.
Emaneti ehline vermezseniz,
Ömrünüz başarısızlıklarınıza bahane uydurmakla ve başkalarını suçlamakla geçer.
Emaneti ehline vermezseniz,
Bu ülke ve bu millet kaybeder.
Emaneti ehline vermezseniz,
Bütün olanların sebebi de siz olursunuz, sonuçta olacak olanların suçlusu da.
Şimdi söyleyin bana;
Geri gelir mi boşa harcanan günler?
Geri gelir mi ehil olmayanların perişan ettiği kurumlar, kişiler?
Tekrar kazanılabilir mi azalan güven ve huzur?
Yazık, günah değil mi?
Bu ülkeye ve bu insanlara,
Sorumluluğunu kim üstlenecek bütün bu olanların?
Allah buyurmuyor mu?
“Şüphesiz ki Allah, size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (Nisa, 4/58)
Peygamber Efendimiz demiyor mu?
“Müslümanların bir işine bakan kimse, o işi daha iyi yapacak biri varken bir başkasına verirse Allah’a, Resulü’ne ve müminlere hıyanet eder.” (Taberî, Te’vîli’l-Kur’ân, İbn Kesir)
Allah Resulü kendilerini emir tayin etmelerini rica eden iki kişiye: “Biz, işimizi, isteyene ve makam düşkününe vermeyiz” (Buharî, Ahkam 1) buyurmadı mı?
Hz. Peygamber, kendisinden valilik isteyen Ebu Zerr Gıfarî’ye: “Ebu Zerr, sen zayıfsın, o makam bir emanettir. Sonu da kıyamet gününde bir perişanlık ve pişmanlıktır. Yalnız hak ederek alan ve üzerine düşeni de yerine getiren müstesnadır.” (Müslim, İmaret 16) demedi mi?
Yine amcası Hz. Abbas (r.a) bir yere vali olarak görevlendirilmesini talep ettiğinde ona aynı şeyleri söylemedi mi?
Bu ayeti, bu hadisleri gönül rahatlığıyla okuyabiliyor musunuz?
Bu ülkede meydana gelen bütün iyi şeylerin sizlerden, bütün hataların ve kötü şeylerin başkalarından kaynaklandığını nasıl iddia ediyorsunuz?
Sizi her eleştireni, doğruları göstermek isteyeni düşman, size her methiyeler dizeni, dalkavukluk yapanı dost görmek kibrinizden gelen nefsanî bir davranış olmuyor mu?
Neden asıl dostlarınızın sizleri uyararak hayırlı işlere vesile olmanız için çabalayanlar olduğunu idrak edemiyorsunuz?
Sizlerin evlatlarınızın, akrabalarınızın ve ulufe dağıttıklarınızın bizlerin evlatlarımızdan, bizlerden ne farkı var, çok özel mi yaratılmışlar hepsi?
Üzülmüyor musunuz?  Sıkılmıyor musunuz olanlardan?
Rahat mısınız?
Mutlu musunuz?
Uyuyabiliyor musunuz?
Daha doğrusu farkında mısınız olanların?
Farkında mısınız bu millete, bu ülkeye ve bu dine neler yaptığınızın?
author avatar
Ahmet Berhan Yılmaz
Exit mobile version