Eğitim yöneticiliğinde uzun yıllar süren kargaşa ve belirsizlik dönemi çok radikal bir değişiklikle son buldu. Çıkarılan her yönetmelik mahkemelik olunca yeni dönem kanunlarla düzenlendi.
Okul müdür yardımcılığında bile “hükümet memuru” dediğimiz düzene geçilmiş oldu. Bu, hükümetle gelip hükümetle giden yönetici demekti.
Yönetici atamalarında her dönem avantajını koruyanlar, yeni düzene ayak uydurmakta zorlanıyor. Uzun yıllar idarecilik yapmış arkadaşların şimdi yaşadığı zorlukları görünce, keşke daha önceki hükümetlerin kullandığı avantajın yarısının bu dönemde kullanılmasına razı gelinseydi diyorum.
Artık, eğitim yönetiminde yepyeni bir dönem var. Bugünkü yöneticiler belli bir dönem için atandıklarını biliyorlar. Başarmaktan başka çarelerinin olmadığını da biliyorlar. Bunun için dört elle işe sarılmış durumdalar. Bütün zorluklara rağmen umutsuzluğa kapılmadan, mazeret üretmeksizin çalışıyorlar. Daha dış kapıdan girerken, okula bir elin dokunduğunu anlayabiliyoruz. Bahçe kapısında konuştuğumuz veliler, ziyaret ettiğimiz öğretmenler umutlu.
Ziyaretlerimizde, bizim için çok anlamlı manzaralar gözlüyoruz. Koltuğuna otururken utangaç tavırlar sergileyen arkadaşların yüzlerindeki ifadeden, daha önce o koltuklarda oturanların yaptıklarını yapmama asaletini görüyorsunuz. Tabiki herkesi suçlamıyorum, eski idareciler arasında çok değerli ve başarılı olanları olduğu gibi şimdikiler arasında da verimsiz olanlar olacaktır.
Yeni dönem çok çalışma, kendini geliştirme, açık ve şeffaf yönetim dönemidir. Bütün önyargılara rağmen herkesi kucaklama dönemidir. Nöbet tutmayanı, sakal bırakıp sivil giyineni kucaklama ve onun şini en verimli şekilde yapmasını sağlama dönemidir. Okulunda, ülkemiz genelinde ihtiyacımız olan;“farklı düşüneni rahat ettirmeden kimseye rahat yok” anlayışının küçük bir uygulamasını gösterme zamanıdır.
Büyüklenmeden büyük olabilmek, okulunun tamamını makam odası gibi görmek, okulun nabzını bahçe duvarının dışındaki velisiyle tutmak, öğrencilerini ev ortamlarıyla tanıyabilmek, yetiştirdiği öğrencilere önce insana saygı duymayı öğretmek yeni dönemin performans kriterleridir.
Bizim gündemimizde bu güzellikler varken, bazıları bakanlık onaylı proje kapsamında okullara açılan yetim stantlarını hedef alıp idarecileri tehdit edebiliyor. Nöbet eyleminin hangi amaçla bu dönemde planlandığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Her şeye rağmen biz okullarımıza değer katmaya ve yükü omuzlamaya devam edeceğiz. Yöneticilerimizle yeni dönemi el birliği ile kuracağız.
