Sunay Akın: “İstanbul’u Fatih’in çocukluk hayalleri ile tanıyın ve tanıtın”

Yayın: 08:42 - 10.08.2015
Güncelleme: 08:42 - 10.08.2015
Sunay Akın yabancı öğrencilere seslendi “İstanbul’u Fatih’in çocukluk hayalleri ile tanıyın ve tanıtın”

Şair, yazar, gazeteci, tiyatro oyuncusu Sunay Akın, Yunus Emre Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen 2015 Uluslararası Türkoloji Yaz Okulu programına konuk oldu. Akın öğrencilere; “Dünyanın geleceği, çocukların hayallerindedir. Fatih Sultan Mehmet’in çocukluk defterlerindeki hayallerini anlatmalıyız. İlk denizaltı ve arabalı vapur, suda yürüyen ayakkabılar, minarenin tepesine konulan hokka ve kalem. İstanbul’u bunun gibi ilkler ile anlatmalıyız. İstanbul savaşla, topla, mermi ile değil; sanatla, bilimle ve Fatih’in çocukluk hayalleri ile anlatılmalı. İstanbul’u ve Türk kültürünü bu hikâyeler ile bilin, böyle anlatın.” dedi.

İstanbul Oyuncak Müzesi ile bir ilke imza atan Sunay Akın, “İstanbul’un Sırları”nı Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi’nde dünyanın dört bir yanından Türkçe öğrenmek için gelen Yunus Emre Enstitüsü Türkoloji öğrencileriyle paylaştı. Ünlü yazar Akın, İstanbul Boğazı’nın mitolojik öyküsü ile başladığı konuşmasında; İstanbul Boğazı’nın Batı kaynaklarında Tanrı Zeus ile ölümlü bir kadının aşkından dolayı Latince’de Bosphorus yani İnek Geçidi adını aldığını anlattı.

İstanbul’un en kötü izleneceği yer Kız Kulesi’dir
İstanbul’un izleneceği en kötü yerin Kız Kulesi olduğunu söyleyen Akın; bunun nedenini şöyle açıkladı: “Kız Kulesi’ne gittiniz mi? Gitmeyin, İstanbul’un izleneceği en kötü yer Kız Kulesi’dir. Çünkü oradan İstanbul’a bakarsanız Kız Kulesi’ni, onun güzelliğini göremezsiniz.” Sunay Akın, Kız Kulesi ile ilgili olarak da şu bilgileri aktardı: “1856’ya kadar cüzzamhane olarak kullanılıyordu. O zaman buraya gelmek yasaktı çünkü cüzzam hastaları burada yaşamdan soyutlanıyordu. Yasağın kalkmasıyla, Kız Kulesi’yle ilgili ilk çalışmaları Fransız şair Théophile Gaultier yapmış ve burada tarihi olarak önemli bilgileri gündeme getirmiştir.”

İlklerin şehri: İlk arabalı vapur, denizaltı ve suda yürüyen ayakkabılar…
İstanbul’un tarihteki ilk deniz savaşına sahne olduğunu anlatan Akın; “Makedon Kralı Philip ve Atinalı Chares (Kares) arasındaki savaşı Chares kazanır. Onun karısı Damalis’in mezarı da Kız Kulesi’ndedir. Makedon Kralı Philip, savaşı kaybedince ‘Öyle bir evlat yetiştireceğim ki bunun intikamını alacak!’ der. O evlat kimdir biliyor musunuz? O evlat Büyük İskender’dir. Büyük İskender’in sözü de İstanbul’da verilmiştir. Daha birçok ilk İstanbul’da yaşanmıştır.”
Arabalı vapuru Türklerin icat ettiğini anlatan Akın, 1872’de hizmete giren “Suhulet”in, tarihte araba taşıyan ilk vapur olduğunu ve İstanbul’da yüzdürüldüğünü belirtti.
Akın, denizle ilgili çalışmaları bulunan Atilla Hülagü’nün, Leonardo da Vinci’nin hayallerinden biri olan “Suda yürüyen ayakkabılar” projesini 1963’te gerçekleştirdiğine dikkati çekti.
Sunay Akın, denizaltıyı mekanik anlamda kullanan ilk devletin Osmanlı olduğunu ifade ederek, denizaltının 1721’de Haliç Tersanesi Baş Mühendisi İbrahim Efendi tarafından yapıldığını ve o dönemde herkesin tanık olduğu bu olayın minyatür ile canlandırıldığını anlattı.

İstanbul’a gelen ve hayran olan sanatçılar
İstanbul’a gelen şair ve yazarlara da değinen Akın, Moby Dick kitabıyla ünlenen Amerikalı yazar Herman Melville’in 1856’da Rumeli Hisarı’nı görmek için İstanbul’a geldiğini belirterek, yazarın Rumeli Hisarı surlarında Fatih Sultan Mehmet’in imzasını gördükten sonra; “Ben nice krallar, hükümdarlar gördüm, anlaşmalara imza atan ama şehre de imzasını atan bir hükümdar görmemiştim.” şeklindeki ifadesini hatırlattı.
Ünlü yazar Akın, Fatih Sultan Mehmet’in Topkapı Sarayı’nda resim defterinin bulunduğunu kaydederek, defterde çocuk yaştayken tuğrasının yer aldığını ve diş sağlığıyla ilgili bilgilere yer verdiğini dile getirdi.
Rumeli Hisarı’nda Fatih Sultan Mehmet’in imzasının hat sanatında çok önemli olan “kufî ” yazıyla atıldığına işaret eden Akın, Osmanlı Devleti zamanında camilerin minaresinde hokka ve kalem gibi eşyalara yer verildiğini kaydetti.
İstanbul Boğazı’nın ilk paralı geçişinin ve İstanbul’daki Ramazanın Jules Verne tarafından “Kereban Ağa” romanında nasıl anlatıldığını da öğrenciler ile paylaştı.

İstanbul’u ve Türk kültürünü iyi bilin ve anlatın
Ünlü yazar Akın öğrencilere son olarak; “Dünyanın geleceği, çocukların hayallerindedir. Fatih Sultan Mehmet’in çocukluk defterlerindeki hayallerini anlatmalıyız. İlk denizaltı ve arabalı vapur, suda yürüyen ayakkabılar, minarenin tepesine konulan hokka ve kalem. İstanbul’u bunun gibi ilkler ile anlatmalıyız. İstanbul savaşla, topla, mermi ile değil; sanatla, bilimle ve Fatih’in çocukluk hayalleri ile anlatılmalı. Sizler Yunus Emre Enstitüsü ile İstanbul’a geldiniz. İstanbul’u ve Türk kültürünü bu hikâyeler ile bilin, böyle anlatın. Sizlere ve Yunus Emre Enstitüsüne Türk kültürünün tanıtılmasına yaptıkları katkıdan dolayı teşekkür ediyorum.” şeklinde seslendi.
Yunus Emre Enstitüsünün etkinliklerinin Türkiye’nin tanıtımı açısından önemli olduğunun altını çizen Akın, Türk kültürünün ve dilinin böylece daha fazla yaygınlaşacağını söyledi.
Bu yıl, 31 ülkeden yaklaşık 200 kişinin katıldığı Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Yaz Okulu 22 Ağustos’ta sona erecek.

Exit mobile version