Bostan, “İktidar, Memurların Sorunlarını Çözmekten Uzak”

Yayın: 08:23 - 15.12.2009
Güncelleme: 08:23 - 15.12.2009

Memurların sorunları hakkında bir açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen İstanbul İl Başkanı  Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “ Bugün profesöründen araştırma görevlisine, öğretmeninden memuruna kadar bütün kamu çalışanları büyük bir geçim sıkıntısı çekmektedir. Ülkemizde Kasım 2009 sonu itibariyle dört kişilik bir ailenin asgari geçim (yoksulluk ) sınırı 2882TL iken, kamu çalışanlarının ortalama maaşı yoksulluk sınırının yarısından daha azdır. Profesörlerin büyük bir kısmı yoksulluk sınırında, Araştırma Görevlileri ise yoksulluk sınırının yarısı kadar maaş almaktadırlar. Ülkemizin beyinleri yoksullukla pençeleşirken, devletin çarkını döndüren memurlarımız da açlıkla imtihan edilmektedir.

 

Gerçekten de başta memurlar olmak üzere bütün kamu çalışanları sefalet içindedir. Aldıkları maaşla evlerini geçindirememektedir. Memurundan öğretmenine, asistanından profesörüne kadar herkes büyük bir tepki ve serzeniş içerisinde. Bu tablonun acilen düzeltilmesini istemektedirler. İktidar her yıl Kamu Çalışanları ile Toplu Görüşme masasına oturmakta, ancak sendikaların haklı taleplerine kulaklarını tıkamakta ve altına imza attığı sorunları çözmemekte ısrar etmektedir. Örneğin Kamu Çalışanlarına verilen 10 TL’lik toplu görüşme primini; Anayasa Mahkemesinin sendika aidat ödentisinin iptalini  bahane göstererek iki aydan beri ödememekte ve yeni bir düzenleme yapmamaktadır. Sendika aidat ödentisi ile toplu görüşme primini birbirinden ayırt edemeyecek kadar kamu çalışanlarının sorunlarına uzaktırlar.

 

2010 yılı bütçesinin görüşüldüğü bir dönemde kamu çalışanlarının içine düşürüldüğü sefalet görmezlikten gelinmemelidir. Bu vahim durum yeni bütçe kanunu ile değiştirilmezse sosyal patlama kaçınılmazdır. Böyle olumsuz bir durumun yaşanmaması için mutlak surette, iktidar sahiplerince acilen önlem alınması gerekmektedir. 

 

Kamu çalışanlarının getirildiği vahim duruma müdahale edilmelidir. Bu vahim tablo rakamlarla şöyledir:

     

Ülkemizde ilköğretime veya liseye yeni başlamış bir öğretmen yılda 14 bin 63 dolar, en üst seviyede emekliliği gelmiş bir öğretmen ise yılda 17 bin 515 dolar almaktadır. Zorunlu çalışma saati ise 1832. Bu rakam Almanya’da ve Hollanda’da 35 bin ile 70 bin dolar arasında değişirken çalışma saatleri 1365 ve 1452 arasındadır. Kadrolu öğretmenler mesleğe 1250 ile 1300 TL gibi rakamlarla başlamaktadır. Yıllar içinde bu en fazla 1450 TL’ye kadar yükselebilmektedir. Yani şu anda 30 yıllık bir öğretmenin aldığı maaş en fazla 1450 TL’dir. Sözleşmeli öğretmenler 1345 TL, ücretli öğretmenler ise aylık 300-660 TL arasında düşük bir ücret almaktadır. Vekil öğretmenler de, yerine çalıştıkları öğretmenlerin maaşlarının 3/2’sini alabilmektedir.

Üniversitelerde durum daha da vahim. 5 yıllık bir profesör yapılan son zamlarla birlikte 3.276 TL, 7 yıllık bir araştırma görevlisi de 1.552 TL tutarındaki bir maaşla evinin geçimini ve bilimsel araştırma yapmakla yüzyüze bırakılmıştır. Araştırma Görevlileri derslere giremediğinden ek ders ücreti alamamaktadır.

Üniversitelerde Öğretim Görevlisinin ek ders ücreti 7 TL, MEB’da Kadrolu öğretmenlerin 6.05 TL sözleşmeli öğretmenlerinki de 5.2 TL ‘dir. Bütün Devlet Kurumlarında Memurlara bir saatlik ek mesai başına 1 TL 10 Kuruş ücret verilmektedir. Bugün en düşük memur maaşı 1023,82 TL, ortalama memur maaşı da 1321,2 TL’dir. Buna karşılık tek kişinin açlık sınırı Kasım 2009 sonu itibarıyla 1103,22 TL’ye yükselmiş bulunmaktadır. Fazla söze hacet var mı? “ dedi.

Exit mobile version