Akdoğan, Bu DAİŞ adeta bir İngiliz anahtarı gibi her kapıyı açan bir şeye dönüştü

Yayın: 11:09 - 20.01.2016
Güncelleme: 11:09 - 20.01.2016

Başbakan Yardımcısı Akdoğan AA Editör Masası’na konuk oldu

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, “Vatandaşımız şunu görüyor; bir tarafta okul, hastane yapan devlet var, öbür tarafta okulları bombalayan hastaneleri kurşunlayan bir örgüt var. Örgüt eşittir ölüm, devlet eşittir umut ve insancıl bir yaşam” dedi.

 

 

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda soruları yanıtlayıp, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Akdoğan, DAİŞ ile mücadele maskesi altında bölgede bir siyasi nüfuz mücadelesi verildiğini belirterek, “Bu DAİŞ adeta bir İngiliz anahtarı gibi her kapıyı açan bir şeye dönüştü. Hem iç siyaseti tanzim etmek için hem de sınırları tanzim etmek için kullanılan bir enstrümana dönüştü” ifadelerini kullandı.

 

“Örgüt eşittir ölüm, devlet eşittir umut ve insancıl bir yaşam”

 

Halkın oyuna gelmediğini, örgütün bölge insanını düşünmediğini, kendi örgütsel hedefleri ve hegemonyasının peşinde koştuğunu gördüğünü dile getiren Akdoğan, şunları kaydetti:

 

“Halkın yaşamını çekilmez kıldı, büyük bir eziyete çevirdi örgüt. Halk bakıyor ki şehir merkezlerindeki bu yeni strateji, eylem türü halkın günlük yaşantısını mahvediyor, bölge insanı bunun tamamen mağduru oluyor. Ve burada amaç halkın, bölge insanının geleceği değil örgütün geleceği, hedefleri. Bunu vatandaşlarımız gayet iyi fark ettiler ve örgütün bu noktada kurduğu tuzak aslında boşa çıkarılmış oldu. Vatandaşımız şunu görüyor; bir tarafta okul, hastane yapan, halkı kucaklayan bir devlet var, öbür tarafta da okulları bombalayan, anaokulunu yakan, hastaneleri kurşunlayan, ateşe veren, halkın yaşantısını çekilmez kılan bir örgüt var. Örgüt eşittir ölüm, devlet eşittir umut ve insancıl bir yaşam. Vatandaş bunu gördü bundan dolayı da örgütün bu stratejisi boşa çıkarıldı.”

 

“Örgütle, İmralı’yla bir görüşme söz konusu değil”

 

Akdoğan, örgütle ve İmralı’yla herhangi bir görüşmenin de söz konusu olmadığını söyledi.

 

“Süreci istismar ederek bir şekilde güç devşirmeye çalıştılar”

 

‘Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa’ isimli kitaptaki iddialar ile ilgili olarak da Akdoğan, şunları kaydetti:

 

“Bunlar tamamen çarpıtmadır, kurgudur ve manipülasyondur. Bunların ne  kadar bu meseleye ciddiyetsiz yaklaştıklarının bir göstergesidir. Bunlar hep o sürecin sonucunda ulaşılacak sonuç yerine, hep o süreci istismar ederek süreci bir şekilde süreçten güç devşirmeye çalıştılar, süreçleri hep sabote ettiler.”

 

“Esed’in devlet terörüne Rusya da ortak oluyor”

Madaya’da olanlara da değinen Akdoğan, bölgenin tamamen rejim ve Hizbullah güçleri tarafından abluka altına alındığını ve büyük bir insanlık dramı yaşandığını belirtti.

 

Yalçın Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Bütün bu konularda duyarlılığımız çok yüksek. Ama maalesef bu konularda uluslararası toplum başından beri olduğu gibi yine bir duyarsızlık içerisinde. Bakın şu anda Türkmenlerin de bulunduğu bölgede hem rejim güçleri insanların kafasına bomba yağdırıyor hem de Rusya hem denizden hem havadan buraları vuruyor. Vurulan yerlerde terörist yok, ılımlı muhalefet ve Türkmenler var, siviller var. Okullar, hastaneler bombalandı, burada çocuklar siviller, öğrenciler hayatını kaybetti. Esed zaten devlet terörü uyguluyordu ve kendi insanlarını katlederek büyük bir suç işliyordu, şu anda Rusya da bu pervasız tavırlarıyla bu suça ortak oluyor.”

 

Hakkari ve Şırnak merkezinin taşınması konusu

 

Yalçın Akdoğan, hükümetin Hakkari ve Şırnak şehir merkezlerini Yüksekova ve Cizre’ye taşımasına yönelik kararıyla ilgili, “Hükümetimiz bu konuya Sayın Başbakan’ımızın da vurguladığı gibi meseleye sadece güvenlik perspektifi ile bakmıyor. Burada şehirlerin daha iyi bir geleceğe kavuşması gerekiyor” dedi.

Exit mobile version