Guguk Kuşu

Yayın: 12:41 - 23.02.2016
Güncelleme: 12:41 - 23.02.2016

Guguklu duvar saati; duvara asılan çalar saatler sınıfındandır.

Saat dikdörtgenler prizması şeklinde tasarlanmış, iki gözlü küçük bir dolap gibidir. Üstte “guguk kuşu”, altta saat yer alır. Saatin özelliği; yarım saat arayla, saat başında ve buçuklarda oyuncak bir kuşun, kafasını dışarıya çıkararak; insan sesine benzer bir sesle: “guguk” demesidir.

Ornitolojicilere (kuş bilim)  göre yeryüzünde 8600 kuş türü var ve bu kuşların yarısı ötücü kuştur. Bu saati yapanlar, saatin içine çok güzel bir sese sahip olan bülbülü neden koymamış? Saatçi; florya’yı, isketeyi, İspinozu bilmiyor mu? Saka gibi dünya güzeli bir kuş varken neden guguk kuşu?

Kadınlarda; “annelik duygusu” denen bir duygu vardır. Anne bu duygu ile çocuğunu 9 ay karnında taşır. Doğurur, emzirir, büyütüp, hayata hazırlar. Uzun süreli zor ve meşakkatli bir iş olan bu iş; anne için bir görev, anne için bir heyecan, anne için bir gururdur. Tüm canlılarda olduğu gibi ormanlar kralı aslan, dağların fatihi kartal da kendi yavrusunu, kendisi büyütür.

Tek fark guguk kuşun dadır. Yumurtlama dönemine giren guguk kuşu, yumurtlamadan önce, kendisi gibi yumurtlayacak bir başka kuş arar. Bu kuşu bulduğunda onu izler. Kuşun yumurtlamasını ve yuvadan ayrılmasını bekler. Kuş yuvadan ayrıldığında onun yuvasına girerek, o kuşun yumurtaları arasına bir yumurta yumurtlar.

Guguk kuşu, bu işi öyle ustalıkla yapar ki: yumurtladığı yumurta, o yumurtalar boyunda ve o yumurtalar rengindedir. Hatta yumurta sayısını bozmamak için ev sahibi kuşun bir yumurtasını yuvanın dışına atar. Bu değişiminden habersiz olan kuş,  yumurtadan çıkan guguk kuşu yavrusunu kendi yavrusu gibi besleyip, büyütür.  Yuva sahibi kuş, yavruları büyütmek için bin bir zahmet çekerken;  guguk kuşu daldan dala uçarak, hayatın tadını çıkarır.

Ya insanoğlu? Üzülerek söyleyelim ki: yuva sahibi kuş ile guguk kuşu arasında geçen sömürü düzeni biz insanlar arasında oldukça yaygın. Bu insanlar ya kendi işlerini bize yaptırıyor ya da bizim yaptıklarınızı elimizden alıyor. Alırken de yüzümüze bakıp gülücükler dağıtıyorlar, bizde onlara tebessümle karşılık veriyoruz. Ne biz, ne onlar  Allah’tan korkmuyor,  kuldan utanmıyoruz.

Çarşıda: Alış veriş yaptığımız marketten, kasa fişi almıyoruz. Yolda: Bindiğimiz minibüste, şoföre;  koltuklar nerede demiyoruz. Çalıştığımız işyerinde:  İşveren, ne kadar zam yaparsa “evet” diyoruz. Markette “müşteri”, minibüste “yolcu”, işyerinde “emekçi” olarak  göz göre göre soyulurken marketçi, şoför ve patron guguk kuşu bizse yuva sahibi kuşun rolünü gülerek oynuyoruz. Herkes böyle mi? Değil tabii. Bu ülkede milyonlarca güzel insan var.

Dünyada, 7 milyar 500 bin insan yaşıyor. Bu insanların: %1’i dünya gelirinin %48’ini,  bu insanların: %99’u dünya gelirinin %52’sini alıyor.  Daha basit bir ifadeyle ortada bir pasta var. Bu pasta iki eşit parçaya bölünüyor. Bu parçalardan birini 75 bin kişi, diğerini; 7 milyar 500 bin kişi alıyor. Bu paylaşımsa ne DOĞRU, ne de ADİL.

Adil değil ama biz hala  elimizdeki ekmeği çalan hırsızın: “ iyi” insan olduğunu söyleyerek yeni “guguk kuşlarına “ yol veriyoruz..

Oysa Cenab-ı Hak insanlara: Güzeli, iyiyi, faydalıyı, doğruyu ve adaleti tavsiye etmiş, yanlışı, çirkini, kötüyü, zararlıyı ve zulmü men etmiştir.

Ne diyelim? Allah sonumuzu hayır etsin.

Mustafa Telli

Mustafa Telli
Exit mobile version