Site icon Kartal Gazetesi

Şimşek, “Türkiye, teröristlere onların anladığı dilden konuşuyor!

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Türkiye, teröristlerle onların anladığı dilde konuşurken bir taraftan da yaraları sarmak, vatandaşları kucaklamak ve bölgede istihdam yaratmak için ne gerekiyorsa yapıyor ve yapacak.” dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’na konuk olan Şimşek, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Şimşek, terör saldırılarının Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki yatırımları nasıl etkilediğinin sorulması üzerine, bölücü terör örgütünün en büyük zulmü Kürtlere yaptığını belirterek, devletin büyük teşviklerine, altyapıdaki, eğitimdeki yatırımlarına rağmen bugün hala bölgede işsizlikten, yatırımların eksikliğinden bahsediliyorsa bunun bir tek müsebbibinin bölücü terör örgütü olduğunu söyledi.
Bölücü terör örgütünün bölgedeki iş adamlarına özellikle çözüm süreci döneminde büyük zulümler yaptığına dikkati çeken Şimşek, yatırımın, güvenin ve huzurun olduğu yere gideceğini, özel sektörün bu kaygılarını anladıklarını ifade etti.
maliye-bakani-mehmet-simsek
Şimşek, devlet olarak çok radikal bir karar verdiklerinin altını çizerek, “Yatırımcının riskini de biz üstleneceğiz. Gideceğiz, fabrikayı yapacağız, çok cüzi bir bedelle kiraya vererek ‘üretim yap’ diyeceğiz. Devletin tükettiği ürünler üretiliyorsa alma konusunda da çabamız olacak. İşçileri biz eğiteceğiz” diye konuştu.
Bölücü terör örgütünün hiçbir zaman, ‘Kürtlerin hak, hukuku daha iyi bir noktaya gelsin’, ‘Türkiye’nin demokratik standartları yükselsin, ‘Türkiye daha iyi bir hukuk devleti olsun’, bölgede refah artsın, ‘Kürt kardeşlerimiz bu refahtan daha çok pay alsın” diye bir derdinin olmadığını dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:
“Böyle olsaydı çözüm sürecinde silahların bırakılması ve terörün terk edilmesi lazımdı. Gittiler, bölgedeki kargaşadan nemalandılar. Daha çok militan devşirdiler, daha çok zulüm yaptılar millete. Neredeyse paralel bir yapılanmaya gittiler. Bu şunu gösterdi, bölücü terör örgütünün derdi Kürt kardeşlerimizin hakkı, hukuku, kalkınması değildir. Bölücü terör örgütünün bu eylemlerine şaşırmıyoruz, sürpriz değil. Bölücü terör örgütünün derdi bölgeyi geri bırakmak, sefaleti, fakirliği ve cehaleti artırmaktır, bölgedeki kanı ve göz yaşını artırmaktır. Bölücü terör örgütü bunun istismarı üzerinden siyaset güdüyor. Bunun istismarı üzerinden varlığını sürdürebiliyor.”
– “Teröre rağmen daha çok demokrasi”
Şimşek, bölgedeki Kürtleri hep kucakladıklarını, kucaklamaya devam edeceklerini, bütün Türkiye için demokrasi standartlarını daha da iyileştireceklerini belirterek, “Teröre rağmen daha çok demokrasi, daha çok hak ve özgürlük, teröre rağmen devlet olarak biz daha çok yatırım yapacağız. Teröre rağmen kardeşliğimizi daha da pekiştireceğiz. Ben inanıyorum ki Kürt kardeşlerimiz bunu çok iyi biliyorlar ama örgütün geçmişteki alan hakimiyetinden dolayı seslerini çıkaramıyorlardı. Artık o da geride kaldı. Türkiye teröristlerle onların anladığı dilde konuşurken bir taraftan da yaraları sarmak için, vatandaşları kucaklamak ve bölgede istihdam yaratmak için ne gerekiyorsa yapıyor ve yapacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Cazibe Merkezleri Projesi’nin muazzam bir proje olduğunun altını çizen Şimşek, bölücü terör örgütünün bu projeye engel olamayacağını söyledi.
Şimşek, Diyarbakır’ın İzmir’le, Van’ın Manisa ile arayı kapatmaya devam edeceğini vurgulayarak, nasıl ki Türkiye Avrupa ile arayı kapatıyorsa, Urfa’nın da Konya ile arayı kapatmaya devam edeceğini bildirdi.
Memleketin dört bir yanına yatırımları götürmeye devam edeceklerine işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:
“Vatandaşlarımızın 15 Temmuz’da olduğu gibi Güneydoğu’da da kendi geleceklerine, kendi refahlarına sahip çıkıp terör örgütlerine karşı daha sağlam bir duruş sergileyeceklerine inanıyorum. Bunu başarırsak, birliğimizi, beraberliğimizi daha da güçlü bir şekilde devam ettirirsek bu projelerin hepsi başarılı olur. Bu başarıda tabii ki herkesin katkısı gerekiyor. Oradaki sivil toplum kuruluşlarımızın, iş adamlarımızın, vatandaşlarımızın, idarecilerimizin hepsinin üzerinde büyük bir sorumluluk var. Biz makro düzeyde projeler geliştirir, kaynak aktarırız ve bunların başarısı için çalışırız ama sahada bütün aktörlerin üzerine düşen sorumlulukları iyi bilmesi ve o sorumluluklar çerçevesinde hareket etmesi lazım. Ben inanıyorum ki başarılı olacağız.”
“Önemsiz değil ama dünyanın sonu da değil”
Başbakan Yardımcısı Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in not indirimine gitmesinin etkilerinin sorulması üzerine, “Önemsiz değil ama dünyanın sonu da değil. Neden? Çünkü yatırımcılar sadece Moody’s’e, S&P’ye ve Fitch’e bakmazlar. Aslında piyasalar kredi derecelendirme kuruluşlarına göre hem çok çok daha hızlı hareket ederler, hem daha nitelikli analiz yaparlar, hem de geriden takip etmezler.” dedi.
“Önümüze bakacağız”
Türkiye’nin aynı anda çok fazla cephede mücadele verdiğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:
“Moody’s’in, diğerlerinin kararlarına tepkimizi Türkiye’nin temellerini daha da sağlamlaştırarak koyacağız. Türkiye’nin eksikliklerini gidererek, temel yapısal sorunlarını çözerek cevap vereceğiz. Duygusal tepkiler olabilir ama önümüze bakacağız. Türkiye, Moody’s, S&P veya başkalarıyla bu noktaya gelmedi. Milletin güçlü desteği olduktan sonra, Türkiye’nin birliği, beraberliği korunduktan sonra, siyasi istikrar devam ettiği müddetçe Türkiye bütün bu sorunların üstesinden gelecektir. Kredi notumuzu da inşallah tekrar yükselteceğiz. Çalışacağız, çabalayacağız, çünkü eninde sonunda güneş balçıkla sıvanmaz.”
Şimşek, “Aslında Standard and Poor’s’un not indirimi diğer kuruluşlar üzerine aşağı yönlü baskı yaratmıştır. Keşke bizimle diyalog kursalardı. Darbenin etkilerinin ne kadar geçici olacağını konuşsaydık belki Standard and Poor’s bu kadar aceleci davranmazdı. Nitekim daha sonradan Ankara’ya geldiler. Görüşmelerde benim edindiğim izlenim, aceleci tavırlarından pek memnun değiller. Kasım ayında tekrar bir gözden geçirme gündeme gelebilir.” dedi.
Exit mobile version