YARDIMCI KİTAP

Yayın: 13:45 - 19.10.2016
Güncelleme: 13:45 - 19.10.2016

Okulunda kitap ve dergi satan veya satılmasına göz yuman okul müdürü, görevden alındı. 

Alınsın tabi. Okul kırtasiye mi? Hayır. Öğretmenler satış memuru mu? Hayır.

1960’lı yıllarda ilkokulda okuyordum. Okulumuzun adı Pendik Birinci İlkokulu, öğretmenimiz Şükrüye Şenkon, müdürümüz Saim Balkır’dı. Öğretmenimiz Merhum Şükrüye Şenkon, bize; kitap, dergi, ansiklopedi, öykü kitabı dağıtır, ertesi gün parasını toplardı.

1977 yılında öğretmendim. İlkokul, ortaokul ve lise olmak üzere değişik okullarda çalıştım. İlkokullarda çalıştığım yıllarda: Dergi, ansiklopedi, kaynak kitap, test kitabı ve tatil kitabı, orta ve lisede çalıştığım yıllarda da: Soru bankası, çözümlü kitap, yardımcı kitap, test föyü ve CD gibi materyalleri gördüm, zaman zaman da kullandım.

Bu materyallerin alımında, satışında veya kullanımında; yıl, okul, müdür, hükümet veya bakandan bakana değişen farklılıklar vardı. Kimi al, kimi alma. Kimi okut, kimi okutma dedi. Kimi okulda sattırdı, kimi kırtasiyede. Kimi müdür okuluna sokmadı. Kimi müdür komisyon, kimi müdür kooperatif, kimi müdür de bizzat kendisi bu yayınların satışını yaptı.

Gerekçe: 1-Çocuklar, farklı kaynak ve bilgiler olduğunu görsün 2- Çocuklar, araştırmayı, sormayı ve sorgulamayı öğrensin. 3- Okulun paraya ihtiyacı var.

Dergi ve kitapta; %20’den %50’ye uzanan bir kar vardı. 2 liraya alınan dergi 4 liraya satılırdı. Bin öğrencisi olan okul her ay 2 bin lira, 2 bin öğrencisi olan okul her ay 4 bin lira gelir elde edilirdi. Ansiklopedi, yardımcı kitap ve tatil kitabı ile bu rakam 2 ye 3 e katlanırdı.

Okul müdürleri ve öğretmenler istese de istemese de bu işin içine girerlerdi. Çünkü her okul müdürü kendi okulunun, her öğretmen kendi öğrencisinin başarılı olmasını ister. Binlerce öğrencinin girdiği sınavlarda özel ders alan ve dershaneye giden öğrencilerin arasından sıyrılmak için okul kitapları yetersiz. Her gün 20 soruyu tahtaya yazmak zaman kaybı, iki sayfa soruyu fotokopi ile çoğaltmaksa kitaptan daha pahalı. En kolay, en ucuz ve en pratik yolsa yardımcı kaynak alımıdır. Bu sebeple öğretmenler bu materyalleri kullanmış, satış ve para işine girmektense hep kaçınmıştır.

Pendik’te ilk açılan kırtasiye 1962 yılında Hasan Kocagözoğlu tarafından açılan Hürriyet Kırtasiye, Pendik’te ilk açılan kütüphane 1966 yılında açılan Halk Kütüphanesiydi. Bilgiye ulaşmak için ne internet ne de cep telefonu vardı.

Facebookta; bir okul müdürü şöyle diyor: “Kim sınıfında dergi veya kitap satarsa, işini bitiririm.” Müdür haklı. Devlet bedava kitap vermiş, çocukların elinde tablet bilgisayar, duvarda akıllı tahta var. İnternet cebinizde, her mahallede bir kütüphane var. Yardımcı kitap, test kitabı, çalışma kitabı da neymiş ki?

Bırakın özel ders alan dershaneye giden okuyup, mevki makam sahibi olsun, saf gariban maraba olsun öyle mi? Hayır. Ne diyor Allah’ın kitabı Kur’an’ı Kerim “Sakın cahillerden olma”, “Oku”. Ne diyor Allah’ın Resulü Hz. Muhammed: “İlim öğrenmek için gayret sarf etmek, kadın erkek her Müslümana farzdır”

İnsanı robotlaştırmaya ve köleliğe iten tek tip bilgi ve vesayet anlayışını kabul etmemizse asla mümkün değildir. Zira insanoğlunun her biri: Farklı zekâ, farklı ilgi ve farklı yeteneğe sahiptir ve her biri ancak kendi kulvarında başarılı, sağlıklı ve mutlu olur.  

Okuma tembeli bir toplumdan kurtulmanın yolu da çocuklarımızı kitap ile buluşturmaktır. Hz. Peygamberin dediği gibi: “Ya öğreten, ya öğrenen ya dinleyen ya da ilmi seven ol.” O halde her birimiz okumalı, kitap ve benzeri materyallere dört elle sarılmalıyız.

Okul müdürüne: “Kitap satma” demek yerine: “Al sana para” dediğimiz gün bu sorunun çözüldüğü gündür. Dört müdürü görevden almaksa “Tavşana kaç, tazıya tut” tan başka bir şey değildir.

Mustafa Telli
Exit mobile version