Sevgi dolu bir roman: Rüzgârın Uğultusu

Yayın: 12:48 - 26.01.2017
Güncelleme: 12:48 - 26.01.2017

Ahmet Şimşek Anadolu Lisesi Matematik öğretmeni Hasan Gedik’in “Rüzgârın Uğultusu” adını verdiği romanı yayınlandı. Piyasaya Artikel Yayıncılık tarafından sürülen “Rüzgârın Uğultusu” isimli roman, D&R başta olmak üzere kitapçılardaki raflarda yerini aldı.

 

“Rüzgârın Uğultusu” geç te olsa hatalarının farkına varan, neler kaybettiğini bilen bir adamın seyyah misali içine yolculuğunu anlatıyor. Romanın kahramanı, insanlardan uzak yaşamında önce kendi içindeki fırtınalara, sonra da tüm dünyaya meydan okuyor.

 

“Kılı kırk yararak hazırladım.”

 

“Rüzgârın Uğultusu” adlı ilk romanını sorumluluk duygusu içerisinde, kılı kırk yararak hazırladığını anlatan Hasan Gedik, “Ne kadar başardığımı bilmiyorum. Söz konusu
insan olunca tüm söylenenlerin, yazılanların eksik kaldığını, insanın kendi özünden bir kaç  damlayı başka damarlara  aktarmasının zamanı ve sınırı olmadığını biliyorum. Hayatımızı belli beklentilerle boğmadan, kendimizi her koşulda iyi sonuçlar almaya şartlandırmadan yaşamakla ancak ve ancak kendimizi  özgürleştirebileceğimizin de farkındayım. Bizi bu gerçeğin bir parçası yapan yaşananlardır.” dedi.

 

“Yüzleşmeler insanı insan yapan en önemli yöntemdir.”

 

Edebiyatçı olmadığını ancak, Matematik tarlalarını ekip biçerken edebi izlere rastlanabileceğini de vurgulayan Hasan Gedik sözlerini şöyle sürdürdü; “Amatör bir ruhla bu tür denemelere kalkışmak belki de birisinin vesilesi ile olmuştur. Durağanlığımı harekete geçiren bu kişi veya kişilere minnettarlığımı sunuyorum. Her canlının bu dünyaya gelişinin bir sebebi olmalı. Her sebebin bir sonucu olduğu bu yaşamda, yalnızlık kimilerine göre eşsiz, kimilerine göre de en kötü sonuçtur. İnsanlar yalnız kaldıklarında kendileriyle ve yaşamlarıyla yüzleşebilirler. Bu yüzleşmeler çok acı verebilir ama insanı insan yapan en önemli yöntemdir. ‘Rüzgarın Uğultusu’ geç te olsa hatalarının farkına varan, neler kaybettiğini bilen bir adamın seyyah misali içine yolculuğunu anlatıyor. Bu yolculukta onun en yakın dostları köpeği ve dağlarda yaşayan yaban hayvanlarıdır. Kahramanımız, insanlardan uzak bu yaşamında önce kendi içindeki fırtınalara, sonra da tüm dünyaya meydan okuyor. Yarı yarıya yaşanmışlık biçiminde kaleme aldığım bu öykünün ana teması, çocukluk döneminin mahsulü olsa gerek. Bu arada, kitabın yayınlanmasında maddi ve manevi katkılarını esirgemeyen okulumuzun kurucusu Ahmet Şimşek’e teşekkürlerimi sunarım.”

Exit mobile version