Ön ergenlik döneminde çocuklarda olumlu davranışların oluşturulması semineri

Yayın: 07:45 - 09.02.2017
Güncelleme: 07:45 - 09.02.2017

Ahmet Şimşek Ortaokulu Rehberlik Biriminden Psikolojik Danışman Haşim Durar, “Ön ergenlik dönemindeki çocuklarda olumlu davranışların oluşturulması” konusunda bilgiler verdi. Anne babaların, çocukları yetiştirirken ön ergenlik süreçlerinde yaşadıkları en önemli konulardan birisinin, “Ben normal miyim?” sorusuyla karşılaşmak olduğunu vurgulayan Haşim Durar, bu tür soruların önemine değindi ve nasıl üstesinden gelineceğini anlattı.

“Çocuğun ruh hali denizin yüzeyine benzer. Ruh hali durağan değildir.”

Çocukların ön ergenlik dönemindeki olumlu-olumsuz davranışlarından söz eden ve ruh hallerinin nasıl olduğu konusunda bilgiler veren Psikolog Haşim Durar şunları söyledi; “Bu dönemde çocuğumuzun ruh hali tıpkı denizin yüzeyine benzer. Ruh hali durağan değildir.  Bu dönemin belirtileri erkek ve kız çocuklarında 10-15 yaş aralığında ortaya çıkmaktadır. Bu süreç çocukluk ve yetişkinlik arasındaki en önemli, hayati köprüdür. Bireyin bu süreci sağlıklı atlatması ilerleyen yaşlardaki yaşam kalitesini de ciddi boyutlarda etkileyecektir. Halk arasında ‘Çılgınlık ve kasırga evresi’ olarak da açıklanabilen ergenlik, hangi toplumda olursa olsun, her bireyin doğası gereği yaşadığı bir evredir. Beşinci sınıf yıllarına denk gelen ilk gençlikte cinsel uyanışla birlikte, yeni ruhsal özellikler ve davranışlar kendini gösterir. Bu evrede dengeli ve uyumlu çocuk gider, yerine oldukça tedirgin, eleştiren, uzlaşamayan, beğenmeyen ve fevri çıkışlar sergileyen bir genç gelir. Bu süreçte anne ve babalar; Çocuğum artık özellikle söz dinlemiyor. Yalan söyleme eğilimleri gösteriyor. Hırçın davranışları ortaya çıktı. Planlı ders çalışmakta zorlanıyor, zamanı kullanamıyor. Alıngan davranışlar sergiliyor. Her istediğini yaptırma eylemlerinde bulunuyor. Karamsar ve yıkıcı bir iletişim kuruyor gibi belirtilerden şikayetçi oluyorlar. Bu evrede buna benzer belirtiler fazlasıyla ortaya çıkar ve çocukta istenilen olumlu davranışın oluşması zaman alabilir.

Peki, ön ergenlikte çocukta istenilen olumlu davranışın oluşturulması nasıl başarılabilir?

Durumu sürekli konuşarak izah edin: Önemli durumlar çocuğa bilgi olarak aktarılırken tek seferde değil, düzenli, sürekli, sindirerek ve kademeli şekilde yapılmalıdır. Çocuklardaki fiziksel, ruhsal, zihinsel değişimler iyi gözlenmelidir. Bunların hassas şekilde yapılması onu önemli hissettirecek ve muhakkak geri dönüş sağlayacaktır.

Ruhunu anlamaya çalışın: ‘Hepimiz ergenlik evresini geçirdik’ diyerek söze başlamak, kendi çağımızın ergenliğiyle şimdiki çağı kıyaslamak doğru algıyı oluşturmayacak ve iletişime zarar verecektir. Kız çocukları adet dönemlerinin başlamasıyla beraber duygusal dalgalanmalar gösterecektir. Erkek çocuklarda ise erkeklik kavramının bilinçte açığa çıkmasıyla beraber, kendini ispat etme arayışı nedeniyle gerilim başlayacaktır.

Baskı kurmadan uzlaşmaya çalışın: Olaylar ciddi boyutlara geldiği zaman çocuğun öfkesinin dinmesini beklemek iletişimin kalitesini daha da artıracaktır. Öncelikle çocuk dinlenmeli, daha sonra kendi görüşleriniz belirtilmelidir. Planlar aşırı otoriter olunmadan birlikte yapılmalı ve görüş alışverişinde bulunulmalıdır. Örneğin tüm fikirleri birbirinizi yargılamadan kağıda yazın ve birlikte gözden geçirin. Bu, çocuğun öz saygısını doyuma oluşturacak ve sosyal çevresine de olumlu yansıyacaktır.

Hissettirmeden takip edin:  Bu evrede çocuğun takip ettiği tüm televizyon programları, internet ve sosyal medya hesapları hissettirilmeden takip edilmelidir. Eğer ergen birey takip altında olduğunu anlarsa öfke çıkışları ve öz kimliğinde yıkımlar yaşayabilir. Çocuktaki olumlu davranışların ortaya çıkması için yaptıklarını sizinle paylaşmasını sağlayın. Onların izledikleri programları izleyerek ortak bir ilgi alanı da oluşturabilirsiniz.

Değer verin ve güvenin: Ebeveynler çocuklarına duyduğu güvenin dengesini erken yaşlardan itibaren koruyabilmelidirler. Zor bir görevi başarması için güvenilen ergenin yüzündeki gurur, ebeveynler için keyif verici bir tecrübedir. Güvenilmeyen çocuklar genellikle pes ederler ve beklentileri karşılamak için gerekli motivasyona sahip olamazlar. Çocuğun olumlu tepkiler vermesi için kaldırabileceği kadar güven duyulması gerekir. Yani, ergen birey kendisine güvenildiğini hissetmelidir.

Maneviyatla ödüllendirin: Ebeveynler çocuğun sosyal ortamda yaptığı olumlu davranışları göz teması kurarak, tebessüm ederek onayladıklarını hissettirmelidir. Çocuğun yalnızken yaptığı erdemli bir davranış sarılarak, abartmadan, övgü içeren sözlerle onaylanmalıdır. Çocuğun elde ettiği her akademik başarıda kesinlikle maddi ödül verilmemelidir. Ergen birey her başarıya ödül alırsa kendi başarısının sorumluluğunu unutacaktır.

Krizi yönetin ve çözün: Bu evrede en önemli belirti, yaşanılan krizin başrolünde ergen çocuğun olmasıdır. Yaşanılan krize anne ve babalar çok usta bir şekilde yaklaşmalıdır. Krizi ne kadar hasarsız çözebilirseniz çocuktaki olumlu yansıma o kadar fazla olacaktır. Krizi çözmedeki ustalığınız çocukta olumlu ve derin izler bırakacaktır.

Onu anlamaya çalışın: Ergen çocuklar değişen çağın, teknolojinin tahribatlarını, içinde yaşadıkları dönemin özelliklerini ve konuşamadıklarını anne babalarına davranışlarıyla aktarırlar. Ailelere düşen görev ise bu davranışların ardındaki ihtiyaçları ve dinamikleri fark etmektir. Durumun farkında olan ebeveynler, çocuktan istenilen olumlu davranışın iletişim koordinesini başlatmış olurlar. Ergen bireyin en çok ihtiyaç duyduğu şey eleştirilmek değil, anlaşılmak ve dikkate alındığını hissetmektir. Ergen bireye gösterilen merhamet, sevgi ve onay verici yaklaşımlar ne kadar fazlaysa, olumlu davranışın pekişmesi de o kadar hızlı olacaktır.”

 

Exit mobile version