Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğine Danıştay Nezdinde Dava Açtık

Yayın: 08:03 - 24.02.2017
Güncelleme: 08:03 - 24.02.2017

Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliği 31 Aralık 2016 tarihli ve 3. Mükerrer 29935 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik  bir çok eksiği ile beraber, eşitsizliği de beraberinde getirmiştir. Önemli eksikliklerinden biri ulusal sempozyum, panel ve kongreleri hiçe saymasıdır. Bu nedenle ulusal kongreler dibe vurmuştur.

 

Yönetmeliğin; “Akademik Teşvik Ödeneğinin Hesaplanması” başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrası; “Öğretim elemanının her bir faaliyet türünden topladığı faaliyet puanı otuz puanı, akademik teşvik puanı (toplam faaliyet puanı) ise yüz puanı geçemez” şeklindedir. Yayınların toplamının yalnızca 30 puanla sınırlandırılmış olması oldukça tuhaf bir uygulamadır. Ne kadar yayın yaparsa yapsın, bir akademisyenin alabileceği maksimum puan 30’dur. Yani Yönetmelik çok üreteni de, az üreteni de eşit görmektedir.

 

Kitap yazmak ve editörlük ile çeviri ya da kitap bölümü yılda 1, ya da 2 yılda bir gerçekleşen akademik faaliyetler arasındadır. Bu nedenle Akademik Teşvik Yönetmenliği Yayın başlığı altında yer alan: Bilimsel Kitap (Tez Hariç), Kitapta Editörlük, Kitap Tercümesi, Kitap Bölümü ve Ders Kitabı başlıklarının her birinin 30 puanlık bağımsız bir kriter olması gerekmektedir.

 

Aynı yıl içinde tabiri caizse arı gibi çalışarak hem hakemli uluslararası dergilerde birden çok makalesi, yayınlanmış kitabı, hem de birden çok kitap değerlendirme yazıları olduğu varsayılan bir akademik personel için yayın kısmından ortalama 100 puan gibi bir puan hesabı ortaya çıkmasına rağmen, söz konusu yayınlardan alabildiği maksimum puan yalnızca 30’dur.

 

Söz konusu akademik personelden çok daha az yayın yapan bir başka akademik personel ise sadece 30 puanlık yayın yaparak çok daha avantajlı duruma geçmektedir. Daha az vakit, enerji ve maliyet harcayarak, daha az yayın ile eşit puana sahip olmaktadır. Yani Yönetmelik çok üretene de, az üretene de eşit muamele göstermektedir. Hal böyle olunca sistem performansa yönelik bir sistem olmaktan çıkmaktadır. Dolayısıylaakademik teşvik sistemi bu haliyle çok çalışanın hakkını vermemektedir. Akademik Teşvik Yönetmeliği’nde yer alan bu hakkaniyetsiz durum hukukun genel ilkelerine aykırılık teşkil etmekte ve dolayısıyla hukuka uyarlılığı bulunmamaktadır.

 

Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliği’nin; “Akademik Teşvik Ödeneğinin Hesaplanması” başlıklı 8. maddenin 8. fıkrası; “Faaliyet puanı hesaplanırken, alt faaliyet oranları profesör ve doçent kadrosunda bulunanlar için 1; yardımcı doçent kadrosunda bulunanlar için 1,5; araştırma görevlisi, öğretim görevlisi ve okutman kadrolarında bulunanlar için 2; uzman, çevirici ve eğitim- öğretim planlamacısı kadrolarında bulunanlar için 1 ile çarpılır” hükmünü ihtiva etmektedir. Bu durum öğretim yardımcıları arasında farklı uygulama yapılması açısından adaletsizliğe yol açtığı gibi yönetmeliğin mantığına da aykırıdır.

Ayrıca Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliği’nin; “Faaliyet ve Puan Tablosu” çizelgesinde yer alan 8. sıradaki “Tebliğ” kısmında yer alan “Uluslararası kongre ve sempozyumlarda sözlü olarak sunulan ve tam metin olarak yayımlanan tebliğ (10 puan) , Uluslararası kongre ve sempozyumlarda sözlü olarak sunulan ve özet metin olarak yayımlanan tebliğ (10 puan)” hükmünü ihtiva etmektedir. Bilimsel bir toplantıda sunulan bildirinin özet metni ile tam metni arasında hem emek hem de bilimsel katkı anlamında önemli bir fark vardır. Tam metin bildirilerin yazılış formatı makaleler ile birebir aynıdır. Bunun yanında tam metin bildiride araştırmanın tüm detayları da yer aldığı için sonraki yapılacak çalışmalara kaynaklık teşkil edebilir, atıf alma ihtimali vardır. Özet metin olarak yayımlanan bildiri de ise neredeyse araştırmanın tüm detayları 200 kelimeye sıkıştırılmıştır.

31 Aralık 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Akademik Teşvik Yönetmeliği’den önceki yönetmelikte; sözlü olarak sunulan bildirinin, özet metin ile tam metin arasındaki bu fark dikkate alınmış olup ve gerek akademik teşvikte, gerekse akademik yükselmelerde puanlamaları buna göre yapılmaktaydı. Özet metni yayınlanan sözlü bildirinin puanı bir iken tam metni yayınlanan bildirinin puan değeri en az iki katı idi. Ancak 31 Aralık 2016 tarihinde yayınlanan yeni Akademik Teşvik Yönetmeliği’nde sözlü olarak sunulan bildirinin hem özet metni hem de tam metni aynı puan değerine sahiptir. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, tam metin ile özet metin arasında puan olarak farklılık getirilmemesi hakkaniyetsiz olup hukuka aykırıdır.

 

          Türk Eğitim-Sen olarak 31 Aralık 2016 tarihli ve 3. Mükerrer 29935 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliği’nin objektif/nesnel ölçütlere dayanmayan düzenlemeler içerdiğinden bahse konu maddelerin iptali talebiyle dava açmış bulunmaktayız.

 

İlgililere duyurulur.

    

 

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

 Türk Eğitim-Sen

İstanbul İl Başkanı

M. Hanifi Bostan
Exit mobile version