CUMA’NIN RENGİ…

Yayın: 08:51 - 27.11.2017
Güncelleme: 08:51 - 27.11.2017

Ülkemizde;

Allah’ın evi olan camilerde particilik, cemaatçilik, tarikatçılık yapılabilir,

Ensest dâhil her türlü ahlaksızlık, namussuzluk ekranlarda pompalanabilir ve ülkemizde yaygın bir şekilde görülebilir,

Uyuşturucu kullanım yaşı ilköğretim seviyesine düşebilir,

Doğumdan, düğüne, ölüme kadar batının bütün değerleri içselleştirilebilir,

Yalancılık, hırsızlık, hasetlik, fitnecilik, fesatlık, ahlaksızlık normal karşılanabilir,

İnsanlar siyasi tarafı, cemaati, tarikatı adına Allah’ını, Peygamberini, anasını, babasını tanımaz hale gelebilir,

Partisi, bağlı olduğu siyasetçileri, cemaati, tarikatı konusunda hassasiyetin doruğuna ulaşmış olan milletimiz milli ve dini konularda tamamen duyarsız ve ilgisiz kalabilir,

Ama Cuma gününe “Kara” denilemez çünkü “Kara Cuma” denince; bütün değerlerimiz alt üst olur, Müslüman Müslümana düşman olur, Camiler bombalanır, Müslüman ülkeler birbirine düşman olur, Müslüman Müslümana sahip çıkmaz, Müslüman rakı içer, eroin kullanır, hırsızlık yapar, yalan söyler, iftira atar, kula kul olur, dünyası için ahiretini satar.

Bütün bu gerçekler ortada iken; bizim öncelikle ve acilen ülkemizde böylesi bir ortamın oluşmuş olmasına, bu millet bu duruma gelene kadar gıkımızı çıkarmadığımız için kendimize kızmamız gerekmez mi?

Bizler hakiki Müslüman, hakiki milliyetçi, vatansever olsak ülkemizde bunlar yapılabilir mi, yaşanabilir mi, bunlar başımıza gelir mi?

Türk Milletinin yaşadığımız bu ahlaki, dini ve milli erozyon karşısında susup “Kara Cuma” tamlamasına bu kadar kızmasına, ancak, “toydan sonra nara, hoş geldin Bayram Ağa” denilebilir.

Bu arada bu tanımlamayı önemsemeyenlere ve hatta bunda ne var ki diyenlere de bir sorum var. Oralarda Pazar günü tatil günü değil midir ki bu işi pazar günü yaparak “Kara Pazar” dememişlerde, iş günü olan cuma gününe alarak “Kara Cuma” demişler? Bunun sebebini sorguladınız mı?

Ahmet Berhan Yılmaz
Exit mobile version