OKUMA(MA) HALLERİMİZ…

Yayın: 10:30 - 04.12.2017
Güncelleme: 10:30 - 04.12.2017

İlk emri oku olan bir dine iman etmiş olan Türk Milleti günde altı saatini televizyona, yılda altı saatini yani günde bir dakikasını ise kitap okumaya ayırıyor.

Avrupa Birliği ülkelerinde her yüz kişiden yirmi biri kitap okurken, Türkiye’de her on bin kişiden biri kitap okuyor. Bu kitapların da çoğunlukla aşk ve fıkra kitapları olduğu görülüyor.

Bu oranlarla ülkemiz geri kalmış, açlıkla, susuzlukla, yoksullukla mücadele eden Afrika Ülkeleriyle aynı seviyede, aynı kategoride daha doğrusu onların dünyasında yer alıyor.

Türkiye’de çoğunluğu AB standardını taşımayan bin 118 kütüphaneye çoğunluğu ders çalışmak amaçlı giden öğrenciler olmak üzere yılda 18 milyon kişi giriş yaparken, 16 bin kütüphanesi bulunan ABD’de kütüphanelere yılda 1 milyar 400 milyon giriş yapılıyor. Türkiye’de bin 118 kütüphaneye karşın 600 bini aşkın kahvehane bulunuyor. Telefona yıllık 55 TL ayıran milletimiz kitap okumaya ise yılda 1.5 TL ayırmakta.

Okumayan toplum bilmez, cahil kalır, sorgulamaz, araştırmaz, eleştirmez ve kolaylıkla aldatılır, kandırılır. Okumayan toplum kula kul olmak zorundadır çünkü o kul ne derse ona inanmak zorundadır.

Eğer dünya ile yarışmak, dünyada söz sahibi olmak, dünyada saygın bir toplum haline gelmek ve ileri ülkeler seviyesine erişmek istiyorsak Allah’ın emrettiği gibi okumalı, öğrenmeli, bilmeliyiz.

Bu toplum okuyan, anlayan, bilen, anlayabilen, sorgulayabilen, yorum yapabilen, eleştirebilen, kula kul olmamış bir toplum olsaydı ne 15 Temmuz yaşanırdı ne de şu an korku filmi gibi izlediğimiz hiçbir şey.

Ahmet Berhan Yılmaz
Exit mobile version