BİLMEK VE YAPMAK

Yayın: 09:34 - 02.03.2018
Güncelleme: 09:34 - 02.03.2018

Üniversite mezunu mühendis, gökdelenin projesini çizer, ilkokul mezunu usta inşaatı yapar.

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenleri mesleki yeterlilik sınavı ve performans notu ile değerlendirmeyi düşünüyor. Değerlendirmenin birinci ayağı: Öğrenci, veli, okuldaki diğer öğretmenler ve okul müdürünün notu, ikinci ayağı ise: sınav şeklinde olacak.

Bir insan nasıl öğretmen olur? Önce: İlk orta ve lise olmak üzere 12 yıl okuyacak, sonra: Üniversite sınavını girip, Eğitim Fakültesini kazanacaksınız. Dört yıl Eğitim Fakültesinde okuduktan sonra mezun olup, KPSS ‘ye gireceksiniz. Şansınız varsa bir iki yıl, şansınız yoksa dört beş yıl sonra: önce stajyer bir yıl sonrada asil öğretmen olarak atanacaksınız.

Şimdi biz bu öğretmene diyoruz ki? Sen 16 yıl okudun, yüzlerce sınavı geçtin, öğretmen olarak atandın, sınıfa girip, ders anlattın, not verdin, yıllardır da çalışıyorsun ama biz seni yeniden sınava alacak ve performans değerlendirmesi yapacağız. Öğrenciler, veliler sana puan verecek. Böyle bir mantık olur mu?

Öğretmen Liselerini kapatıp, veterineri, ziraatçıyı, inşaatçıyı öğretmen olarak atadık. İlkokul öğretmenini branş öğretmeni yaptık, ücretli ve sözleşmeli öğretmen denilen bir sistem üretip, öğretmen kalitesini düşürdük. Yılların tecrübelerini bir kenara atıp, sürekli müfredatla oynayarak, kitapların içini boşalttık.

Çocuklarımız önüne her şeyi hazır koyuyor, onları bilgi, beceri ve kendisine güvenden yoksun yetiştiriyoruz. 18 yaşındaki kızımız yumurta pişirip karnını doyuramıyor, oğlumuz evde patlayan ampulü değiştiremiyor.

Okul bahçelerimiz küçük, bahçelerde oyun ve dinlenme alanları yok. Spor salonu, kütüphane, laboratuvar, resim ve müzik atölyesi yetersiz. Ders araç ve gereçleri eksik. Sınıfta kalmak yok, okumak istemeyen çocukla doktor olmak isteyen çocuk aynı sınıfta, dahi ile ebleh aynı sırada.

Şiir yazmak yerine şiir okumaya geçmiş, sorma ve sorgulamayı internet çıktısına çevirmişsek, çalışan ve çabalayan öğrenciyi kaybedip, 40 sorudan10 soruyu yapanı başarılı sayıyorsak, binlerce öğrenci sınavda sıfır alıyorsa bunun suçlusu öğretmen değil, sistemi bu hale getirenlerindir.

Hâkimler, doktorlar, hemşireler, mühendisler, polisler ya da imamlar mesleki yeterlilik sınavına giriyor mu? Girmiyor. Sanıklar, hastalar, suçlular performans notu veriyor mu? Vermiyor. Öğretmen sınava niye girsin, öğretmen niye performans notu alsın? Öğretmenleri ikiye bölecek, öğrencinin kafasını karıştıracak, velide “acaba” sorusu oluşturacak sınavı kabul edemeyiz.

Milli Eğitim başarı istiyorsa: Donanımlı okul, donanımlı öğretmen, çağa uygun müfredat üzerinde çalışmalı, soran ve sorgulayan öğrenciye sahip çıkıp, yaparak yaşayarak öğrenme modeline geçmelidir.

Sınav bilgiyi ölçer, öğretmenlikse: sevgi, sabır, hoşgörü ve fedakârlık işidir.

Mustafa Telli
Exit mobile version