Birlik cemi

Yayın: 08:18 - 15.02.2010
Güncelleme: 08:18 - 15.02.2010

Kartal Cemevi Vakfı’nın, birlik cemindeyim.

Kartal meydanında bir afiş, “Gelin canlar, birlik olalım.” Uzun zamandır merak ettiğim cem törenini görmek için bu önemli bir fırsattı.

Kartal Cemevi’ ne girip, bir görevliye gazeteci olduğumu ve asılan afişleri okuyup, geldiğimi söyleyerek; törene katılıp katılamayacağımı soruyorum. Nazik bir edayla beni dinleyen görevli “Bugün burası çok kalabalık, sizi bir arkadaşla yöneticiye göndereyim o size yardımcı olur.” ifadesinden sonra bir arkadaşla birkaç kapıdan geçip, yöneticiye gidiyoruz.

Kartal Cemevi devasa bir yapı. Ana kapıdan girince karşınıza büyük bir meydan çıkıyor. Meydanın etrafında birçok kapı var. Her kapı farklı bir birime açılıyor. Merkezde konferans salonu, kütüphane, eğitim merkezleri, semah alanı, gibi birimler ile başkan ve yardımcıları için bürolar, çay salonu, mutfak, cenaze yıkama yeri, morg ve wc’ler bulunuyor.

Yöneticiye: “Ben gazeteciyim. İzin verirseniz bu günkü töreni izlemek ve haber yapmak istiyorum.” “Sizi biz mi çağırmıştık?” diye söze başlayan yönetici “Birkaç gazeteye telefon ettiklerini, e-mail attıklarını” söyleyip; “Törenimiz herkese açık, buyurun katılın.” dedikten sonra başlıyorum yürümeye.

Ancak içimde bir endişe! Ya yanlış bir şey yaparsam, ya yanlış anlaşılırsam? Düşüncesiyle giriş kapısındaki görevliden tüyo almak amacıyla; “Arkadaşım, kusura bakma ben ilk defa bir cemevine giriyorum. Yanlış bir şey yapmayalım.” değip neler yapıp, yapmamam gerektiğini ve içeride neler olacağı soruyorum.

Ayakkabılarımı çıkarıp, girdiğimiz semah alanı, oval bir taban üzerine kurulu. Üzeri kubbe ile örtülen yapının dört bir yanında resimler var. Tam karşıda bir kürsü, kürsü üzerinde Hazreti Ali’nin resmi var. Hazreti Ali’nin sağ ve sol yanındaki tablolarda ise Allah ve Muhammed lafzı var. Diğer resimler 12 imama ait. Kürsüde ki yazıda ise “Koruyan ve bağışlayan Allahın adıyla” diyor.

Kürsü önünde bir kaç mikrofon, saz ve ses cihazı var. Belli ki konuşmalar burada yapılıyor. Pencerelerle çevrili devasa yapıda iki büyük pencere dikkatimi çekiyor. İster istemez yanımdakine soruyorum. “Bu pencereler ne?”  “Onlar, seyir alanları. Salonun ikici katı gibi. Katılımım fazla olduğu günlerde arkadaşlar, oraya çıkıp, oradan izliyor. “Abi” diyor. “Cem töreni 2–3 saat sürer. Törende de giriş çıkış olmaz. İşi ya da her hangi bir rahatsızlığı olanlar da töreni oradan izler.”

Kürsü etrafında iç içe halkalar halinde bir birine cem olmağa hazır canlar, küçük koridorlarla birbirinden ayrılmış.. Bay ve bayanların bir birinden ayrı oturduğu törende; açılış konuşmasını cemevi yöneticisi Mustafa Düzgün Dede yaptı. Rıza Çetinkaya Dede’nin de bulunduğu salonda bugünkü Konuşmacı Dertli Divani Dede.

Aleviliğin evrensel bir inanç olduğunu söyleyen Divani Dede, “Eline, diline ve beline sahip olan herkes alevidir. Mademki cem toparlanmak bir araya gelmek, rızık alıp, rızık vermek, hoşnut ve razı olmak 7’den 70’e kim ilgi duyar, kim merek eder, kim gelirse gelsin o Alevidir.” Şeklindeki iyi ve örnek insan tanımlamalarını içeren konuşmasıyla Dertli, dinleyicilere Alevilik ve Aleviler hakkında bilgi verdi. Aleviliğin,  ırk, renk, dil, din ve cinsiyet ayrımcılığını reddettiğini, aklı önde tuttuğunu, üretken ve yol gösterici olduğunun açıklandığı saz ve sözünde yer aldığı cem töreninde 12 hizmet canlandırılıp, semah gösterisi yapıldı.

İlk defa girdiğim ve 5 saat kadar kaldığım cemevinden aktarabileceklerim bu kadar değil ama yerim bu kadar. Tüm canlara sevgiler.

M. Nazım Telli

Mustafa Telli
Exit mobile version