YARGI, VANCOUVER, BURSA VE ERZURUM

Yayın: 13:40 - 22.02.2010
Güncelleme: 13:40 - 22.02.2010

Son zamanlarda Erzurum’la ilgili haberler, Erzurum’da meydana gelen gelişmeler bizlere çok güzel şeyler söylemiyor. Olaylar ve şehrin gidişatı Erzurum’un yıllardır süregelen talihsizliğini ve sahipsizliğini Sağır Sultan’ın bile duyacağı şekilde haykırıyor.

Şehrimizin kendine özgü problemlerine geçmeden önce Erzurum merkezli yargı depremi ve gelişen olayların hepimizi bir kere daha ne oluyor, kim neyin savaşını veriyor kaygısına ittiğini belirtmekte fayda görüyorum. Çünkü konumu ne olursa olsun her vatandaş bu olayların meydana geliş şeklinden ve gidişatından kaygılı, üzgün ve sıkıntılıdır.

Burada hepimizin gördüğü; paylaşılamayan bir güç, saltanat ve elindekileri kaybetmek istemeyen birden fazla tarafın var olduğudur. Peki, biz sade vatandaşlar bu savaşın neresindeyiz, bütün bu olayların ve kişilerin yanında bizler kimiz, neyiz ve ne yapmalıyız? Biri bunu anlatmalı ama şu günler bizleri görecek hali yok kimsenin.

Bizler tarafların hiçbiriyle saltanatı, gücü, serveti, şaşaayı paylaşmadığımız için kimin ne kaybedeceğini de bilemiyoruz. Daha kötüsü; bu olayların sonunda olabilecekleri ve kendimizin bile ne kaybedeceğimizi bilmiyoruz. Ayrıca kimin vatan, millet ve Allah Rızası için, kimin kendi gücü ve menfaatleri uğruna savaştığını da çözemiyoruz artık. Bu sebeple hangi tarafın haklı olduğu da bizi ilgilendirmiyor, yeter ki arada ezilen biz olmayalım.

Bu konuyu fazla uzatmadan şehrimize ve şehrimizin problemlerine gelmek istiyorum;

Erzurumspor’un grup maçlarına çıkamadığı için küme düşürülmesi hepimiz adına utanç vericidir ve çok üzücüdür. Üstüne üstlük peşi sıra meydana gelen gelişmeler hepimiz tarafından malum. Yerine getirilmeyen sözler, basınımıza da yansıyan ve artık arsızlığa varan umursamazlıklar, üstü örtülen gerçekler ve kişisel beceriksizlikler ve aymazlıklar sonucu Erzurumspor’un hali.

Evvelki hafta; Erzurum Hava Limanında görevli memur yok diye saatlerce bekletilen turistler, onların isyanı, Erzurum için birçok gazetede, haber sitelerinde ve gruplarda yazılan üzücü haberler ve devamında ne bir açıklama, ne bir özür. Ne de bu hatanın bir daha olmayacağına dair yetkili ağızlardan bir garanti.

2011 Üniversitelerarası Kış Oyunlarına hazırlanan bir kent olan Erzurum’dan Kanada’da düzenlenen Vancouver 2010 Kış Olimpiyatları’na götürülenler ve götürülmeyenler sebebiyle ortaya çıkan tartışmalar, dedikodular, söylentiler, haksızlık iddiaları. Gerçi ben bu gezi işlerini de pek çözemiyorum şöyle ki bu tip gezilere asıl gitmesi gerekenlerin yerine her nedense başkaları gidiyor, geziyor ve geliyor. Bunun ne derece doğru olduğunu da takdirlerinize bırakıyorum.

Zaten 2011 birileri için altın yumurtlayan tavuk oldu. Kendileri, arkadaşları ve kendi elleriyle makam sahibi yaptıkları dostlarıyla birlikte birilerine epeyce bir yurt dışı seyahati yaptırdı.

Ne diyelim keser ellerinde ve yontuyorlar kendilerine ama bu yetim hakkıyla yapılan gezilerin hesabını Allah sorar. Burada asıl üzücü olan ise; bütün bu haksızlıklara bazı hassasiyetleri taşıdığına inandığımız ve bizim insanlarımız diye düşündüklerimizin sebep olmasıdır.

İddia ediyorum Erzurum’da sağlam bir tane cadde, sağlam bir tane sokak bulunmuyor ve bu kafa yapısıyla şehrimizde değişen bir şey olmayacağı da aşikâr. 2011 için asli görevleri Erzurum’u görünüşüyle, caddeleriyle, sokaklarıyla, binalarıyla, insanıyla oyunlara hazırlamak olanların asıl işleri yerine milletin parasıyla bu kadar gereksiz yurt dışı gezisi yapması anlaşılır gibi değildir.

Sekiz yıllık iktidarında şehirleşme noktasında bir adım ileri gidememiş, şehirleşme tecrübesini edinememiş ve uygulamaya koyamamış insanların İtalya – Torino’da, Harbin – Çin’de, Vancouver – Kanada’da ve 2011 bahanesiyle gezilen diğer ülkelerde neler yaptıklarını ve ne amaçla bu gezilere çıktıklarını merak etmek her vatandaş gibi bizim de hakkımızdır sanırım.

2011’in Erzurum için tarihi bir yıl olacağı kesindir ama Erzurum’a bakınca her taraftan sahipsizliğini ve talihsizliğini haykırıyor olması da üzücüdür; tabi duyana, anlayana, sorumluluklarını bilene ve en önemlisi Allah’tan korkana.

Geçen hafta yaşanan ve her zaman olduğu gibi bizim şehirden etkili, yetkili, ilgili hiç kimsenin sesini çıkarmadığı bir olay da Erzurum – Bursa arası uçak seferlerinin kaldırılmasıydı.  Sun Express haftada iki sefer de olsa bu iki kent arasında bağlantıyı sağlıyordu. Bursa ki Erzurum’dan sonra en çok Erzurumluyu barındıran bir kent olarak her zaman gönüllerde olan bir il bizler için. Ne oldu, neden oldu kimin hangi hesabı tutmadı bilinmez bu uçak seferleri kaldırıldı.

Peki, ardından ne oldu; iktidarıyla, muhalefetiyle Bursa milletvekilleri ortak bir sesle ayaklandı, Bakan Faruk Çelik bu konuda çok sert bir tepki gösterdi ve Anadolu Jet’in bu konuda gerekli boşluğu doldurması için gerekli çalışmaların başlamasına ön ayak oldu. Peki, bizim sevgili siyasilerimiz ne yaptılar, neden bu meselede de bu kadar duyarsız kaldılar bilinmez?

Geçen haftalarda Sayın Recep Akdağ,  Saadettin Aydın ve Fazilet Çığlık hakkında benim de inanmadığım veya inanmak istemediğim birçok haber yer aldı basınımızda ve gruplarda. Hemen hepsi haklı olarak tepki gösterdiler ve Sayın Recep Akdağ Bakanlık Basın Müşaviri aracılığıyla, diğer isimler de başka yollardan tekziplerini ve itirazlarını yayınlattılar. Bu itirazlar hem gazetelerde hem de yazıların yer aldığı internet haberleşme gruplarında yer aldı.

Bizler de kendilerine dokunulunca gösterdikleri hassasiyeti ve tepkiyi Erzurum’un yukarıda sıralamaya çalıştığımız ve bunun gibi onlarca sayıda olan sorunlarında da, yapılan haksızlıklar karşısında da göstermelerini bekliyoruz.

AHMET BERHAN YILMAZ

Ahmet Berhan Yılmaz
Exit mobile version