Dünyada stratejik bir öneme sahip olan su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve yönetilmesi gibi konular hayati önem taşıyor. Küresel ısınmanın ve sonuçlarının halkımız tarafından fark edilmesini sağlamak ve gerekli tedbirleri almaları için bilinç oluşturmak amacıyla, 22 Mart Dünya Su Günü kutlamaları çerçevesinde düzenlenen “Su Tasarrufu” konulu konferansta, Prof. Dr. Orhan Kural bir konuşma yaptı. Samandıra Kültür Merkezinde gerçekleştirilen etkinlikte suyun önemi ve birey olarak bu konudaki sorumluluklarımız üzerine duruldu.
Prof. Dr. Orhan Kural konuşmasına başlarken, “İnsanın en temel ihtiyacı olan su bir ülkenin devamlılığı için de en önemli hayat kaynaklardan biridir. Nüfus artışı ve küresel ısınma su kaynaklarında olumsuz etki oluşturuyor. Sınırlı kaynakların bulunduğu dünyamızda her şeyin bir sonu var. Dünyada var olan su kaynaklarının ancak çok küçük bir bölümü kullanılabilir durumda. Bu kadar kısıtlı kaynağı bilinçsizce ve kirleterek kullanıyoruz. Yapılan araştırmalarda, dünya’da yaklaşık 1,1 milyar insan güvenli su kaynaklarına ulaşamamakta ve az gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan hastalıkların yüzde 10’u yetersiz ya da sağlıksız su kaynaklarından meydana gelmektedir” dedi. Özellikle öğrenciler ve genç nesillerde su bilincini oluşmasının sevindirici olduğunu belirten Kural, “ Hepimiz su kaynaklarımızın kalitesini koruyarak ve tasarruflu bir şekilde kullanarak hayatımızı devam ettirmeyi öğrenmeliyiz” şeklinde konuşmasını sürdürdü.
Dünya Su Günü’nün 1992 yılından bu yana kutlandığını belirten Kural, “Bugün hâlâ, Dünya Gıda Günü’nde insanlar açlıktan ölmeye, Dünya Barış Günü’nde savaştan ölmeye, Sağlık Haftası’nda basit hastalıktan ölmeye, Dünya Su Günü’nde ise, içtikleri sudan zehirlenmeye devam ediyor. Irmaklar kuruduğunda, ağaçlar yok olduğunda, topraklar çöl olduğunda paranın hiçbir işe yaramayacağını bir kez daha hatırlatmak isterim” dedi. Çevreci profesör olarak bilinmenin kendisi için onur verici olduğunu belirten Kural, “aralarında ünlü isimlerinde bulunduğu, şiirlerin sihirli dünyasından ve şairlerin güzel sözlerinden yararlanarak çevre bilincinin öğrencilere ve topluma yayılmasında rol oynamak amacı ile bir eserde bir araya getirdiğini” belirtti.
Su ile ilgili ciddi sorunların ortaya çıktığını belirten Kural, “Ülkemiz, sanıldığı gibi su zengini bir ülke değildir. Birkaç basit önlemlerle sadece kendi evlerimizde, bir yılda 140 ton suyu kurtarabiliriz. Bulaşıklar elde değil makinelerde yıkanırsa yılda 26-40 ton suyu kurtarırız. Elde yıkanan bulaşık ortalama 84-126 litre su harcar. Oysa makinede 12 litre harcar. Duşlarımızı daha kısa yapalım. 4 kişilik bir ailede birer dakika kısalan duş süresi yaklaşık 180 ton su kurtarır. Tuvalet sifonlarını amacımız dışında kullanmayalım. 16 ton suyu kurtaralım. Tıraş olurken, diş fırçalarken musluklarımızı kapatırsak 10 ton suyu kurtarmış oluruz. Böyle basit önerilerle her aile tonlarca suyu boşa harcamamış olur” dedi.
Küresel ısınma, tatlı su kaynaklarının alması üzerinde olumsuz etki yapması suyumuzu dikkatli ve israf etmememiz konusunda daha bilinçli davranmamızı gerektiriyor.
