ÇOCUK İSTİSMARINDA TOPLUM OLARAK HEPİMİZ SORUMLUYUZ

Yayın: 07:34 - 29.04.2010
Güncelleme: 07:34 - 29.04.2010

Türkiye Siirt’te yaşanan olayların dehşetiyle sarsıldı. Önce Siirt’te küçük yaştaki kızlara iki yıl boyunca tecavüz edildiği haberleri gündemi sarstı, ardından Pervari’de Yatılı İlköğretim Okulu’nun 8 öğrencisinin 3 yaşındaki bir kıza tecavüz edip öldürdükleri, iki yaşındaki erkek çocuğuna da tecavüz ettikten sonra ölüme terk ettikleri ortaya çıktı. Son olarak dün de Manisa’da 14 ve 16 yaşındaki 2 kız çocuğu ile 16 yaşındaki 1 erkek çocuğa fuhuş yaptırıldığı haberi gündeme bomba gibi düştü.

Tüylerimizi diken diken eden bu haberler, Türkiye’de neler oluyor sorusunu akıllara getirdi. Çocukların istismar edilmesi ya da çocukların kendilerinin başka çocukları istismar etmeleri hepimizin kanını dondurmaktadır. Pervari’de mağdurların bebek, zanlıların çocuk olması ise çok düşündürücüdür.

Çocuklara yönelik cinsel istismar çok yönlü olarak değerlendirilmelidir. Çocuk istismarında; eğitimsizlik, cehalet, ailenin ilgi ve şefkat eksikliği, çocukların aile ve okul kontrolü dışında bırakılması, aile içi ilişkiler ve şiddet, istismar, taciz ve ekonomik faktörler gibi pek çok değişkeni birlikte ele almak gerekmektedir.

Pervari’de de yatılı ilköğretim bölge okulunda okuyan bu çocukların ailelerinin gelir düzeyine bakıldığında, ekonomik yönden kötü durumda olduğu görülmektedir. Sosyo-ekonomik sorunlar nedeniyle kendi başına bırakılan bu çocuklar, aile sevgisinden, şefkatinden, ilgisinden uzak büyümekte, aile ortamında sosyalleşmeleri mümkün olmamakta ve bu da çocukların, psikolojik yönden olumsuz etkilenmesine, sağlıklı bir ruh yapısına sahip olamamasına yol açmaktadır. Öte yandan eğitimsiz ailelerin bilinçsiz bir şekilde bakamayacakları kadar çocuk yapması da başlı başına bir sorundur. Aile içinde şiddet, istismar ve taciz olaylarının yaşanması ise çocuklarda telafisi çok zor olan hasarlara yol açmaktadır.

Çocukların davranışlarının en iyi gözlemlendiği yerler, okullardır. Şiddete, suç işlemeye eğilimli ya da sorunları olan, devamsızlık yapan çocukların okullarda öğretmenleri tarafından iyi gözlemlenmesi, rehber öğretmenlere yönlendirilmesi, aileleriyle iletişim kurulması, gerekirse bu çocuklara psikolojik destek verilmesi sağlanmalıdır.

Özellikle yatılı ilköğretim bölge okullarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin sorumluluğu büyüktür. Yatılı ilköğretim bölge okullarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin bulundukları bölgenin sosyal dokusunu iyi tahlil edebilmesi ve öğrencilere rehberlik yapabilmesi gerekir. Bu noktada YİBO’larda görev yapan rehber öğretmenlerin sayısının artırılması önemlidir. Çünkü yatılı okullarda okuyan çocuklar kırsal kesimden gelmiştir, uyum sağlamada güçlük yaşamaktadır, kendi anne babalarından çok öğretmenlerini görmekte, onlarla iletişim kurmaktadır.

Dolayısıyla, yöneticiler, öğretmenler ve özellikle rehber öğretmenler YİBO’larda, öğrenci velilerinin de desteğini almaya gayret göstererek, öğrencilerle bire bir ilgilenme fırsatı yaratmalı, problemli öğrenciler tespit edilerek, bu öğrencilere yönelik özel programlar uygulanmalıdır.

ÇOCUK İSTİSMARINDA TÜM YETKİLİ MAKAMLAR ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI; ÇOCUK İSTİSMARINDA BULUNANLAR, SORUMLULUĞU OLANLAR EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMALI

Türkiye’nin farklı bölgelerinden çocuk istismarına ilişkin haberlerin ard arda geldiği göz önüne alındığında; Milli Eğitim Bakanlığı’nın acilen birtakım tedbirler alması gerekmektedir. Bu tür vakalarla ilgili Bakanlık’ta bir birim oluşturulmalı, sosyologlar, psikologlar, pedagoglar seferber edilmelidir. Ayrıca tüm yetkili makamların elini taşın altına koyması, olayların üzerine titizlikle gitmesi şarttır. Çocuklara tecavüz eden, onlara fuhuş yaptıran, çocuk istismarına göz yuman, olaylarda sorumluluğu bulunan herkes tespit edilmeli ve en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

ÇOCUĞA YÖNELİK İSTİSMAR SUÇLARINA VERİLEN CEZALAR AĞIRLAŞTIRILMALI

Türk Eğitim-Sen olarak çocuğa yönelik cinsel istismar suçlarına verilen cezaların ağırlaştırılmasını istiyor; bu tür vahşetleri gerçekleştiren hastalıklı beyinleri, vahşete aracılık yapanları, vahşetin üstünü kapatmaya çalışanları, görmezden gelenleri, sorumluluğu bulunanları da lanetliyoruz.

Çocuk istismarında toplumsal duyarlılık en üst düzeyde olmalıdır. Unutulmamalıdır ki; bu olaylarda toplum olarak hepimizin sorumluluğu vardır.

Saygılarımızla.

Türk Eğitim-Sen

İstanbul Bölge Başkanı

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

M. Hanifi Bostan
Exit mobile version