SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Flaş

Şimşek: ‘Bakkalların yerini marketler alacak’

Yayınlanma:
ABONE OL

Gıda sektöründe dinamik aktör olarak faaliyet gösteren ve her geçen gün zincire yeni halka ekleyerek büyüyen Fon marketler zincirinin Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Şimşek, sektör ve bakkalların durumu hakkında değerlendirme yaptı.

Kenan G. -Perakende sektöründeki gelişmeleri, büyük marketlerin rolünü, tüketiciye yansımasını, kısaca değerlendirir misiniz?

İlhan Şimşek, “Türkiye’deki gelişmelere baktığımız zaman tüm sektörlerde olduğu gibi Türkiye hızla global sermayeye entegre olmaya çalışıyor. Yabancı sermaye girişi finans sektöründe, inşaat sektöründe ve gıda sektöründe de yoğun olarak yer almaya çalışıyor.

Türkiye’deki organize perakendenin cirosuna baktığınızda hızlı tüketim ürünlerinde 85 milyar dolar gibi bir gıda perakendesinin cirosu var ki bu ciddi bir ciro. Gelişmeye de müsait bir ciro. Uluslararası oyuncularında bu pazarda gözü var.

Gelişmiş ülkelere baktığınızda sektör doyuma ulaşmış durumda, yani orada gelişecek başka pazar yoktur ve gelişmiş ülkelerdeki perakendecilerin pazardaki payına baktığınızda Avrupa’da ilk üç perakendecinin pazar payı %50 nin üzerindedir.

Sadece Yunanistan, İtalya ve Portekiz’de  %50 nin altındadır. Özellikle İsveç, İsviçre gibi İskandinav ülkelerinde bu oran %90 üzerine çıkıyor.

Ülkemizde 40.000 tane bakkal kapanmış

Türkiye’de 1998 yılında bakkal sayısı 155.000 iken 2008 yılında bu 115.000 inmiş. Yani 40.000 tane bakkal kapanmış. Buradaki Pazar nereye gitmiş? Buradaki Pazar bizim organize perakende dediğimiz uluslar arası firmalara yani Carrefour gibi, Kipa gibi, Migros gibi  uluslar arası firmalar, her geçen gün Türkiye’de gerek satın alma yolunda gerekse yeni lokasyonlar açarak pazardaki paylarını genişletiyorlar.

Basit bir hesap yapacak olursak,  % 37 kısmı lokallerin elindedir. Bundan sonra sektörde ne olacak? Bakkallarda küçülme olacak.

Fon Market olarak istikrarlı büyüme sergiliyoruz

Fon olarak baktığımızda özellikle Anadolu Yakasında ciro olarak dördüncü sıraya oturabileceğimizi tahmin ediyorum. Şube sayımız azdır ama hamd olsun mağaza performanslarımız iyidir. Amacımız burada tüketici sadakatini arttırarak daha iyi bir yerlere gelebilmek. Bulunduğumuz yeri de hiçbir zaman yeterli görmüyoruz. Öğrenmenin de gelişmenin de sonu yoktur.

Bakkalların yerine bizim gibi organize marketlerin sayısı artacak.

Bu iş iki bacaklı .. Bir taraftan baktığınızda kayıt dışının önüne geçilmiş oluyor, diğer taraftan baktığınızda bakkalda istihdam edilen ciddi insan sayısı var. İnsanlarda bir şekilde işini kaybediyor ve işsizler ordusuna ilave oluyor.

2009 yılına baktığınızda uluslararası firmalar %11 gibi büyümüşler. Bizim lokal zincirler, yerli marketler % 14 büyümüş.

Bizim büyüme performansımız onlara göre daha iyi.

Biz müşteriye çok daha yakınız. Müşterinin ne istediğini çok iyi biliyoruz. Müşteri ile aynı kültürden geliyoruz.

Müşteriye yakınlığımızdan dolayı bizdeki sadakat  %38 civarındadır. Müşteri anketlerinde ortaya çıkıyor. Onlardaki müşteri sadakati  % 8 civarındadır.

Onlar uluslar arası sermayenin gücünü çok iyi kullanır. Firmaları global anlamda anlaşma yaptıklarından dolayı daha uygun şartlarda satın alama yapabiliyorlar ama  raf fiyatlarına bakın. Bizim aylık fiyat endeksimiz vardır; 12 tane noktadan marketten yaklaşık elliye yakın ürünü her ay gidip fiyat aldırırız. Bunun içinde 2 tane ulusal firma vardır. Burada baktığınızda yerel zincirlerin fiyatı ile onların fiyatları arasında % 9- % 12 arasında fiyat farkı bulunuyor. Bizde fiyatlar daha düşüktür. En pahalı satan yerel zincirin fiyatı bile ulusal firmalardan  %9- %12 daha düşüktür. Onlar daha ucuz alıp daha pahalı satıyorlar.

Şimdi bizim işletme giderlerimiz, onlara göre daha düşüktür.

Onların bir bölümde 3 kişi ile yaptığı işi biz tek elemanla yaparız. Biz sahada müşteri ile iç içe olduğumuzdan dolayı , bu duygusal bağı çok iyi kullanıyoruz , tüketicinin ne istediğini biliyoruz, kendimiz elimizi taşın altına koyuyoruz..

Onlarda kurumsal yapıdan dolayı bir hantallık vardır.

O hantallığı biz hızlı hareketle aşıp, maliyetlerimizi daha düşük tutup özellikle sebze – meyve hali, kasabı biz onlardan çok daha mükemmel yapıyoruz. Fiyatlarımız hem çok makuldür, ürün kalitemiz onlardan çok çok iyidir. Özellikle manava bakın. Manav ulusallara göre yerellerde çok daha iyidir. Biz bunu iyi yapıp, iyi başarıyoruz. Bundan dolayı bizim maliyetlerimizin onlardan düşük olmasından dolayı daha ucuz satabiliyoruz.

Onların kar marjı çok yüksek bize göre.

Biz sektörde %3 karlılığı tutturduğumuzda kendimizi başarılı görüyoruz. Onlarda hedef kar marjı  % 8 üzerindedir. Bu marjı tutturabilmesi içinde fiyatını yüksek tutması gereklidir.

Fon Market olarak baktığınızda da lokal zincirler içerisinde bizim asıl felsefemiz şu: Her sektörde müşteri velinimettir. Eğer satmış olduğunuz ürün kalitesini, rekabet koşullarını tüketicinin menfaatine dayalı yapmıyorsanız, büyümeniz ve ayakta kalmanız mümkün değildir.

Müşteri varsa siz varsınız.

Müşteri yoksa siz hiçsiniz. Uzun vadeli hedeflerimiz içerisinde de müşteri odaklı gerek fiyat, gerek kalite anlamında müşteri isteklerine paralel bir yönetim şeklimiz var. Personelimize biz her toplantıda şunu deriz. Markette o hizmeti veren ekiptir.

 Siz ne kadar sağlam ürünü götürürseniz götürün ekip onu gereği gibi saklama koşullarına uygun şekilde saklamıyorsa, rafa konulurken hijyen koşullarına göre koymuyorsa, tarih  koşuluna dikkat etmiyorsa şayet sizin o  çok iyi şartlarda koymuş olduğunuz ürün orada özelliğini kaybediyor.

Onun için diyoruz ki -Arkadaşlar yemeyeceğiniz bir ürünü kesinlikle tüketiciye sunmayın.

Tüketici daha sağlıklı ürünleri yesin.

Kasap et siparişi verir, tavuk siparişi verir, belki satış hedefinin üzerinde bir sipariş vermiştir. Bugün tavukta 7 gün gibi tavuğun son kullanma tarihi vardır ama biz tavuğu alıp 7 gün asla bekletmeyiz.  7 günlük saklama koşulları soğuk zincir kırılmadan buzhane şartlarında + 4 derecede durabilir ama tavuğun kesildiği andan tezgaha kadar geliş sürecine bakın hangi evrelerden geçiyor. Tavuk kesimhanede kesiliyor burada da soğuk zincir kırılıyor. Dolayısıyla biz diyoruz ki tavuğun ömrü bir haftadır ama 2 günden fazla bu ürün bizim tezgahımızda kalmasın.

Oradaki eleman ‘’Bunun üzerinde 7 günlük tarih var’’ diyebiliyor. Hayır diyoruz. 2 günden sonra biz bu ürünü gerekirse çöpe atalım önemli değil. Ama tüketiciye vermeyelim. 3, 4, 5 gün olsa bir şey olur mu? Olmaz ama bizim bir farkımız olsun ve diğer bir konu tüketici alıyor. Tezgahtar arkadaşlarımıza söylüyoruz.

Alışverişte tavuğu en son alınız…

Tüketiciye sorun  başka alışverişiniz varsa, alışverişinizi yapıp tavuğu en son alın. Çünkü bir müşteri 15-20 dk mağazanın içinde geziniyor, bu süre içinde hava ısıdan dolayı bakteri oluşumu başlar.

Sebzede, meyvede de bu böyledir. Dalından kopardığınız andaki besin değeri ve lezzeti ile  aradan zaman geçince ürün lezzeti ve besin değeri değişir. Bu çok önemli. Bunun için biz FON olarak bu hassasiyetleri bildiğimizden dolayı gerek veteriner hekimlerimiz gerekse dışarıdan aldığımız danışmalık firmalarından eleman eğitiminden, ürün sunumuna kadar yapmamız gereken ne varsa bu destekleri almaya devam ediyoruz.

Kontrol Lap, ürünlerimizi periyodik olarak kontrol eder,

Bakın satmış olduğumuz tüm gıda ürünlerini, hizmet reyonlarının arkasında görürsünüz ‘’kontrol lap’’ diye bir firma vardır. Satmış olduğumuz tüm gıda ürünlerini periyodik olarak kontrol ettiririz. Biz firmaya sattığımız markaları bildiririz. Bu Tübitak gibi bir kurumdur. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının onay verdiği firmadır. Gelir tezgahımızdan haberimiz olmadan tüketici gibi malı alır, götürür analiz eder.

Sürekli denetimden geçeriz

İçindeki değerlere bakar. Örnek veriyorum; Sucuk üzerinde yazar  %70 dana %30 tavuk. Gerçekten bu oranlar mı var yada  % 100 dana yazıyor içinde tavuk yada hindi var mı? Ya da başka bir şey var mı? Evet üretici üretmiş bu standartta göre bana sunmuş, ama bu değerleri gerçekten taşıyor mu? Yada ürünün içerisinde bakteri var mı? Siz ürünü sağlıklı da üretseniz bu soğuk zincirini kırıyorsanız, ürün sağlıklı da olsa bakteri üretmeye başlıyor. Bu tarz ürün varsa raflarımızdan kontrolünden sonra hemen toplatılır.

-Bu denetim mağazaların isteği doğrultusunda mı?

Bizim bir derneğimiz var. İstanbul Perakendeciler Derneği PERDER. Bu Perder de ben yönetim kurulu üyesiyim. Biz Tarım Köy İşlerinin de dahil olduğu bir protokol yaptık. İstanbul’da 41 tane üyemiz var. Bu 41 üyenin de 650 marketi var. Bu 650 tane marketteki gıda ürünlerini periyodik aralıklarla, her hafta başka bir ürün grubu raflarımızdan alınır ve analiz edilir. Bu bizim isteğimiz dışında. Karşı tarafında bir sorumluluğu var. Bizim isteklerimiz var

1-     Tüketiciye faydalı olsun diyoruz, tüketici daha sağlıklı ürün yesin.

2-     Perakendeciye faydası olsun diyoruz, perakendecide tüketicisine, -Bakın biz bu ürünlerimizle kontrol ediliyoruz. Biz sağlıklı ürün satıyoruz diye uluslararası  firmaların standardını yakalayıp onların üzerine çıkmak istiyoruz. Diğer taraftan da üreticiyi disipline ediyoruz.

Doğada çözülebilir poşet kullanıyoruz.

 Normal poşetlerler doğada 1000 yıl kaybolmuyor. Yeni  teknolojide 1 yılda doğada çözülebilen poşetler çıktı. Mağazalarımızda bu poşetleri kullanmaya başladık.

Kenan G.:  -Fon marketinin müşteri memnuniyeti gözle görülür bir şekilde başarılı …
Şimşek:  İnşallah öyledir ben yeterli görmüyorum Kenan Bey
Kenan G :-Mahallede hanımlar aralarındaki sohbetlerde konuşulduğu için özellikle dikkatimi çekti  diyorlarmış ki “Et ve et ürünlerini mutlaka Fon’dan alın sebzesi de çok güzel eti mutlaka fondan alın başka bir yerden almayın ‘’ diye birbirlerine telkinde bulunuyorlar hakikaten orda bir doğruluk var mı?
Evet et konusunda iddialıyız

 Şimşek : Şimdi orda şöyle bir nokta var Kenan bey. Danet marka salam sosisleri bilirsiniz. Danet bizim ortağımızdı biz beraber başladık oradaki mağazayı beraber kurduk, 2006 yılında onlar aralarındaki çeşitli sebeplerden dolayı ayrılmak zorunda kaldılar Afyonda haftada 300 baş hayvan keserler.

Bakın etin sırrı şurada Kenan Bey
Ette yöre çok önemli. Bugün Çanakkale, Bilecik, Afyon ve Trakya yöresinin eti hem daha randımanlıdır hem daha parlaktır hem de daha çabuk pişer yöre olarak böyledir. Suyundan beslenme şartlarından havasından dolayı fark eder ama burada bir detay gizli hayvandaki randıman bir sığır etiyle dana etini hiç bir tüketici fark edemez. Getireyim tezgaha yerleştireyim ben bile belki fark edemem dana ile sığırı. Ama dana etiyle sığır etinin maliyetinde kiloda 2 lira 3 lira fark eder. Sığır daha ucuzdur ama bu tencereye girdiği zaman gerek pişme süresi olarak, gerek lezzet olarak çok farklıdır.

Bize özel dana ayırırlar

Biz kestirdiğimiz danalarda orda 300 baş kesilirken Fon markete gidecek danalar canlıyken belirlenir randımanlı danalar genç danalar önce bizim tezgahımıza gelir.

İşte bundan dolayı güven çok önemlidir ette.

 Özellikle işlenmiş et suiistimale açıktır kıyma başta olmak üzere. Bugün kıymanın içerisine foya katanlar, tavuk ciğeri katanlar, tavuk taşlığı katanlar.. Tabi bu vicdani bir mesele ama maalesef hırs uğruna, para uğruna her şey yaşanıyor. Bizimde burada bir sorumluluğumuz var yemeyeceğimiz bir ürünü tüketiciye yedirtmeyeceğim.

 
Ekmekte de iddialıyız…

Türkiye’deki insanlarda kalsiyum eksikliği var. Sebebi de ekmeği çok fazla tükettiğimizden dolayı. Ekmekte hiçbir şekilde kalsiyum yoktur. Biz bu konuda özel olarak kalsiyum katkılı un kullanarak ekmek üretiyoruz. Yani vitamin enjekte ediliyor ekmeğin içerisine. Bir kaç tane firma çıkartır bunu. Bir tanesi doruk undur, bir tanesi Sinangil undur. Normal bir çuval undan 6 lira daha fark eder daha pahalı vitaminli olduğundan dolayı ben mağazalarımızda bu unu kullanıyoruz bu ekmeği yapıyoruz

 

– Mağazalarda çalışan sayısı ne kadar ?
Şuanda 9. mağazamızla beraber 300 çalışana ulaşacağız. Her açtığımız mağazada da 25 metre kareye ortalama 20 çalışan istihdam ediyoruz. Bu sene biz şunu da yaptık işkurla biz bir proje yaptık. Bu memleketin bir işsizlik sorunu var. % 13.5 gibi üç milyonun üstünde işsizimiz var. Biz İstanbul’daki 41 tane perakendeci arkadaşımız 2010 yılı içinde İşkur’dan 2000 üzerinde eleman istihdam etmek üzere talepte bulunduk. Şuanda projemiz onaylandı.

– Bunun yanında birde sosyal aktiviteleri var kurumunuzun..
 Şöyle var. Bu sene sosyal projelerimize öncülük vereceğiz. Özellikle geçen yıl bölgemizde iki tane okulda belli bir sınıfların. Kütüphanelerinin iyileştirilmesiyle ilgili çalışmalarımız olmuştu. Disk Meslek Lisesinde başarılı öğrencilerimizi notebookla ve diğer hediyelerle mükafatlandırdık. Yine bu sene Milli Eğitim Vakfı İlköğretim Okulu’nda gerek bütün okulun boyatılması ile ilgili katkımız, gerek bütün öğretmenlerin sandalyelerinin yenilenmesi ile ilgili çalışmalarımız olmuştur” dedi..

 ÖZEL Röportaj

İlgili Haberler

Basında Kartal
19 Nisan 2024
Kartal Belediyesi’nin Kreşlerinde 23 Nisan Coşkusu

Kartal Belediyesi’ne bağlı 14 kreşte eğitim gören çocuklar hazırladıkları gösterilerle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladı. Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, minik öğrencilerin 23 Nisan coşkusuna ortak oldu. Çocukların günlerce emek verdiği gösteriler ayakta alkışlandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında, Kartal Belediyesi’ne bağlı kreşlerde bir kutlama programı düzenlendi. Kartal […]

Dünyadan
17 Nisan 2024
Başkan Yıldız’ın yeğeni Doruk Erol Çevik Eskrim Dünya Şampiyonu oldu

İstanbul Gazete ve Haberciler Federasyonu Başkanı Ali Rıza Yıldız’ın yeğeni Doruk Erol Çevik, Gençler ve Yıldızlar Eskrim Dünya Şampiyonası’nda yıldız erkekler epede dünya şampiyonu oldu. İstanbul Gazete ve Haberciler Federasyonu Başkanı Ali Rıza Yıldız’ın yeğeni Doruk Erol Çevik eksrim de Dünya Şampiyonu oldu. Milli gururumuz Çevik, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da devam eden Gençler ve Yıldızlar […]

Basında Kartal
16 Nisan 2024
Kartal Belediyesi Kreş Öğrencilerinden Resim Sergisi

Kartal Belediyesi’nin ilçe genelinde hizmet veren 14 kreşinde eğitim gören kreş öğrencileri, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı konu eden ‘Sanatın Çocukları’ adlı resim sergisine imza attı. Minik öğrencilerinin yaptığı 55 eserden oluşan sergi gelenler tarafından büyük beğeni topladı. Kartal Belediyesi Fuaye Alanı’nda düzenlenen serginin açılışına Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’i temsilen; Başkan Yardımcısı […]

Genel
09 Nisan 2024
Tatil Fotoğraflarınız: Hırsızlara Davetiye mi, Keyifli Anılar mı?

Sosyal Medyanın Hırsızlık İstatistikleri Üzerindeki Etkisi Son yıllardaki istatistikler, bayram ve ara tatiller gibi yoğun dönemlerde artan hırsızlık vakalarına dikkat çekiyor. Ancak bu artışın arkasında yalnızca geleneksel yöntemlerin değil, aynı zamanda dijital dünyanın etkisinin de olduğunu söyleyebilirim. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, hırsızlar giderek daha sofistike ve planlı bir şekilde işlerini yürütüyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, […]