Sanal ortamda mağdur olduysan, gerçek hayatta mutlaka hakkını aramalısın!
İnterneti günlük hayatımızda nerdeyse her işimizi halletmek için kullanmaya başladığımızdan beri, bu işte uzmanlaşmış bilgisayar korsanları veya sanal dolandırıcılar diye adlandırabileceğimiz kişilerin sayısı da bir o kadar arttı. Tacize uğrayanlar, hakarete maruz kalanlar veya dolandırılanların haberlerini okuyor, birçoğuna da yakın çevremizden şahit oluyoruz.
Bu tarz konular ile ilgili mağdur olan duyarlı kişilerin yaptıkları ihbar ve şikayetler sayesinde, adli makamlarca çok sayıda suçlu cezasını çekmektedir.
Yapanın yanına kar kalmamalı.
Bireyin hak arama özgürlüğünü kullanmasının sadece kendisine değil tüm topluma yararı vardır. Kendi başınıza gelmese de çevrenizdekileri bu konuda bilgilendirmek bir vatandaşlık görevidir. Ortada bir mağduriyet varsa bu hepimizin hayatını etkiliyor olabilir. Bazı şeylere göz yumuyoruz, karışmıyoruz, ya da olayı çözümleyecek bir kamera görüntüsünü, şahitlik gibi basit yardımlarda bulunabilecekken bile aman ben karışımıyım zihniyeti ile mağdur olanlara sırtımızı dönüyoruz sonra problem bir yakınımızı, bazen de hepimizi etkiliyor.
Sanal dünya dediğimiz bu yapı üzerin den yapacağımız tüm işlemlerimizde normal hayatımızdaki gibi ŞÜPHE ile yaklaşma duygumuzu daha ön planda tutarak mağdur olmaktan kurtulabiliriz aslında…
Örneğin araç alım satımlarında tarafımıza gönderilen paranın alıcının bize gönderdiği dekonta bakarak değil resmi hesabımızdaki nakit akışından kontrol etmemiz önemlidir, alım satım işlerindeki para transferlerini nakit değil resmi bankalar üzerinden yapmamız gerekmektedir. Alış veriş yapacağımız şirketlerin web sitelerinde sabit ofis adreslerinin olup olmadığı, kurumsal telefon numaraları veya internet arama motorlarında daha önceden mağduriyet yaşamış kişilerin yorumları okunabilir, kapıda ödeme ve şeffaf kargo dediğimiz seçenekleri bulunan firmalardan alış veriş yapmak, E posta kutumuza gelen bizden kişisel bilgi ve şifrelerimizi isteyen maillere itibar etmemek, ödül veya para kazandığımızı iddia eden maillerdeki linklere tıklamamak gibi aklınıza gelebilecek bir çok farklı yöntem ile önemlerimizi alabiliriz.
Aldığınız önlemlere rağmen sizin kontrolünüz dışında bir mağduriyet yaşarsanız veya şahit olursanız mutlaka hakkınızı aramayı unutmayın! Aslında her Türk vatandaşının yerine getirmekle mükellef olduğu sorumluluklarının yanında talep etmesi gereken hakları da vardır. Kanunlarımız da bu konu hakkında bir çok yasal düzenleme vardır;
“5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 158/1 sayılı maddesinde; ‘Suça ilişkin ihbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir’ denilmekte, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ve tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren 278/1 sayılı maddesinde ise; ‘İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır’ hükmü bulunmaktadır.” Yani suçu yetkili makamlara bildirmek toplum güvenliğinin sağlanması için kanuni zorunluluktur.
Toplumun huzur ve güvenliğinin sağlanması görevi sadece kolluk kuvvetlerinin vazifesi olarak görülmemelidir. 83 milyonluk bir nüfusa sahip olan ülkemizde Emniyet Genel Müdürlüğünün bünyesinde yaklaşık 328 bin polis bulunmaktadır. Polisin her zaman her yerde bulunması mümkün olmayacağı da göz önünde bulundurularak bizlerde bu ülkenin vatandaşı olarak İhbar veya şikâyet konusunda kolluk kuvvetlerine yardımcı olmamız gerekmektedir. Onların gözü kulağı olmalıyız.
İnsanoğlu kendisine veya başkasına yapılan haksızlıklara karşı, hak talep ettikçe kendisine ve çevresine sağladığı faydaların sonucunu görür. Bu insanlık vazifesini de yerine getirmediği sürede çıkması gereken ahlaki basamaklarda yükselemez. İnsanlar bence hak arama konusunda kendisini engelleyenlere karşı mücadeleyi sürdürdüğü oranda gerçek vasfını göstermeye başlar. İnsan en başta haklarını arayarak kişiliğini ortaya koymuş olur.
Öncelikle Hak aramak için hakkını bilmek gerekir diyebiliriz.
Kanunlarımızda şikâyet, herhangi bir şekil şarta tabi tutulmamıştır. Başka bir ifadeyle müşteki, yazılı veya sözlü olarak şikâyet hakkını kullanabilir.
Size karşı bilişim suçu işlenmiş, bu durumda ne yapabilirsiniz?
Bağlı bulunduğunuz yer karakoluna ya da Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne şikâyet dilekçesini vermenizi öneriyorum. Fakat işlemlerin hızlı yürümesi ve bir an evvel sonuç alabilmek adına benzer bir dilekçeyi ilgili cumhuriyet savcılığına vermenizde de fayda olacaktır. Bu şekilde bir işleme başladığınız takdirde bir kere savcılıkta bir kere mahkemede olmak üzere iki kere ifadenize başvurulacaktır ve şahıslardan şikâyetçi olup olmadığınız tekrar sorulacaktır. Şikâyetçi olduğunuz takdirde şahısların suçu sabit görülürse ilgili kanun maddelerindeki ceza ve yaptırımlar uygulanacaktır.
İnsanlar ahlaki davranışlarını yaşantılarına yansıttığı ölçüde, güven ortamını yaygınlaştırırlar. Toplumların huzuru için güven ortamın önemi tartışılmazdır.
Mağduriyetler karşısın da birbirine destek olan insanların oluşturduğu toplumlarda suça ve suçluya yer yoktur.
Okan ALGÜN
Siber Güvenlik Uzmanı