Türkmen Hareketinin kaybedecek zamanı yok!..

Yayın: 14:12 - 10.01.2022
Güncelleme: 14:12 - 10.01.2022

Türkmenler konusu kamuoyunun ilgisini yeterince çekiyor ama; Türkmen halkının bölgede yaşadıkları konusunda kim ne kadar bilgiye sahip, işte burası -muamma…  

Irak Türkmen Cephesi diye bilinen yapıda son günlerde yaşanan istifa ve görevden ayrılma haberleri Türkmen halkını umutlandırırken, belli bir kesim tarafından da üzüntüyle karşılanmaktadır.

Siyaseten imtiyaz kaybetmiş durumda olan Türkmenler, Irak Türkmen Cephesinde yaşanan görev değişikliklerinin neticesinde nasıl bir toparlanma yaşanacağını merakla bekliyor.

Zira yaşanan istifaların ardından yapılacak olan yeni görevlendirmelerin Türkmen halkının tamamını kucaklayıcı özelliklerde gerçekleşmesi elzem durumdadır. 

Türkmen Hareketinde yaşanan gelişmeleri doğru okumak gerekir

Irak Türkmen Cephesi (ITC) diye bilinen yapı, maalesef yöneticilerinin tutumundan dolayı yıllardır Türkmen Hareketinin yüzde sekseni (80) oranındaki büyük bir kesimi temsil edemedi ve hatta yok saydığı bilinmektedir. Yani yüzde yirmi oranında kendini imtiyazlı gören bir kitle yıllardır ön saflarda rol aldı. Gelinen noktada Türkmenler yok sayılma tehdidiyle karşı karşıya kaldılar.

Fakat işin ilginç tarafı ise; Türkmen bölgesinde siyaseten ön saflarda yer alanlar, yaşanan bu olumsuzluklardan kendilerine hiç pay çıkarmadıkları gibi hep başkalarını suçlamaktadırlar.

Ama bir gerçek varki, Türkmenler üzerinden yıllardır yürütülen yanlış politikalar sayesinde gelinen sonuç hiç iç açıcı değil.

Yani şu soruyu sormak gerekir, eğer siz başarılı bir politika sergilediyseniz alınan başarısız sonuçları nasıl açıklayacaksınız. Ortada bir başarısızlık olduğu gerçeği varken; boş boş konuşacağınıza onurlu bir şekilde kenara çekilin… Biraz da gayretli çalışanlara fırsat tanınsın.

Türkiye’nin Musul Kerkük konusundaki hassasiyetine binaen;

Türkmen halkına sağlanan tüm desteklere rağmen gelinen noktada, hem Irak Hükümetinde temsil gücü adına siyaseten imtiyaz kaybedilmiş, hem de Türkmen halkı arasında ayrıştırmalar yaşanmışsa acilen yeniden yapılanma gerçekleştirilerek, tüm Türkmen halkı arasında birlik beraberlik sağlanması gerekir.

Yapılan maddi manevi desteklerden, Türkmen halkının yaklaşık yüzde % 18 lik bir kısım mutlu azınlık faydalanırken yüzde % 82 oranında kalanlar ise üvey evlat muamelesi görmektedir.

Bu konunun daha iyi anlaşılması adına hatırlatma olsun diye genel durumu tekrar özetlersek;

Bilindiği gibi Türkmen partileri Nisan 1991’de Kuzey Irak’ta ilk defa siyasi bürolarını açtılar. Zamanla parti sayısı ikiye çıkınca (Irak Millî Türkmen Partisi ve Türkmeneli Partisi) iki partiyi de içine alacak bir yapılanmanın zarureti ortaya çıkmıştı.

Nihayet 24 Nisan 1995’te Irak Türkmen Cephesi adlı bir çatı kuruluş kurulmuştur. Söz konusu çatı kuruluşta, o gün, Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren Türkmeneli Partisi ve Irak Millî Türkmen Partisi’nin yanı sıra kültürel kimliği olan Türkmen Kardeşlik Ocağı ve sosyal ağırlığı olan mahalli şahsiyetler (ilgili şahsiyetler daha sonra Türkmen Bağımsızlar Hareketine dönüşmüştür) bulunmaktaydı.

Söz konusu her dört kuruluş, Türkmenler ve Türkiye tarafından tanındığı için ITC milli bir çatı misyonu almıştır. Böylelikle Türkiye tarafından Türkmenlere sağlanan yardım ve desteklerin hepsi ITC üzerinden yapılmaktaydı.

8 Nisan 2003’te Saddam’ın devrilmesinden sonra Kerkük’te yeni Türkmen partileri de kurulmuş, onlar da kısa süre içerisinde söz konusu milli çatı olan ITC’ye katılmışlar ya da en azından ITC’yle birlikte paralel çalışmışlardır.

Ancak Ekim 2005’te dönemin ITC başkanı, ilgili makamlara da ve ITC’nin içindeki partilere de danışmadan emrivaki yaparak ITC’yi Irak Yüksek Seçim Komiserliğinde parti olarak tescil etmiştir.

İlgili makam ve partiler durumdan daha sonra haberdar oldukları için söz konusu ITC başkanının ferdi ve hatalı davranışını düzeltme umuduyla, çatının yasal olarak yok olduğunu Türk devletine izah etmemişlerdi. Çünkü aynı çatının tekrar partilerden kurulacağı umuduyla hareket etmişlerdi.

Ancak Irak’taki şartlar ve Türkmen hareketinin yaşadığı süreç çatının kurulmasına şimdiye kadar elverişli olmamıştır. Bundan dolayı da Türkmen hareketi ve Türkmen toplumunun yanı sıra Türk devleti büyük zarar görmüştür. Irak’ta halen yasal olarak 9 tescilli Türkmen Partisi bulunmaktadır. Söz konusu partilerin çoğu da Türkmenler ve Türkiye tarafından kabul görmüş siyasi partilerdir.

Oysa ki Türkiye’nin sağladığı imkân, destek ve yardımların hepsi münhasıran ITC’ye yapılmaktadır.

Halbuki ITC Irak’ta seçilen Türkmenler arasında en fazla yüzde % 18 oranında bir temsil oranına sahip olabilmiştir. Irak’ta diğer Türkmen kuruluşlardan seçilen Türkmenlerin oranı ise % 80’den fazla olmuştur. Dolayısıyla sadece ITC üzerinden Türkmenleri ve Türkmen hareketini yönetmek imkânsızdır.

Söz konusu 9 partiden 8’i herhangi bir siyasi, maddi, ayni ve manevi yardımları Türkiye’den görmedikleri gibi, mağduriyet hissine ve anavatanın üvey evladı oldukları şuuruna kapılmaktalar.

Dolayısıyla ilgilerin taraf tutmaları Türkmen hareketinde kaosa ve zafiyete yol açmaktadır. Türkmenler bugün Irak’ta her açıdan çok zor durumda olduklarından Türkiye’nin daha fazla ilgisine ve desteğine muhtaçtırlar.

Yukardaki durumlar ışığında ilgili kurumlardan; Türkmen hareketinin yeniden yapılandırılması, gerçek ve milli bir çatının yeniden kurulması ve milletçe kabul gören diğer Türkmen Partilere de adalet ölçüsü içerisinde destek sağlanması gerekmektedir.

Selametle kalın,

Kenan GÜLERCİ
Exit mobile version