Türkmenlerin güvenliği mi tehlikede yoksa, güvenlik şirketinin gelir kaygısı mı?

Yayın: 08:39 - 30.03.2022
Güncelleme: 08:39 - 30.03.2022

Öncelikle, Türkmenlerin güvenliği amacıyla oluşturulan, Türkmen Güvenlik Dairesi’nin Akıncıları’ndan, bugün Sacır Şirketi’ne bağlı yürütülen güvenlik elemanlarına sağlanan imkânlara rağmen gerçekten yeterli güvenlik sağlanıyor mu, daha doğrusu amacına uygun hareket ediliyor mu? Bu konuyu da enine boyuna sorgulamak gerekiyor…

Akıncı ruhundan, bakıcı anlayışına geçişin öyküsü!

1995 te Türkmen partilerinin milisleri tek bir çatı altında örgütlenerek Türkmen Güvenlik Dairesi kurulmuştur. 

Elemanlarına da Akıncı adı verilmişti.  Söz konusu güvenlik dairesine alınan her Akıncıdan Türkmen davasınca muteber olan bir referans ve yazılı kefil istenirdi.  Böylece Irak gibi bir bölgede daha güvenilir eleman istihdamı ve daha sağlıklı bir yapılanma sağlanırdı. 

Akıncılar askeri ve milli kurslara tabi tutulurlardı.  Haftada bir gün ev izni alabiliyor. Üç vakit yemek ve sağlık hizmetlerini de Türkmen Güvenlik Dairesi temin ediyor idi. 

Güvenlik Daire başkanı da çatı cephenin yönetim kuruluna karşı sorumlu idi… 

Güvenlik Dairesi lağv edilerek, Sacır Şirketi sahneye çıktı

2005 ten sonra daire yapılanması lağvedilerek sözde güvenlik şirketi sistemine geçildi. Şirket yetkilisi ise cephe başkanın istediği doğrultuda kendisine bağlatıldı, böylece ilgi makamlar fiili olarak devre dışı kaldı.  Artık söz konusu bu şirket, bir Irak şirketi etiketi altında görev yapıyormuş gibi sunuldu. Aslında güvenlik şirketi yapılanması tarzından da daha düşük olan bekçilik yapılanmasına gidildi.  Böylece cephe başkanı ve üst yetkililer oraya yakın dost ve yandaşlarını yerleştirdikleri için liyakat ve yeterlilik hususu göz ardı edildi.

Bazen de hayali elemanların varlığı bile dile getirildi, zira amaç güvenlik üzerinden dönen rantı bu etiket altında kullanmak ve Türkmeneli Vakfı’da gelirden payını alıyorlar idi.  Çünkü finansın en az yüzde 60 oranındaki kısmı bu alanlara tahsis ediliyor idi.

Buna karşılık siyasi partilere yüzde birin (1) altında bir sembolik meblağ tahsis edilmiş idi.  Bu gün Türkmen toplumunun siyaseten etnik yönden yaşadığı hezimetinin altında büyük ölçüde bu dengesiz bakış yatıyor.

Artık bu güvenlik elemanlarının büyük bir kısmının görevleri göstermeliktir ve cephe yöneticilerinin önerileri doğrultusunda maaş almak amacı ile işe alınmışlardır.

Bu şirketin üst düzey yöneticilerinin büyük kısmı da yaşanan başarısızlıklar sebebiyle güven kaybı yaşamaktadırlar. Böylesi bir bekçilik yapılanması ve anlayışına bir büfe bile emanet edilemez. 

Cephe yetkilileri de rantın devam etmesi için durumdan büyük ölçüde memnunlar.

Yeter ki; bu yapılanmadan kendileri için rant, etrafları için istihdam alanını elde ederek, ayrıca bu yapılanma ve korumayı da gösteriş ve egolarını tatmin ederek, diğer Türkmen yönetici ve halkına karşı bir üstünlük taslamak yönünde kullanma tesellisi ile oyalansınlar.

Oysa cephe başkanlarının çoğu Irak’ta da devlette görev yaptıkları için yeterli sayıda korumaları var.  (Vedat Arslan, Sinan Çelebi, Faruk Abdullah, Sadettin Ergeç, Erşat Salihi ve Hasan Turan)

Ayrıca birçok Türkmen Yöneticisi de siyasi mülahazalar üzerinden kendisini emniyete zaten almış bulunmaktadır.  İki de bir uydurma güvenlik tehdit senaryolarını kamuoyunda gündeme getirerek rantın devamını sağlamaktalar. 

Böylece hem gerçek bir yapılanmanın önünü kesmekteler hem de yılda bir kaç milyon doları israf edilerek ziyan olmasını sağlamaktalar.  Bu acı felaket sadece Türkmen için değil, aynı zamanda da Türkmen dostu olan Türkiye için de bir kayıptır.

Sacır Güvenlik şirketi nasıl bir yapıdır!

Ocak 2018 tarihinde, Irak Türkmen Cephesi (ITC)’nin güvenliğinin, Sacır Güvenlik Şirketi’ne verilmesi konusunda anlaşma yapıldı. Sacır Güvenlik Şirketi, Irak’ın güney bölgesinde (Orta Fırat), ticari binaları, şirket, iş adamları gibi kurum ve kişilerin mallarını ve güvenliğini koruma konusunda resmi ruhsatı bulunmaktadır.

Kerkük ve civarındaki bölgelerde resmi ruhsatı olmayan Sacır Şirketi, ITC’nın korunması konusunda anlaşmıştır. Anlaşmaya göre, 750 koruma elamanı olan Sacır, koruma başına 1100 dolar bütçe alarak, her korumaya da aylık 500 dolar vermekte olduğu bilinmektedir.

Yani Aylık olarak toplamda, aldığı 825 bin dolarlık bir bütçenin, 375 bin dolarını güvenlik elemanlarına verirken, geriye kalan 450 bin dolar her ay şirkete kaldığı söyleniyor. Bu durum, 2018’den 2021 yılının başlarına kadar devam etti. Bu tarihten sonra, 750 korumanın 150’si Kerkük Savunma Gücüne kaydırıldı, Kerkük Savunma Gücü, ayrıca ele alınacak bir yapıdır.

Sacır Şirketin başındaki yöneticilerin, bu süre içerisinde Ankara’da özel bir hastane işletmesi ticari ortaklığı olduğu, Ankara’nın lüks bir semtinde lokanta ve kafeyede ortaklık yapmaya başladığı ve Kerkük’te müteahhitlik işlerine girdiği iddia edilmektedir.

Türkmenlerin güvenliği hususunda neler yapılmalıdır?

1- Sil baştan yeni bir yapılanma.

2- Kurucu üst güvenilir ve ehil kadro oluşturmak.

3- Yapılanma şimdilik tüm siyasi kuruluşlarının yer aldığı en büyük siyasi koalisyon olarak 2021yılında kurulan Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi’ne karşı sorumlu olmak. İleride bir güvenlik komisyonu tarafından yürütülmek, denetlenmek gerekir.

4- Askeri ve milli kurslara tabi tutmak.

5- Paramiliter birimler ihdas ettirmek ( Irak ta benzer gruplarda böylesi bir yapılanmalar zaten mevcut)

6- Halkı koruma, tesisleri korumak ve kişileri koruma kararı veren Birleşik Irak Türkmenleri cephesinin kuracağı güvenlik komisyonu kararı ile mümkün olsun.

 7- Geriye yönelik soruşturma açtırmak, kusurluları cezaya çarptırmak

8- Türkmen menfaatine zarar verdiği çeşitli oyunlara ve tezgâhlara vesile olduğu bilinen yöneticileri ve hatalara göz yumanlardan, vakıflar, yalancı şahitler hesap sormak gerekir.

Kenan GÜLERCİ
Exit mobile version