Dijital Dünyanın Yeni Yüzü Yapay Zekâ ile Sahtekârlık

Yayın: 08:43 - 20.08.2023
Güncelleme: 08:43 - 20.08.2023

Teknoloji ilerledikçe sahtekârlık yöntemleri de yeni bir boyut kazanıyor.

Teknolojinin hızlı gelişimi, yaşamımızın neredeyse her alanında yenilikler getiriyor. Ancak bu ilerlemelerin sadece olumlu sonuçları yok. Maalesef, teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte sahtekârlık ve dolandırıcılık gibi suçlar da dijital dünyada yeni bir boyut kazanıyor. İşte bu noktada, yapay zekâ ile sahtekârlığın karmaşık ve tehlikeli bir ilişki içine girdiği gerçeğiyle karşılaşıyoruz.

Yapay zeka, son yıllarda hızla gelişen bir teknoloji alanı olarak hayatımıza entegre oluyor. Otomasyon, veri analizi, tanıma sistemleri ve hatta sanat alanında bile kullanılan yapay zekâ, sahtekârlık konusunda da maalesef kullanılan bir araç haline geliyor. Özellikle deepfake teknolojisinin yaygınlaşması, bu konuda ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Deepfake teknolojisi, görüntü veya sesleri manipüle ederek sahte içerikler oluşturmayı sağlıyor. Çok yakın bir zamanda Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip ERDOĞAN’ nın görüntü ve ses taklidi yapılarak dolandırıcılık yapıldığı haberlerini duymuşsunuzdur. Bu işlem istenilen kişinin videosu üzerinde yapılabilir bu manipülasyonlar sayesinde, o kişinin istediği gibi konuştuğu veya davrandığı bir sahte video yaratılabiliyor. Bu da özellikle ünlülerin veya tanınmış kişilerin itibarını zedeleme veya yanıltıcı bilgilerin yayılmasına neden olabiliyor.

Bankacılık sektöründe de yapay zekâ ile sahtekârlık yöntemleri giderek daha karmaşık hale geliyor. Sahtekârlar, makine öğrenimi ve veri analizi gibi teknolojileri kullanarak, kişisel bilgileri ele geçirip kimlik avı saldırıları düzenleyebiliyorlar. Yapay zekâ, sahtekârların algoritmalar yardımıyla daha hızlı ve akıllıca davranmasına olanak tanıyor, bu da tespit edilme olasılığını düşürüyor.

Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen, yapay zekâ aynı zamanda sahtekârlıkla mücadelede de önemli bir rol oynayabilir. Finansal işlemlerde anormallikleri tespit ederek sahtekârlık girişimlerini engellemek, yapay zekâ tabanlı sistemler sayesinde daha etkili bir şekilde yapılabilir. Aynı şekilde deepfake teknolojisinin tespit edilmesi ve sahte içeriklerin ayırt edilmesi için de yapay zekâ algoritmaları geliştiriliyor.

Yapay zekânın sahtekârlıkla mücadeledeki potansiyeli, teknoloji uzmanlarının ve güvenlik uzmanlarının önemli bir önceliği haline geldi.

Bu noktada, hem güvenlik sistemlerinin güçlendirilmesi hem de insanların dijital okuryazarlığının artırılması gerekiyor. Yapay zekâyı sahtekârlıkla savaşta kullanmak için hem teknolojik altyapıların geliştirilmesi hem de toplumsal farkındalığın artırılması elzemdir.

Sonuç olarak, yapay zekâ ile sahtekârlık arasındaki karmaşık ilişki, teknolojinin getirdiği avantajları ve dezavantajları daha önceki yazılarımda olduğu gibi bir kez daha gözler önüne seriyor. Teknolojinin yararlarını en üst düzeye çıkarırken, sahtekârlıkla mücadelede de aynı hızda adımlar atarak, dijital dünyanın daha güvenli bir yer haline gelmesini sağlamak hepimizin sorumluluğundadır.

Okan ALGÜN - Siber Güvenlik Uzmanı
MCITP - Siber Güvenlik Uzmanı
Exit mobile version