Tükoder Başkanı Koçal konuşmasında; “Evrensel Tüketici Haklarımızdan biri; hayatın devamını sağlamaya yetecek kadar gıda tüketme, giyinme, barınma, eğitim, sağlık hizmetlerinden yararlanabilme gibi unsurları içinde barındıran temel ihtiyaçlara ulaşım hakkıdır.
Anayasa ile teminat altına alınan sosyal devlet ilkesinin gereği; devlet, tüm vatandaşlarını, yaşamlarının sonuna kadar, asgari bir refah düzeyinde tutmak için Sosyal Güvenlik Sistemi’ni kurmuştur. Emeklilik, devlete ödeme yapılarak kazanılmış yasal bir haktır. Bu nedenle; devlet bütçe yaparken, harcamalarını plânlarken bunu dikkate alarak, emeklilerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek, insanca yaşayabileceği emeklilik maaşını ve yıllık zam oranlarını belirlemelidir.
Yıllarca çalışıp bu ülkede değer üretmiş olan emekliler, son yapılan zam açıklamasıyla yine açlıkla baş başa bırakılmıştır. Üstelik ne hikmetse, bu maaş artışları müjde gibi açıklanırken, bir de aklımızla alay edercesine emekliler yılı ilan edilmiştir. Açlık sınırının altında bir ücretle yaşamaya/sefalete mahkum edilen milyonlarca emekliyi hayal kırıklığına uğrattıkları ve resmi enflasyonun da altında maaş zammı yaptıkları yetmezmiş gibi emekliler arasında SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı ayrımını da keskinleştirmiş oldular. Farklılıkların Temmuz ayında eşitleneceğini söyleyerek, devletin vatandaşları arasında uygulaması gereken, eşitlik ilkesine aykırı davrandıklarını açıkça itiraf etmektedirler. Seçim öncesi olan adaletsizliğin seçim sonrası düzeltileceği vaadi ne kadar inandırıcı olabilir, sizlerin taktirlerine bırakıyoruz.
*EMEKLİLİK KÜLFET DEĞİLDİR, YILLARCA ÇALIŞILARAK KAZANILMIŞ HAKTIR!
Açıklanan oranlar zam değil, sefalet ücretidir. Bir kişinin yaşam maliyetinin 18.796 Lira olduğu bir dönemde, en düşük emekli maaşının 10.000 Lira olması, emeklilere müjde değil “ölün, yüksünüz, külfetsiniz” demektir. Emekli, kimseye yük değildir. Emekliler tüm vatandaşları kapsayan sosyal güvenlik sistemi içerisinde çalışmışlardır.
SADAKA DEĞİL, İNSANCA YAŞAM İÇİN HAKLARIMIZI VERİN!
Emekliler kimsenin parasını gasp etmiyor, kimseden haraç istemiyor, kimseden sadaka da dilenmiyor, kendi çalıştıkları süre boyunca ödedikleri primlerin karşılığı olarak insanca yaşayabilecekleri emekli maaşı talep ediyor.
Ranta dayalı, yanlış ekonomi politikaları sonucu ülkemiz insanları yoksulluk çıkmazında. Barınma, beslenme, geçinme zorluğu yüzünden okul kaydını yaptıramayan öğrencilerimizin sayısı had safhada. Çöplükte ekmek arayan yoksul, aç insan sayısı günden güne artıyor.
Temel ihtiyaçlara ulaşılamadığında beden ve zihnin yetersiz gelişimi söz konusudur, dolayısıyla; bu mücadele, gelecek kuşakların sağlığıyla ilgili de bir mücadeledir.
Bizim gibi üretici, emekçilere şu kadar cebinize koyuyorum diyerek açlığa mahkum ederken birileri oligarklarla birlikte ceplerini dolduruyorlar. Biz ve bize benzer ülkelerde enflasyonun en büyük nedeni yolsuzluktur, hırsızlıktır
Yıllarca çalışıp ülke ekonomisine değer katmış biz emekli tüketiciler insanca yaşamak için hakkımız olanı istiyoruz.
Buradan sesleniyor ve uyarıyoruz,
TEMEL İHTİYAÇLARA ULAŞIM HAKKIMIZ İHLAL EDİLMEKTEDİR. HAK İHLALİNİ DURDURUN!
Siyasi Partiler, Sivil Toplum Kuruluşları, Meslek Odaları ve Sendikalar; aynı çatı altında olamasak da evrensel haklarımızın korunması alanında sahada mücadeleyi birleştirelim, büyütelim.
YA BİRLEŞİP KAZANACAĞIZ, YA DA TEK TEK YOK OLACAĞIZ.
Bugün burada direncimizi sahaya yansıtmaya çalışıyoruz, haklı taleplerimiz karşılanana kadar bu direncimizi büyütmeliyiz.
Değerli tüketiciler, emekliler; tek başımıza değil örgütlenerek güçlüyüz, örgütlenelim, emekli olduğumuz için dövünmeyelim, övünelim.
MAAŞLARIMIZ, ACİL VE İVEDİ OLARAK, İNSANCA YAŞAYABİLECEĞİMİZ SEVİYEYE YÜKSELTİLMELİDİR!
İNSAN, HAKLARI İLE İNSANDIR!
YAŞASIN BİRLEŞİK ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ.