Eğitim Öğretmen ve Derslik Açığıyla Başlıyor

Yayın: 07:01 - 20.09.2010
Güncelleme: 07:01 - 20.09.2010

İstanbul’da Öğretmen Açığı 40 Bine Dayandı

2010-2011 Eğitim-Öğretim Yılı yaklaşık 16 milyon öğrenci, 68 bini sözleşmeli olmak üzere yaklaşık 620 bin öğretmen ile başlıyor. Ancak bu eğitim-öğretim yılına büyük sorunlarla giriliyor. Nitekim eğitime büyük bir öğretmen ve derslik açığıyla başlanıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı 24.05.2010 tarihinde açık norm kadro sayısını 141 bin 293 olarak ilan etti. Norm kadro açığı 141 bin 293 olduğuna göre, bu rakama 68 bin Sözleşmeli Öğretmeni de eklediğimizde kadrolu öğretmen ihtiyaç sayısı 209 bin 293 ulaşmaktadır. Haziran 2010’da 10 bin yeni öğretmen alındı. Emekliye ayrılan öğretmenleri hesaba katarsanız bu 10 bin yeni öğretmen emekliye ayrılanların sayısını bile karşılayamıyor.

Bakan Çubukçu’nun verdiği bilgiye göre, “ 2010 yılı Mayıs ayı itibarıyla en fazla öğretmen ihtiyacı rehber öğretmenlik alanında bulunuyor. Bu alanda 24 bin 331 öğretmene ihtiyaç var. Rehber öğretmen açığını İngilizce, sınıf öğretmeni, din kültürü ve ahlak bilgisi, bilişim teknolojileri öğretmeni açığı izliyor. İngilizce alanında 11 bin 874, sınıf öğretmenliğinde 11 bin 221, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğinde 11 bin 101, bilişim teknolojileri alanında ise 10 bin 100 öğretmen açığı bulunuyor. Öğretmen ihtiyacının en fazla görüldüğü kentlerde 24 bin 484 kişi ile İstanbul ilk sırada yer alıyor. İstanbul’u 5 bin 976 öğretmenle Şanlıurfa, 5 bin 556 öğretmenle Bursa izliyor. Adana’da 5 bin 192, İzmir’de 4 bin 956, Gaziantep’te 4 bin 531 ve Ankara’da 4 bin 438 öğretmen ihtiyacı bulunuyor. Öğretmen açığı olan illerin son üç sırasında ise Tunceli (194), Kırşehir (265) ve Kilis (313) yer alıyor”.

Yaklaşık 210 bin öğretmen açığı şu anki fiziki şartlara göre oluşan açıktır. Bütün okullar tekli eğitime geçtiğinde ve sınıf mevcutları 30 sayısının altına indiğinde bu rakam en az 300 bine çıkacaktır. Nitekim OECD ülkeleri baz alındığında, Türkiye’de öğretmen açığının çok fazla olduğu ortaya çıkmaktadır. Örneğin yaklaşık 210 bin açığa ilaveten İsviçre baz alındığında ülkemizde öğretmen açığı ilköğretimde 225 bin 586, ortaöğretimde 98 bin 944 olmak üzere toplam 324 bin 530; Finlandiya baz alındığında ülkemizde ilköğretimde öğretmen açığı 216 bin 102, ortaöğretimde 70 bin 931 olmak üzere toplam 287 bin 33; İspanya baz alındığında ülkemizde öğretmen açığı ilköğretimde 288 bin 344, ortaöğretimde ise 157 bin 48 olmak üzere toplam 445 bin 392’dir.

24.05.2010 tarihi itibariyle İstanbul’da öğretmen norm kadro açığı 24 bin 484 kişidir. Temmuz 2010’da İstanbul’da 40 yeni Anadolu, 1 Fen, 1 Öğretmen lisesi için 7600 kontenjan tahsis edildi. Böylece İstanbul’da norm kadro açığı 32084 kişiye ulaştı. En son atanan 10 bin öğretmenden 1550’si İstanbul’a atandığına göre norm kadro açığı 30534 kişiye düştü. 7 bin sözleşmeli ve okula yeni başlayan öğrencilerin ihtiyaç duyduğu öğretmenle birlikte İstanbul’da ihtiyaç duyulan kadrolu öğretmen sayısı 40 bine dayandı. Milli Eğitim Bakanlığının almayı düşündüğü 30 bin öğretmen bile İstanbul’un ihtiyacını karşılamaktan uzak bulunmaktadır. Bu nedenle MEB’in acilen en az 70 bin yeni öğretmen almak zorundadır.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız 2010 yılı başında İstanbul’da 10 bin dersliğe ihtiyaç bulunduğunu belirtmişti. Ancak Avrupa standartlarında bir eğitim ve ikili eğitimden tam gün eğitime geçiş için çok daha fazla dersliğe ve öğretmene ihtiyaç olduğu ortadadır. Türkiye genelinde 76 bin dersliğe ve okulların temizliği için 30 bin hizmetliye ihtiyaç bulunmaktadır.

Sözleşmeli Öğretmenlere Verilen Söz 452. Gününde

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun sözleşmeli öğretmenlere verdiği sözün üzerinden tam 452 gün geçti. Bu süreçte sözleşmeli öğretmenler kadroya alınmadığı gibi,  sözleşmeli öğretmen alımına da devam edildi. Sözleşmeli öğretmenler artık Bakanlıktan umudunu kesmiştir. Sözleşmeli öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Bakan Çubukçu’ya güveni kalmamıştır. Bakan Çubukçu da, verdiği sözün altında ezilmiştir.

Güvencesiz ve kuralsız çalıştırmayı adet haline getiren Milli Eğitim Bakanlığı artık bu alışkanlığından vazgeçmelidir. Hüseyin Çelik tarafından getirilen kadrolu öğretmenlik dışındaki öğretmen istihdamı Türkiye’de öğretmenlik mesleğini kölelik mesleği haline getirmiştir. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, bir an önce sözünü tutmalı ve tüm sözleşmeli öğretmenleri herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın kadroya geçirmelidir.

Sayılarla Türkiye’de Milli Eğitimin Durumu

Öte yandan okullarda öğretmen açığının yanı sıra derslik açığı da çözümlenememiştir. Okul öncesi eğitimin Türkiye geneline yaygınlaştırıldığı düşünüldüğünde, tekli eğitime geçilmesi ve çağ nüfusunun tamamının okula gitmesi durumunda öğretmen ve derslik açığı daha da artacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın önümüzdeki yıllar için ciddi tedbirler ortaya koyması gerekmektedir. OECD Bir Bakışta Eğitim 2010 Raporuna göre; OECD ülkelerinde ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 21,6’dır. Bu rakam, Avusturya’da 19,3; Danimarka’da 19,6; Yunanistan’da 16,8; İtalya’da 18,7; Lüksemburg’da 15,7; Portekiz’de 18,8’dir. Türkiye’de ise MEB 2009-2010 istatistiklerine göre ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 32’dir. Bu rakam İstanbul’da 46, Ankara’da 36, Bursa’da 38, Adana’da 39, Van’da 45, Şanlıurfa’da 53’tür.

İlköğretimde Yıllar İtibariyle Okul, Derslik ve Öğretmen Sayıları

Eğitim yılı Okul Sayısı Öğrenci Sayısı Öğretmen Sayısı
2002–2003 35.133 10.331.645 373.303
2003–2004 36.114 10.479.538 384.170
2004–2005 35.611 10.565.389 401.288
2005–2006 34.990 10.673.935 389.859
2006–2007 34.656 10.846.930 402.829
2007–2008 34.093 10.870.570 409.318
2008–2009 33.769 10.709.920 453.318
2009–2010 33.310 10.916.643 458.046

Kaynak: Milli Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2009–2010

Ortaöğretimde Yıllar İtibariyle Okul, Öğrenci ve Öğretmen Sayıları

Eğitim Yılı

Okul Sayısı

(Resmi+Özel)

Öğrenci Sayısı

(Resmi+Özel)

Öğretmen Sayısı

(Kadrolu+Sözleşmeli)

2002–2003 6.212 3.023.602 137.956
2003–2004 6.931 3.014.392 147.776
2004–2005 7.183 3.046.719 167.614
2005–2006 7.435 3.258.254 185.317
2006–2007 7.934 3.386.717 187.665
2007–2008 8.250 3.245.322 191.041
2008–2009 8.675 3.837.164 196.713
2009–2010 8.913 4.240.130 206.862

Kaynak: Milli Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2009–2010

NOT: Bu iki tabloda MEB’in vermiş olduğu öğretmen sayılarına 61 bin 551 ücretli öğretmen de dâhildir.

OECD Bir Bakışta Eğitim 2010 Raporuna göre; öğretmen başına düşen öğrenci sayısında OECD ülkeleri ortalaması ilköğretimde 16,4, ortaöğretimde 13,7’dir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı İspanya’da ilköğretimde 13,1, ortaöğretimde 9,8; Belçika’da ilköğretimde 12,6, ortaöğretimde 9,9; Macaristan’da ilköğretimde 10,6, ortaöğretimde 11,6’dır. Türkiye’de ise öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 22, ortaöğretimde 18’dir. Ancak ilköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı İstanbul’da 28, Ağrı ve Van’da 31, Gaziantep ve Şırnak’ta 30, Şanlıurfa’da 33’tür.

OECD Bir Bakışta Eğitim 2010 Raporuna göre; eğitim kurumlarına yapılan harcamaların Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla’ya oranında OECD üyesi ülkelerin ortalaması yüzde 5,7’dir. Bu oran ABD’de yüzde 7,6, İngiltere’de yüzde 5,8, Rusya’da yüzde 7,4, İsveç’te yüzde 6,3, Norveç’te yüzde 5,5, Danimarka’da yüzde 7,1, Meksika’da yüzde 5,7, İzlanda’da yüzde 7,8, Yeni Zelanda’da yüzde 5,9, Brezilya’da yüzde 5,2’dir. OECD Bir Bakışta Eğitim 2009 Raporuna göre eğitim kurumlarına yapılan kamusal harcamaların GSYİH’ya oranı Türkiye’de yüzde 2,7’dir. Türkiye’de okullaşma oranları da istenilen düzeye ulaşamamıştır. Okul öncesinde okullaşma oranları 38,55, ilköğretimde 98,17, ortaöğretimde 64,95’tir. Kızlarda okullaşma oranları erkeklere göre daha düşüktür. Okul öncesinde okullaşma oranı erkeklerde yüzde 39,17, kızlarda yüzde 37,91; ilköğretimde erkeklerde 98,47, kızlarda 97,84; ortaöğretimde de erkeklerde yüzde 67,55, kızlarda yüzde 62,21’dir.

MEB Bütçe Payı ve GSYH’ya Oranı

Yıllar

MEB Bütçesinin

Konsolide Bütçeye Oranı (%)

MEB

Bütçesinin

GSYH’ye

Oranı (%)

2003 6,91 2,24
2004 8,53 2,30
2005 9,53 2,29
2006 9,47 2,18
2007 10,42 2,49
2008 10,30 2,41
2009 10,64 2,95
2010 9,80 2,74

Kaynak: Milli Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2009–2010

OECD Bir Bakışta Eğitim 2010 Raporuna göre; öğrenci başına yapılan harcamada OECD ülkeleri ortalaması okul öncesinde yıllık 5 bin 447 dolar, ilköğretimde 6 bin 741 dolar, ortaöğretimde 8 bin 267 dolar, yükseköğretimde 12 bin 709 dolardır. OECD Bir Bakışta Eğitim 2009 Raporuna göre Türkiye’de öğrenci başına düşen harcama miktarı yıllık ilköğretimde bin 130 dolar, ortaöğretimde yıllık bin 834 dolar, yükseköğretimde Ar-Ge faaliyetleri hariç 4 bin 648 dolardır.

Ülke

Eğitime Yapılan

Kamusal Harcamaların Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla (GSYİH)’ya Oranı

Eğitim Kurumlarına (İlk, Orta ve Yükseköğretimin Toplamı)Yapılan Kamusal Harcamaların Gayrisafi Yurtiçi Hâsılaya (GSYH) Oranı İlköğretimden

Yükseköğretime

Öğrenci Başına

Yapılan Yıllık

Kamusal Harcama

(ABD Doları)

Almanya %2.8 %4.8 7.925
İspanya %2.8 %4.7 7.819
Estonya %3.5 %4.9 4.126
Rusya %2 %3.9 2.761
Danimarka %4.8 %7.3 10.395
Slovenya %4 %6.1 7.869
Macaristan %3.4 %5.6 4.588
Portekiz %3.7 %4.3 6.624
Çek Cum. %2.8 %4.8 5.174
OECD Ort. %3.5 %5.7 7.840
Türkiye %1.9 %2.7 1.614

Kaynak: OECD Bir Bakışta Eğitim 2009 Raporu, s. 202, 219, 241

MEB Bütçesi ve Eğitim Yatırımına Ayrılan Pay

Yıllar

MEB bütçesi MEB Yatırım Bütçesi MEB Bütçesi

Yatırım Payı (%)

2002 7 460 991 000 1 281 690 000 17,18
2003 10 179 997 000 1 479 050 000 14,53
2004 12 854 642 000 1 244 150 000 9,68
2005 14 882 259 500 1 230 306 000 8,27
2006 16 568 145 500 1 411 498 000 7,49
2007 21 355 534 000 1 490 000 000 6,98
2008 22.915.565.000 1 296.704.000 5,66
2009 27.446.778.095 1.256.188.195 4,57
2010 28.237.412.000 1.785.327.000 6,32

Kaynak: Milli Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2009–2010

Tüm bunların yanı sıra öğretmenler ve eğitim çalışanları düşük ücretler ile yeni eğitim-öğretim yılına başlamaktadır. Dünyadaki meslektaşlarından çok daha az kazanan öğretmenler ve eğitim çalışanları, zor şartlarda geçimlerini sağlamaktadır. Hükümet, yaptığı komik zam oranları ile kendi vatandaşını bile bile yoksulluğa sürüklemektedir. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu göreve geldiği günden bu yana ne öğretmen ne de diğer eğitim çalışanlarının ekonomik sorunlarını çözmek adına tek bir katkı sağlamamıştır.

Hiç kimse Çocukların Eğitim Hakkını Engelleyemez

Diğer yandan BDP, ana dilde eğitim için bölgede okulların bir hafta boykot edileceğini öne sürdü. Velilerin çocuklarını 20- 25 Eylül tarihlerinde okula göndermeyeceklerini söyleyen zihniyet, çocukların eğitim hakkını engellemeye çalışmaktadır. Nitekim iki gün önce İstanbul Maltepe’de bulunan Gülensu İlköğretim Okulu PKK tarafından molotofkokteyli atılarak yakılmak istenmiştir. Bu saldırı neticesinde OKULUN BİR SINIFI VE ÖĞRETMENLER ODASI KULLANILAMAZ HALE GELMİŞTİR. PKK, İstanbul’un göbeğinde okul yakabilecek konuma gelmişse; öğrenciler ve öğretmenler tehdit altında demektir. Eğitim ve Öğretimin sağlıklı yürümesi için acilen gerekli önlemler alınmalıdır.

Bilindiği üzere eğitim hakkının engellenmesi anayasal bir suçtur. Bu zihniyet öteden beri çocuklar üzerinden siyaset yapmaktadır. Çocukları kullanan, onları kirli emellerine alet edenler, bu kez başarılı olmamalıdır. Biz, ailelerin böyle bir komplo içinde yer almayacağına inanıyoruz. Ana dilde eğitim isteyenler, iki dilli bir devlet oluşturmanın, ülkeyi bölmenin peşindedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu oyuna gelmemelidir. Hükümet bu konuda BDP’ye pirim vermemeli, savcılar bu kararı alanlara Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu göstermelidir.

Türk Eğitim-Sen

İstanbul Bölge Başkanı

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

M. Hanifi Bostan
Exit mobile version