Akşam Liseleri ve Eğitimin Leylekleri Sorunu!

Yayın: 13:06 - 23.09.2010
Güncelleme: 13:06 - 23.09.2010

Kabul edilen bir yanlışlık kazanılmış bir zaferdir. Milli Eğitim Banklığının bir yanlışlığı kabul etmesi ve derhal çözüm bulması gerekiyo Bakanlık bürokratlarının bu yazıyı sıradan bir yazı ve anlatılanları da sıradan bir olay gibi değerlendirmemeleri gerekir. Bakanlık Merkez Teşkilatı tarafından görülmeyen/görülmek istenmeyen bir sorun bu… Öğretmenlerin ve (bazı) idarecilerin şiddetle eleştirdiği, eğitimde fırsat eşitliği değil fırsat eşitsizliği olarak gördüğü, okulun kimyasını alt üst eden bir çarpıklıktan söz ediyoruz. Herkesin eşit ama bazılarının daha eşit olduğu bir uygulama maalesef eğitimde devam ediyor. Eğitimin leylekleri diye tanımlanabilecek önemli bir sorun…

Lisede okuyan ve dönem sonunda11 zayıfı olan bir öğrenci, bir üst sınıfa nasıl geçer sorusuna verilecek cevap: Öğrenci fakir mi yoksa zengin mi sorusu olmalıdır. İşin iç yüzünü bilmeyenler bu ne biçim cevap, devlet fakir ve zengin için ayrı muamele mi yapıyor diye çıkışabilirler ama aceleci olmasınlar işte cevap:

Mayıs/Haziran aylarında bazı öğrenciler 11 zayıfla ellerinde tasdikname ile gidiyor ve dönem başında zayıflar sıfırlanmış olarak geri dönüyorlar. Gidişi ve dönüşü ücretli bir yolculuğa çıkıyorlar adeta… İmkânı olanlara özel paralı leyleklerin yolculuğu bu…

İki öğrenci düşünelim biri fakir, diğeri zengin olsun. İkisi de Lise 10. Sınıf öğrencisi olsunlar. İkinci kanaat döneminin sonu yaklaştığında her ikisinin de 10’ar zayıfı olsun. Doğal olarak ikisini de ter basması gerekirken ter bile zengin mi fakir mi diye ayırıyor. Fakir ise ter iliklerine kadar bütün vücudu sarıyor ve sonuçta öğrenci örgün eğitimden ayrılarak Açık Lise/ Açık Meslek Lisesi yolunu tutuyor. Eğer fakir değilse 10 zayıfla bedeli ödenerek tasdikname ile Özel Akşam Lisesine gidiyor. Yaz döneminde bütün zayıflar temizleniyor dönem başında yüksek bağış ile tekrar aynı sınıfına dönerek eğitimine devam ediyor. Yani bütün yaz saz çalan Ağustos Böceğinin fakir ise canı yanıyor ama zengin ise çalışan karıncadan farkı olmuyor. Bir okulda 200 öğrenci abartısız aynı yolu kullanarak git-gel yapıyorsa bu durum önlemi alınmadığı için kayıt dışı kazanca teşvik eden önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor demektir. Yasal boşluktan dolayı iltimasa kapı araladığı için işi kitabına uydurup para kazanmak isteyen özel sektörü de iştahlandıran bir sorun. Lise müdürünün de iştahı kabartıyor ve tabiri caizse eşeğin aklına karpuz kabuğu düşüyorsa, sorun nerede diye sormak Bakanlık yetkililerine düşmüyor mu? Yaşanan bu sorunda Bakanlık Merkez Teşkilatında bulunan bürokratların kabahati yok denilebilir mi? Ortada dönen rakamlar konusuna girmiyorum bu pazarlığa göre değişebilecek bir konudur.

Herkesin bildiği gibi Akşam Liseleri, gündüz çalışan (işçi, memur, esnaf vb.) kişilerin, eğitim-öğretim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, Milli Eğitim bünyesinde kurulmuş okullardır. İstanbul’un ilk akşam lisesi, 1958’de Vefa Lisesi adıyla, Vefa Lisesi bünyesinde açılmıştır. Daha sonraki süreçte Özel Akşam Liselerinin açılması ile bir ihtiyaca cevap verilirken farkında olunarak veya olunmayarak bırakılan yasal boşluk iştah kabarmakla kalmayıp liselerde disiplinsizliğe kapı aralayan, sınıfın haylazlarının işini hakkıyla yapmak isteyen öğretmeni sırıtarak ezdiği eğitimin kara deliği haline dönüşmüştür.

Burada bir şeyi ayırmak lazım… Bu yazı bütün Özel veya Resmi Akşam Liselerini aynı kefeye koyan bir yazı olmamakla birlikte Akşam Lisesine git-gellerin yaşandığı bütün okullarda durum aynıdır demekte değildir. Bu genellemeyi yapmak vebal gerektirir ki bunu söylemek kimsenin hakkı ve haddi değildir. Bakanlık yetkilileri bu istatistikleri ve hareketleri, yoğunlaştığı yerleri bir tuşla öğrenebilecek ve iddiaları araştırabilecek imkânlara sahiptir. Bu konuyu gündeme taşırken sahip olunan refleks, tamamen eğitimin disiplin boyutunu alt üst eden bir kara deliğe işaret edilmesinden ibarettir. Bu açık eğitimin yozlaştırılmasına zemin hazırlayan yeni bir sektörün oluşmasına doğru hızla yol almaktadır.

Kurumların da gördükleri, görmedikleri, göremedikleri ve görmek istemedikleri vardır. “Eğitimin Leylekleri Sorunu” Bakanlık tarafından hangi kategoride sınıflandırılıyor bilmemiz mümkün değildir. Bilinmesi gereken ve öğretmenlerin üzerinde mutabık olduğu tek şey; bu konunun mutlaka ama mutlaka Bakanlık tarafından fark edilmesinin yanında, Akşam Liselerine giden yolun dönüş trafiğine kapatılmasıdır.

Ali YALÇIN

Ali Yalçın
Exit mobile version