Osmanlı Tarihi Bilinmeyen Kahramanlarla Dolu

Yayın: 09:18 - 31.07.2009
Güncelleme: 09:18 - 31.07.2009

Tuzla Belediyesi Gençlik Meclisi’nin, Kültür Evi’nde düzenlediği sohbet toplantılarının konuğu bu kez, tarihçi-yazar Mustafa Armağan’dı.. Mustafa Armağan, Tuzla Kaymakamı Mümin Heybet, Tuzla Belediyesi Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Çelikel, Gençlik Meclisi Başkanı Mehmet Turan ile Gençlik Meclisi üyelerinin katıldığı sohbette, dinleyicilere tarih bilincinin önemini anlattı.

İnsanın, geçmişin mirasını ve geleceğin sorumluluğunu taşıyan bir varlık olduğunu belirten Mustafa Armağan, “İnsan geçmiş ile gelecek arasında bir varlıktır. İnsanlar hem geçmişten dersler çıkarıp,  hem de gelecekte yaşayacak insanlar için örnek olabilmelidir. Bunun için de tarihimizi çok iyi bilmeliyiz” dedi.

Günümüz Türkiyesi’nde yaşanan olayları daha iyi anlayabilmek için, Osmanlı İmparatorluğu tarihini bilmek gerektiğini belirten Mustafa Armağan, “Osmanlı’yı anlamak için, onun kendine özgü mantığını çok bilmemiz gerekiyor. Osmanlı sadece birkaç padişahtan, birkaç camiden, birkaç saraydan ibaret bir dünya değildir. Osmanlı denildiğinde, çok renkli ve çok ilginç insan hayatları koleksiyonu karşımıza çıkıyor” diye konuştu.

“Bazı Kahramanlar Hiç Bilinmiyor”

Osmanlı tarihinde, çok iyi bilinen padişahların, sadrazamların, devlet adamlarının, kahramanların yer aldığını ancak yine Osmanlı tarihinde, sadece uzmanların bildiği, toplum tarafından az bilinen ya da hiç bilinmeyen kahramanların da olduğunu belirten Mustafa Armağan, söz konusu kahramanlara ilişkin şu bilgileri aktardı:

“Bunlardan birisi, Habeşistan Beylerbeyi’nin kurucusu, Çerkez asıllı Özdemir Paşa’nın oğlu
Osman Paşa’dır. Ömrünü Kafkas’larda geçiren Özdemiroğlu Osman Paşa, ilk defa bir gece savaşı yapıyor ve Kafkaslar’da bugünkü Türkiye’nin yarısı kadar, 300 bin kilometrekare büyüklüğünde toprak fethediyor. Ancak o kadar mütevazı ki, kendisini huzuruna çağıran ve zaferleri nasıl kazandığını soran padişaha, ‘Siz emrettiniz biz gittik vazifemizi yaptık geldik” diyor. Osman Paşa, zaferlerinden elde ettiği mal varlıklarını ise yine orduya bağışlıyor.”

“Şehitliği Mareşalliğe Tercih Ederdim”

Tarihçi-Yazar Mustafa Armağan’ın örnek gösterdiği bir başka bilinmeyen kahraman da
Musa Hulusi Paşa. Mustafa Armağan, Musa Hulusi Paşa’yla ilgili de şu bilgileri verdi:

“Namık Kemal’in, ‘Vatan Yahut Silistre’ eserine de konu olan Musa Hulusi Paşa, Osmanlı-Rus Savaşı’nda 8-10 bin kişilik ordusuyla, iyi bir strateji geliştirip, 40 bin kişilik Rus ordusunu yenmeyi başarmıştı. Ancak Hulusi Paşa, kendisine Silistre Kalesi’nde mareşallik rütbesi verilirken, ‘Mareşalliğin yerine şehitliği tercih ederdim’ demişti.”

Osmanlı’nın Latin Kökenli Sadrazamı

Osmanlı döneminde çok sayıda mezhepten oluşan insanların başarıyla yönetildiğini ve Osmanlı’nın bu farklılıkları bir arada yaşatmayı başardığını hatırlatan Mustafa Armağan, o dönemde Müslümanlığa geçen eski bir gayrimüslimin bile sadrazamlığa kadar yükselebildiğini söyledi. Mustafa Armağan, “Hekimoğlu Ali Paşa da çok az bilinen kahramanlardan birisidir. Aksaray’da bir külliyesi vardır. Hekimoğlu Ali Paşa, ilk defa bağımsız bir kütüphane binası yaptıran bir Osmanlı paşasıdır. Babası Hekimbaşı Nuh Efendi’dir. Bu ailenin kökleri İtalya’dır.  ‘Müslümanlar bizi kesecek’ korkusuyla Girit’ten İtalya’ya geçen Latin kökenli bu aile, daha sonra Müslüman oluyor. Hekimoğlu Ali Paşa, Sadrazam’lığa kadar yükseliyor. Osmanlı tarihinde böyle birçok kahraman yer alıyor.” Dedi.

Exit mobile version