İstanbul Milletvekili D.Ali TORLAK’IN köy ve mahalle muhtarlarının sorunları ile ilgili İçişleri Bakanı Sayın Beşir ATALAY ‘a ve özellikle İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Marmara denizini tehdit eden hava kirliliği ile ilgili Ulaştırma Bakanı Sayın Binali YILDIRIM’a soru önergesi sundu.Önergeler şu şekilde;
T.B.M.M BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir ATALAY tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.
Durmuşali TORLAK
İstanbul Milletvekili
Bulundukları yerlerde mülki amirlikler ile bağlı kuruluşlar, belediyeler ve kolluk kuvvetleri gibi birçok kurumun köylerde ve mahallelerde en büyük yardımcısı konumunda iken, aynı zamanda vatandaşlarımızın da her an yanında ve onların tercümanı olan muhtarlarımızın, bugün yaşamakta olduğu sorunlar sayılamayacak kadar çoktur. Türkiye genelinde yaklaşık 53 bin köy ve mahalle muhtarlıklarımızın çoğunun hizmet binası dahi bulunmamaktadır. İl ve ilçe merkezlerinde belediyelerce tahsis edilen muhtarlık binalarının ise bir çoğunun elektrik, su, telefon ve internet gibi eksiklikleri veya bunlara ait birikmiş borçları bulunmaktadır.
Bununla birlikte, beş yıl boyunca aralıksız ve çalışma saati sınırlaması olmadan görev yapan
muhtarlarımızın 657 sayılı devlet memurları kanununa göre yargılanmaları yapıldığı halde, özlük haklarının aynı ölçüde tutulmaması nedeniyle almış oldukları 330 TL maaş ile bu sorunları çözmeleri mümkün olmadığı gibi, Bağ-Kur prim borçlarını dahi ödeyemeyecekleri açıktır.
Bu kapsamda;
1- Muhtarlarımızın içinde bulunduğu sorunlardan bilginiz var mı? Sorunlarının çözümü konusunda hükümet olarak herhangi bir çalışmanız var mıdır? Var ise ne aşamadadır?
2- Muhtarlara şehir içi toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlandırılması hususunda bir çalışmanız var mı? Var ise ne aşamadadır?
3- Genel seçimlerde uygulanan birleşik oy pusulası uygulamasının muhtarlık seçimlerinde de uygulanmasına yönelik hükümetinizce herhangi bir çalışma var mı? Var ise ne aşamadadır?
4- Türkiye genelinde yaklaşık 53 bin mahalle ve köy muhtarının özlük haklarının iyileştirilmesi ile ilgili bir çalışmanız var mı? Var ise ne aşamadadır?
5- Yok ise, muhtarlarımızın özlük haklarını iyileştirme yönünde bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
6- Bağ-Kur prim borçlarını dahi ödeyemeyen muhtarlarımızın primlerinin devlet tarafından yatırılması ile ilgili bir çalışmanız var mı? Var ise ne aşamadadır?
02 Kasım 2010
T.B.M.M BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali YILDIRIM tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.
Durmuşali TORLAK
İstanbul Milletvekili
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde hava kirliliği, doğrudan ve dolaylı etkileri ile insan sağlığına ve çevreye ciddi tehdit oluşturan kirlilik türlerinden biridir. Bu kirliliğe değişik faktörlerin neden olduğu hepimizin malumudur.
Ülkemizin etrafının denizlerle çevrili olmasına bağlı olarak, gemi ve deniz araçlarının yoğunluğundan ve sözkonusu deniz araçlarının kullanmış olduğu yakıt türlerine bağlı emisyonlardan kaynaklanan hava kirliliği özellikle başta İstanbul olmak üzere, deniz kenarında yaşayan vatandaşlarımızın sağlığını ciddi ölçüde tehdit ettiği açıktır.
Bu nendenle, çevrenin korunmasına yönelik sıkı kurallar getirmekte tereddüt göstermeyen Avrupa Birliği’nin, hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik getirdiği kurallar ve yaptırımlar, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nde de gemi kaynaklı hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik sıkı kuralların getirilmesine zemin hazırlamıştır.
Gemi kaynaklı hava kirliliğinin, kara kaynaklı hava kirliliğini 2020 yılında geçeceği tespitinde bulunarak Avrupa Birliği’nde başlatılan “hava kirliliği stratejisi” oluşturma çalışmaları, Eylül 2006 tarihinde Avrupa Parlamentosu’nun kabul ettiği bir strateji belgesi ile hava kirliliğinin önlenmesi için uygulanacak stratejiler 2006 sonunda belirlenmiştir.
Belirlenen bu stratejiler çerçevesinde, Avrupa’nın İngiliz kanalı ile Baltık ve Kuzey denizi kıyılarında ve limanlarında oluşturulan “Emisyon Kontrol Alanları” (ECA) ile kükürt ve sülfür oranın %1.5 sınırı altında olması zorunluluğu getirilmektedir. Bu uygulama ile gemi yakıtlarındaki sülfür oranının düşürülmesi uygulaması, çevre kirliliğinin önlenmesine büyük katkı sağlayacağı muhakkaktır.
Bu çerçevede, bir deniz ülkesi olan Türkiye’nin özellikle İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Marmara denizinde yolcu ve yük trafiğinin yoğunluğundan kaynaklanan gemi kaynaklı hava kirliliğinin düşürülmesi gerekliliği açıktır.
Bu kapsamda;
1- Marmara ve diğer deniz kıyılarımızda Emisyon Kontrol Alanları oluşturulması ile ilgili bir çalışmanız/projeniz var mı?
2- Var ise hangi alanlar düşünülüyor ve ne aşamadadır?
3- Ülkemizde uygulanan mevcut gemi yakıtlarında kabul edilebilir maksimum sülfür konsantrasyonu oranı yüzde kaçtır?
4- Gemilerin limanda iken kara enerji kaynaklarını kullanmaya ve düşük seviyelerde sülfüroksit ve nitrojenoksit emisyonu olan gemilere yönelik teşvik edici bir çalışma yapmayı düşünüyormusunuz?
