TBMM’ne çağrı: Yardımcı Doçentlerin terfi sorunu torba yasa ile çözülmelidir

Yayın: 08:17 - 03.01.2011
Güncelleme: 08:17 - 03.01.2011

Üniversitelerimizin ve üniversitelerde çalışan akademik ve idari personelin pek çok sorunu

bulunmaktadır. Bu sorunların en önemlilerinden biri de yardımcı doçent kadrolarında bulunan

öğretim üyelerinin 3. Dereceden yukarı bir dereceye terfi edememe sorunudur. Bu sorun

maalesef 29 yıldan beri görmemezlikten gelinerek kangrene dönüşmüş bulunmaktadır.

Yardımcı doçent kadrosunda iken vefat eden, hastalık dolayısıyla emekli olma zorunda

kalan, yaş haddi sebebiyle veya kendi isteğiyle emekli olan bir öğretim üyesinin emeklilik

işlemleri, lise mezunu düzeyinde işlerlik kazanmaktadır. BÜYÜK BİR HAKSIZLIK ve

ZULME DÖNÜŞEN YARDIMCI DOÇENTLERE REVA GÖRÜLEN BU İNSANLIK DIŞI

UYGULAMAYA BİR AN ÖNCE SON VERİLMELİDİR.

Üniversitelerde yardımcı doçentler hariç bütün profesörler, doçentler, öğretim görevlileri,

okutmanlar, uzmanlar yani bütün öğretim elemanları ile üniversite mezunu bütün

memurlar birinci dereceye yükselebilmektedirler. Hatta iki yıllık yüksek okul mezunlarının

dahi birinci dereceye yükselme hakları bulunduğu halde yardımcı doçentlerin böyle bir

hakkı bulunmamaktadır. Mesleğinde 25 yıl ve daha fazla kıdeme sahip yardımcı doçentler

üçüncü dereceden yukarıya terfi edememektedirler. Bu haksızlığa göz yummanın ve bu

adaletsizliği görmezlikten gelmenin hiçbir vicdani izahı bulunmamaktadır. Çünkü insanların

ne zaman öleceği ve ne zaman amansız bir hastalığa yakalanacağı bilinmemektedir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve

bunlara dayalı olarak, 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle çıkarılan Kadro Kanunu,

ilk çıktığı zaman profesörlerin birinci dereceye, doçentlerin ikinci dereceye, yardımcı

doçentlerin de üçüncü dereceye kadar terfi edebilecekleri hükme bağlanmıştı. Zamanla

doçentlerin birinci dereceye terfi sorunu çözüldü. Ancak yardımcı doçentlerin terfi sorunu

çözümsüzlüğe bırakıldı. Öğrencilerinin bile birinci dereceye inebildiği bu çözülmesi çok basit

ve son derece önemli özlük haklarından yaklaşık 29 yıldan beri yardımcı doçentler mahrum

bırakılmaktadır.

Derece sınırlamasından dolayı yardımcı doçentlerin “göstergesi”, unvan ve kadro olarak alt

kategoride bulunan öğretim görevlisinin göstergesinden daha düşük olmasına yol açmıştır.

Şöyle ki; Yardımcı doçentler üçüncü dereceden yukarıya terfi edemedikleri için en fazla

üçüncü derecenin sekizinci kademesine kadar ilerleyebilmektedirler. Vefat ettiklerinde

veya zorunlu olarak emekliye ayrılmaları gerektiği durumlarda emeklilik işlemleri üçüncü

derecenin sekizinci kademesinden yapılmaktadır. Yani yardımcı doçentlerin emeklilik

işlemleri lise mezunu seviyesinde işleme tabi tutulmaktadır.

Bu haksızlığı gören bazı dekan ve rektörler emekliliği gelen yardımcı doçentleri emekli

ederken hak kayıplarını asgariye indirmek için onları bir alt derece olan öğretim

görevliliğine atayarak emekli etmekteydi. Ancak bu hükümet döneminde öğretim görevlisi

kadrosuna atanmak için Maliye Bakanlığının izni şart koşulduğundan, artık bu mağduriyeti

gidermek mümkün olamamaktadır. Yardımcı doçent kadrosunda iken vefat edenlerin aile

ve çocuklarının mağduriyeti ise bugüne kadar hiçbir şekilde telafi edilememiştir.

Yardımcı doçentlerin 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve diğer mevzuatlardan

kaynaklanan özlük haklarındaki adaletsizlikleri gidermek bir zaruret haline gelmiştir.

Çünkü 3. Derecede bulunan yardımcı doçentler hariç bütün memurlara günümüze kadar

(1979, 1991 ve 2005 yıllarında olmak üzere) üç defa birer üst derece verildi. Yine bugünlerde

Türkiye Büyük Meclisi komisyonlarında görüşülen Torba Yasa ile memurlara bir ve iki

kademe ilerlemesi hakkının verilmesi öngörülmektedir. Ancak yardımcı doçentlerin özlük

haklarında 29 yıldan beri bir iyileştirme yapılmadı. Aslında bu uygulama müktesep haklara

saygı ve Anayasanın eşitlik ilkesine de açıkça aykırıdır.

Yardımcı doçentlere reva görülen terfi adaletsizliği zaman içinde İdari Mahkemelere ve

Danıştay’a taşınmış, ancak konu ile ilgili Kanun Hükmünde Kararname bulunduğundan

olumlu bir sonuç alınamamıştır. Hatta zaman zaman bu haksızlık TBMM’nde bazı

milletvekilleri tarafından çözülmek istenmişse de konu ya Bütçe Komisyonunda tek

oyla akamete uğramış, ya da Cumhurbaşkanının YÖK Yasası ile ilgili değişiklikleri

imzalamaması nedeniyle bu sorunun çözümü gerçekleşememiştir.

Türk Eğitim-Sen olarak; TBMM’nde hak, hukuk ve adaletten yana olan bütün

Milletvekillerine çağrıda bulunuyoruz: Yardımcı doçentlere 29 yıldan beri,

lise mezunu düzeyinde emekli olmayı reva gören hükümleri, Torba Kanunla

giderme zamanıdır. Zulme, adaletsizliğe ve büyük haksızlıklara neden olan 78

Sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin ilgili maddelerini değiştirmek bir

zorunluluk haline gelmiştir. Bilmeyenlere ve duymayanlara önemle duyurulur.

Türk Eğitim-Sen

İstanbul Bölge Başkanı

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

M. Hanifi Bostan
Exit mobile version