“İşte Ergenekon Bayramı bu kutlu günün ismidir”

Yayın: 09:14 - 22.03.2011
Güncelleme: 09:14 - 22.03.2011

“Türk’ün Demir Dağı Eriterek Yeniden Tarih Sahnesine Çıktığı kutlu gün”

MHP Kartal İlçe Başkanı H.Metin Özüpek, “Nevruz bayramının tarihine değinerek Türkler’in tarih boyunca düşmanına boyun eğmeden yaşayan hürriyetine düşkün asil bir Millettir. Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk’e boyun eğmeyen bir  yer yoktu. Bu durum Türk düşmanını kıskandırıyordu. Türk’e düşman bütün kavimler birleşip üzerimize geldiler. Amansız bir mücadele başladı. Savaş kanlı bir şekilde günlerce sürdü. Düşman bütün Türkleri kılıçtan geçirdi bir çoğunu esir etti. Esir Türklerden ikisi kaçıp ata yurtlarına döndüler. Buranın düşman dört etrafını çevirmişti. Yeni bir yol bulmalıydılar. Bir geçitten geçip dört etrafı dağlarla çevrili yeşil, sulak ve verimli bir yer buldular. Burada evlenerek çok sayıda çocukları oldu ve nüfuslarını arttırdılar.

Türkler’in yüzyıllarca çift sürerek, av avlayarak, maden  işleyerek yaşayıp çoğaldıkları etrafı aşılmaz yüce dağlarla çevrili bu kutsal toprakların ismi Ergenekon’du.  Yüz yıllarca Ergenekon’da yaşayan Türk beyleri artık buraya sığmaz oldular. Atalarından dinlemişlerdi bu dağların ötesinde asıl Ana yurtları olan bambaşka bir vatanları vardı. Dört etraflarının sarılı olduğu dağların demirden olduğunu gördüler. Bir demirci, dağın demir kısmını eritirlerse yol açılabileceğini söyledi. Demirin bulunduğu yere bir sıra odun, bir sıra kömür dizdiler ve ateşi yaktılar. Yetmiş yere koydukları yetmiş körükle hep birden körüklediler. Demir eridi, yüklü bir deve geçecek kadar yer açıldı. İlhan’ın soyundan gelen Türkler yeniden güçlenmiş olarak eski vatanlarına döndü, atalarının intikamını aldılar. İşte Ergenekon Bayramı bu kutlu günün ismidir.

Türklerin yeniden uyanışının ve şahlanışının, 21 Mart tarihine denk gelmesi dolayısıyla bu kutlu gün yüzyıllardan beri bütün Türk Dünyasında Milli birlik ve beraberliğimizin, kardeşliğimizin sembolü olarak farklı isimlerle olsa da ortak duygu ve düşüncelerle kutlanmaktadır. Ülkemizde Yıl sırtı, Mart Dokuzu, Mart Bozumu, Sultan Nevruz, Gün Dönümü, Yeni Gün, Nevruz” isimleriyle kutlanan “Ergenekon Bayramı,”  diğer Türk Devletleri ve toplulukların  da  değişik isimlerle karşımıza çıkmaktadır

Nevruz kutlama ve uygulamaları Türk dünyasında genel olarak ortaklık arz etmektedir. Ateş kültü, su kültü ve atalar kültü temel inanışlardır. Sabahleyin ilk iş olarak ateş yakmak, dışarıda yakılan ateşin üzerinden atlamak gibi uygulamalar ateş kültü ile ilgilidir.

Nevruz günü ikinci uygulama olarak çeşmeden su alınıp yola ve eve serpilmesi, geri kalan suyun ev halkınca içilmesi; ırmak, göl ve akarsuların kenarında törenler yapılması, su üzerinden atlanması ise su kültünü yansıtmakladır. Atalar kültü çerçevesinde bu günde eve uğurlu sayılan yaşlı bir kişi davet edilmekte, büyüklere ziyarete gidilmektedir. Mezarlık ziyaretleri yapılıp atalar anılmakta, dualar okunmaktadır.

Birkaç gün önce evlerin temizlenmesi, özel yemeklerin hazırlanması, yeni elbiseler alınması; Nevruz günü törenler çerçevesinde yapılan yarışmalar ve sportif karşılaşmalar,  yumurtayı boyama ve tokuşturma, halk oyunları ve geleneksel seyirlik oyunlarının oynanması yine Türk dünyasının ortak uygulamalarıdır.

Ergenekon Bayramı uygulamalarının en vazgeçilmezi hiç şüphesiz ki demir dövmektir. Ocakta kızdırılmış demirleri örs üstüne koyup iri çekiçle döverek asırlarca silah yapan ve bu silahlarıyla Türk illerinde büyük hâkimiyet kuran atalarını, hep saygıyla anmışlardır. Nitekim birçok Türk boyları demiri mukaddes saymışlar, ham maddesi demir olan “KILIÇ”  üzerine and bile içmişlerdir.

Ne yazık ki günümüzde Türk’ün kutlu günü olan Ergenekon Bayramına gereken önemin verilmemesi ve ihmal edilmesi sebebiyle ilgisiz kalınmış ve  dolayısıyla devlet töreni olarak kutlanamamıştır.  Bu gelişmeleri fırsat sayan bazı çevreler Nevruz’u olumsuz noktalara çekmeye çalışmışlardır. Vatan hainleri bu kutlu günü kendilerine mal etmekte ve bunu fırsat bilerek eylemler yapmakta Milletimizin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürerek huzur ve güvenliğimizi bozmaya çalışmaktadırlar. Sözde Nevruz kutlamaları maskesi adı altında arabalar yakılmakta, esnaf kepenk kapamakta, dükkanını açan esnafın ise ekmek teknesinin camları kırılmakta, kamu mallarına zarar verilmektedir.  Ayrıca Ergenekon ismi bu gün kanıtlığı ispatlanamamış hayali bir örgütle eş değer tutulmakta ve Türkün bu kutlu destanına gölge düşürülmeye çalışılmaktadır.

Her ne kadar birileri tarafından sahiplenilmeye, vatan hainleri tarafından gölge düşürülmeye çalışılsa da Türk’ün demir dağı eriterek yeniden tarih sahnesine çıktığı bu kutlu gün Yüce Türk Milleti gönlündeki ateşte, ocağında pişen aşta, örsüyle çekici arasında yoğurduğu pusatında yaşatacaktır. Geçmişle gelecek arasında köprü kuran, sevgi ve kaynaşma ortamında milletimizi birbirine yakınlaştıran, toplumsal birliğimizi güçlendiren bu kültürel zenginliğimizi korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak en önemli görevimiz olmalıdır. Güzel günlerin habercisi kabul edilen, anlam ve önemine uygun olarak coşkuyla karşıladığımız Nevruz’un barış ve kardeşlik duygularımızı ve milli değerlerimize bağlılığı artırmasını diliyor ve Türk milletinin bayramını kutluyorum.


 

 

 

Exit mobile version