Türkiye Cumhuriyeti’nin 61. hükümetinin belirlendiği 24. dönem milletvekilliği genel seçimleri yapılmış ve milletimizin iradesi, iktidarın devamı yönünde tecelli etmiştir. Seçimlerin huzur ve sükûnet ortamı içinde gerçekleşmesi ve asayişi bozacak önemli bir toplumsal olayın yaşanmamış olması, milletimizin demokrasi kültürünü içine sindirdiğinin işareti olarak bizleri son derece mutlu etmiştir.
Bununla birlikte ortaya çıkan meclis aritmetiği, yeni kurulacak hükümetin omuzlarına son derece önemli görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Bu süreçte öncelikli olarak toplumsal ayrışmalara mahal verilmemesi, toplumun hiçbir kesiminin ötekileştirilmeden, yandaş-yandaş olmayan gibi ayrımcılığa gidilmeden, Türk milletinin bir bütün olarak görülmesi ve kucaklanması en büyük beklentimizdir.
Ülkemizin önünde bulunan ekonomik, sosyal ve siyasal sorunların bütüncül bir biçimde ele alınarak, sorunların ötelenmeden derhal çözümüne gidilmesi gerekmektedir.
Bu dönemde yeni anayasanın; toplumsal bir mutabakatla, milli ve manevi hassasiyetlerimiz göz önünde bulundurularak, üniter yapımıza ve devletin temel niteliklerine dokunulmadan, terör örgütü ve yandaşları ile değil; milletimizin geneli ile müzakere edilerek hazırlanması beklentimizdir.
Son 9 yılda memur, işçi ve emeklilerimizin maaşları reel olarak erimiş; ekonomik büyümeye rağmen işsizlik artmıştır. Bu da ülkemizde gelir dağılımında adaletin bozulmasına, zenginin daha zengin; fakirin daha fakir olduğu, yoksulluğun arttığı bir sosyal yapının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu nedenle yeni dönemde, sosyal devlet uygulamalarının artırılacağı, çalışan ve emekli kesimin milli gelirden daha fazla pay alacağı, istihdam odaklı ekonomi politikalarının benimsenmesi esas olmalıdır.
Yeni oluşturulacak bakanlık ve bağlı kurum ve kuruluşlarında çalıştırılacak kamu personelinin kazanılmış özlük, mali ve sosyal haklarının korunması, kamuda yeni adaletsizlik ve ayrımcılığa mahal verecek hukuk dışı uygulamalardan kaçınılması konusunda azami özenin gösterilmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, geçtiğimiz yıl memurların toplu sözleşme hakkı anayasal güvence altına alınmış olmasına rağmen, evrensel sendika hakkı olan grev hakkı görmezden gelinmiştir. Bu dönemde yeni hükümet, mutlak surette öncelikli olarak, anayasa değişikliği üzerinden 9 ay geçmesine rağmen hala hayata geçirilmeyen toplu sözleşme ve eksik bırakılan grev hakkı düzenlemelerini gerçekleştirerek, ILO standartlarına uygun, adil, eşitlikçi ve katılımcı bir çalışma hayatı için gerekli yasal ve anayasal altyapıyı hazırlamalıdır.
Ayrıca kamu çalışma ilkelerine uymayan, esnek, düzensiz ve güvencesiz bir çalışma ortamı yaratan sözleşmeli personel çalıştırılması uygulamasına son verilerek, tüm sözleşmeli ve geçici personel, istisnasız olarak kadroya geçirilmeli ve bundan sonra kamuda kadrolu istihdam dışında personel alımı yapılmamalıdır.
Milletimizin hizmet etme şerefi verdiği yeni hükümeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seçilen üyeleri tebrik ediyor, 24. dönemde yapılacak çalışmaların vatanımıza, milletimize ve devletimize hayırlar getirmesini temenni ediyoruz.
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
