Eğitim-Bir-Sen, Çözüm Dershaneleri Kapatmak Değil!

Yayın: 10:14 - 27.03.2012
Güncelleme: 10:14 - 27.03.2012

Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, YGS ve LYS gibi sınavların kaldırılacağını, dershanelerin kapatılacağı ve özel okulların teşvik edileceği şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. İmkân sahiplerinin özel okullara yönelmesi neticesinde Devlet üzerindeki yükün paylaşılması, öğrenci başına düşen eğitim harcamasında dezavantajlı kesimlere avantaj oluşturabilecektir. Fakat bu dershane sektörünü ortadan kaldırılmasını sağlamayacaktır.

Eğitim-Bir-Sen, dershanelerin kapatılmasına odaklanmak yerine dershaneciliğe sebep olan nedenlerin ortadan kaldırılmasının daha sağlıklı olacağına inanmaktadır. Bir üst öğretim kurumuna seçme ve yerleştirmeye dayanan mevcut sistem, dershanelere gitmeyi zorunlu hale getirmektedir. Bu açıdan bakıldığında üniversiteye girişte karşımıza çıkan tablo ürkütücü ve dershanelerinde varoluş sebebidir. 2011 yılı için üniversiteye yönelen ve sınava başvuran aday sayısı 1 milyon 759 bin 998 iken, yerleşen öğrenci sayısı 789 bin 167’dir. Önceki yıllar incelendiğinde bu sayının her yıl artarak devam ettiği görülmektedir.  Gelinen nokta itibariyle arz, talebi karşılayamamaktadır. Bunun anlamı şudur; her yıl yaklaşık 1 milyon 800 bin talebin yaklaşık 700-800 bin’i karşılanmakta, 1 milyon gencin ise ya yüksek öğretim hayali ya son bulmakta ya da bir yıl ertelenmektedir.

Yüksek öğretim önünde yığılmalar ve dershanelerin umuda yolculukta vazgeçilmezliği eğitimin ana gövdesindeki sorunlardan kaynaklanmaktadır. Okullardaki öğretmen ve derslik açığı, müfredattaki eksiklikler, eğitimde fırsat eşitsizliği üreten adaletsizlikler, eğitime erişimde yaşanılan kök sorunlar, verimi düşüren kalabalık sınıf mevcutları, kıdemli öğretmen dağılımının sağlanamaması, öğretmen maaşlarının kamudaki en düşük maaş seviyesine inmiş olması, istihdamda güçlük çekilen yerleşim yerlerindeki eğitim çalışanlarına ek mali özendirmelerin yapılmaması ve teşvik unsurlarının devreye konulmaması gibi önemli konuları gündeme almadan kalıcı çözümlerin ortaya çıkarılamayacağı gözden kaçırılmamalıdır.

Temel eğitimin ortaokul dönemi ile ortaöğretim sürecinde programlar ve kademelerarası geçiş sisteminin tam anlamıyla objektif ve özgürlükçü kriterlere bağlamadan sınav sistemini sonlandırmak toplumsal güven açısından sorun oluşturabilecektir.

Yeni sistem kurulmadan, toplumsal kesimlerin görüş ve önerileri alınmadan bu tür projeksiyonlar gündeme getirmek karmaşadan başka bir şey getirmeyecektir. Çünkü eğitimciler, öğrenciler, dershane sahipleri başta olmak üzere toplumun tamamı kelebek etkisiyle bu tür açıklamalardan doğrudan etkilenmektedir.

Yukarıdaki açıklamalarımızdan hareketle dershanelerin kapatılmasına odaklanmak yerine öğrencilerin dershanelere gitmesine aracılık eden nedenlerin tespitine ve ortadan kaldırılmasına yönelmek daha uygun bir tercih olacaktır.  Sonuç olarak, uzun vadede ve bilimsel verilere dayalı yapılacak çalışmalarla mevcut dershanelerin eğitim sistemi içerisinde farklı bir yapıyla hizmet sunmasını sağlayacak seçenekler üreterek dershaneciliğin dönüşümüne zemin hazırlanabilir.

Sendika olarak Sayın Başbakan’ın açıklamalarını iyi niyet çerçevesinde değerlendirmekle birlikte, dershane ve özel okullarla ilgili düzenlemelerin yeni yasallaşacak olan 4+4+4 eğitim sisteminin uygulama verileri de görüldükten sonra değerlendirilmesinin daha faydalı olacağına inanıyoruz.

Exit mobile version