Şehirlerin, sosyal alanların tasarımında ve inşasında göz ardı edildikleri için bugüne kadar gözden ırak kalan engelli insanlar, Dünya Engelliler Günü vesilesiyle bir kez daha gündem oluyor. Her özel gün gibi bir günlüğüne de olsa sorunlarını toplumun ve yetkililerin ilgisine sunma imkânı buluyorlar. Fakat bir gün sonra kamuoyu ilgisi dağıldığında, onlar yine sorunlarıyla baş başa kalacaklar.
Engellilik, gündemden düşürülecek bir konu değil. Sadece rakamlar dahi sorunun derinliğini göstermeye yetiyor: Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 13’ünün engelli insanlardan oluştuğu belirtiliyor. Dünya nüfusunun ise yaklaşık yüzde 15’i hayatını engelli olarak sürdürüyor. Bu oranın yüzde 2 ila 4 kadarı ciddi işlev bozukluklarıyla mücadele ediyor. Modern kentlerin getirdiği yaşam tarzının, sağlıksız tüketim alışkanlıklarının dışında özellikle kazaların, savaşların ve afetlerin yol açtığı fiziki sakatlıklar da söz konusu. Birçok sebebin sonucunda dünya genelinde yaklaşık 1 milyar insan, hayatını engelli olarak sürdürüyor.
Engelli bireyler büyük oranda yardıma muhtaç konumunda ise, istihdam konusunda verilen sözler uygulamaya geçirilemiyorsa, birçok engelli sosyal hayatın kendileri için engellerle dolu olması sebebiyle zorunlu ev hapsi yaşamak zorunda kalıyorsa bu eşitsizliklerin giderilmesi için hızla atılması gereken adımlar var demektir. Buna karşı kamusal alanların binaların ve toplu ulaşım araçlarının engellilerin kullanımına uygun hale getirilmesi için verilen sürenin geçen yaz dolmasına rağmen, yerel yönetimlerin sorumsuzlukları yüzünden süre uzatımına gidiliyorsa, burada siyasi iradenin de vebali söz konusudur.
Engelli bireyler için en büyük engellerden birisi ise eğitime erişim noktasında ortaya çıkmaktadır. Yeni yapılan okul binalarında dahi engelli öğrencilerin ve çalışanların göz ardı edilmesi, basit bir ihmal olarak açıklanamaz. Dahası eski okullar da aradan geçen zamana rağmen özellikle bedensel engelli öğrenciler için uygun mekânlara dönüştürülememiştir.
Engelli öğrencilere servis araçlarına iniş-binişte, okullarda üst katlardaki sınıflarına çıkışta sorun yaşamaya devam etmektedir. Okul içindeki alanlara yalnız başlarına ulaşmalarına binalar imkan vermediği için ya ailelerine ya da arkadaşlarına bağımlı kalmaktadır ve bu durum onların duygusal durumlarını olumsuz etkilemektedir. Sınıflardan laboratuarlara, atölyelerinden, spor salonlarına kadar her yerde engelli öğrencilerin özel halleri yok sayılmaya devam ediyor. Böylece okullar baştan aşağı bir engele dönüşüyor. Bu konuda bir an önce tüm okul binaların engellilerin rahat ve kolay kullanımına uygun hale getirilmesi gerektiğini hatırlatmak istiyoruz.
Aynı şekilde çocuklarımız parklarda, spor alanlarında ve bahçelerde de benzer sorunlarla karşılaşıyor. Dünyada engellilere dönük özel park ve eğlence alanlarının yapıldığını biliyoruz. Yerel yönetimlerimize, böyle bir imkândan çocuklarımızı mahrum bırakmamaları çağrısı yapıyoruz.
Eğitim İlke-Sen olarak, biz çocuklarımızın değil okul binalarımızın engelli olduğunu iddia ediyoruz. Engellilerin ihsan değil, imkânlara erişim ve haklarını kullanım noktasında eşitlik istediklerini hatırlatıyoruz. Bu sebeple günü birlik etkinliklerin, demeçlerin ya da kutlamaların değil sahici ve kalıcı çözümlerin geliştirilmesini bekliyoruz.
İlgili Haberler
Kerkük’ün Türk kimliği değiştiriliyor!
Kartal Belediyesi kreşlerinde “Yes To Science” bilimsel eğitim projesi uygulanıyor
AYGAD Basının Problemlerini Gündeme Getirdi
Kayıt Dışı Korsan Çalışan Elektrikçilere Dikkat Edin
Kripto para Bitcoin haftaya yeni rekorlarla başladı
Koruncuk Vakfı “Eğitime Erişim: Sivil Toplum Kuruluşlarının Etkisi” Konferansı gerçekleşti