Şair Abdurrahim Karakoç Anıldı!

Yayın: 08:15 - 23.03.2013
Güncelleme: 08:15 - 23.03.2013

Yar, deyince kalem elden düşüyor /Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor /Lambada titreyen alev üşüyor /Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban… Pendik Belediyesi tarafından düzenlenen anma programıyla geçtiğimiz sene yaşamını yitiren ve ‘Mihriban’ şiiriyle tanıdığımız, şiirin büyük ustalarından Abdurrahim Karakoç’un yaşamı, fikirleri ve eserleri konuşuldu.

 

Pendik Belediyesi tarafından geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren günümüz âşık tarzı şiirinin büyük ustalarından Abdurrahim Karakoç Anma Programı düzenlendi. Program çerçevesinde akademisyenlerin yer aldığı bir panel gerçekleştirildi. Panelde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fatih Andı, Prof. Dr. Hasan Akay, Yrd. Doç. Dr. Zeynep Şerefoğlu ve Kültür Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Bahtiyar Aslan şair Karakoç’un yaşamı, fikirleri ve şiirlerinde işlediği konulara değinildi.

 

Halk şiirinin sesi gibiydi

 

Abdurrahim Karakoç’un mahzun ve muzdarip bir simaya bürünmüş olduğunu belirten Prof. Dr. Fatih Andı, onun tıpkı Anadolu gibi halk şiirinin sesi gibi biri. Abdurrahim Karakoç denilince hemen aklımıza Mihriban şiirinin geldiğini ifade eden Andı;  “Öldüğünde medya ‘Mihriban’ın şairi öldü’ diye haberler yaptı. Ama aynı Abdurrahim Karakoç, ‘Hak yol İslam Yazacağız’ şiirini de yazan şairdi.  Karakoç, bir tarafıyla aşk, bir tarafıyla da inanç ve dava adamıydı”dedi.  Prof. Andı, Karakoç’un tek parti diktatörlüğünde geçen bir çocukluğu ve olan bitene kayıtsız kalmayan bir kişiliğe sahip biri olduğunu belirtti. Hiçbir şiirinde şahsi durumunu yansıtmadığını söyleyen Prof. Andı, “Şair, toplumsal öfkeyi mısralarına taşımıştır. Şiirlerinde öfke dili hiciv bulunmaktadır. Şiirlerini dönemlere de ayırabiliriz. 1950-70 arasında toplumsal tenkiti şiirlerine taşırken; 70-80 arası ideolojik dile dönmüştür. 1980’den ölümüne kadar ise hikmet ve iman dilini yakalamıştır.”dedi.

 

 

“Mihriban’ın Şairi” demek yetmez

 

Hem hayatıyla hem de şiirleriyle Abdurrahim Karakoç’un bir aşk ve iman adamı olarak hareket ettiğini söyleyen Prof. Dr. Hasan Akay, şairin aşk üzerine konuşma hakkının kesinlikle bir hassasiyet ve sorumluluğundan geldiğini ifade etti. Karakoç’un fikri muhtevası üzerine konuşma yapan Yrd. Doç. Dr. Zeynep Şerefoğlu, öldüğünde medyanın ‘Mihriban şairi öldü’ ya da ‘Türkiye’nin en milliyetçi şairi öldü’ şeklinde başlıklar attığını belirtti. Şairin fikrine ters düşen, halkın yararına olmayan konular üzerine yüksek sesten konuşan biri olduğunu söyleyen Şerefoğlu, “Abdurrahim Karakoç, dinin gelenekselliği ve bilinçten çok reflekslerin oluşturduğu bir dünya içerisinde. Çok kısa bir siyaset yaşamı vardır. Bunu da ‘Allah rızası için girdim. Allah rızasız için ayrıldım’ şeklinde cevaplamıştır.”dedi. Yrd. Doç. Dr. Bahtiyar Aslan, “İşte Abdurrahim Karakoç’u doğuran bu gelenek – halk şiirini- devam ettirme durumudur.” dedi. Panel sonunda Grup Vera, Abdurrahim Karakoç’un şiirlerinin bestelendiği şarkılardan oluşan mini bir konser verdi.

 

Exit mobile version