Ali TORLAK: “Önce 310 Bin işsiz öğretmene kadro verin”

Yayın: 14:42 - 01.03.2014
Güncelleme: 14:42 - 01.03.2014

MHP İstanbul Milletvekili D. Ali TORLAK kamuoyunda dershanelerin kapatılması kanunu olarak bilinen Milli Eðitim Temel Kanunu ve bazý Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişikliği öngören yasa tasarısı hakkında TBMM Genel Kurulunda yaptıüı konuşmada; hükümeti tutarsızlıkla suçladı.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili D. Ali TORLAK; Bilgi toplumu seviyesine ulaşmış ülkelerin tamamına baktığımızda; Milli Eğitim politikaları siyasi tartışmalardan bağımsız değerlendirilmektedir dedi.

Bu ülkelerde; çocukların ve gençlerin hayatlarını doğrudan etkileyebilecek sisteme yönelik değişikliklerin yapılması mümkün değil iken, Türkiye’nin yakın tarihi ise; güçlü ve ileriye dönük bir eğitim politikamızın yokluğunun şahidi gibidir dedi.

Milletvekili Ali TORLAK konuşmasında şunları dile getirdi.

Ülkemizde Üniversite giriş sınav sisteminin neredeyse her yıl değişikliğe uğraması, ilköğretime başlama yaşı, zorunlu öğretimin süresi meselesi başta olmak üzere pek çok tartışma; öğrenciler, eğitimciler ve ailelerin büyük huzursuzluklar yaşamasını beraberinde getirmiştir.

İşte siyaset kurumuna duyulan güvensizliğin temelinde de; ideolojik tartışmalar ve kısır siyasi hesapların, eğitimin üzerinde karabasan gibi dolaşmasıdır.

Dershaneler; lise ve üniversite giriş sisteminden kaynaklanan, okulların meydana getirdiği boşluğun doğurduğu kurumlardır. 1960’lı yıllardan itibaren faaliyet gösteren özel eğitim kurumlarının sayısı 2002 yılı sonu itibariyle iki bin iken, bugün dört bini geçmiştir.

Sayın Başbakanın ise; hükümetleri döneminde sayısı iki kat artan dershaneleri; herhangi bir gerekçe ya da bilimsel veri ortaya koymadan kapatmaya çalışması, her zaman oluğu gibi söylemleriyle uygulamalarındaki tezatlığı bir kez daha ortaya koymuştur.

Bu kanun tasarısına neden olan ve hükümetin; dershane işletmecileriyle acımasız bir güç mücadelesine girme yerine, kendi dönemlerinde dershane sayısının yüzde yüz artmasına niçin müsaade etmiştir? Öncelikle bunun cevabını vermelidir diyen Torlak.

Gerekli önlemler alınmadan, Sayın Genel Başkanımız Devlet BAHÇELİ Bey’in işaret ettiği üzere; Milli Eğitim Sistemimiz; beklentilere cevap verecek düzeye getirilmeden, dershanelerin kapatılması kararının sakıncaları ve doğurabileceği mağduriyetler azımsanmayacak kadar fazladır dedi.

Eğer dershaneler hükümetin bu sakat mantığıyla kapatılırsa; yarın hem iç hukukumuzda, hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ciddi davalara muhatap olunacaktır. Devlet bu kör dövüşü ve yanlış kararlar nedeniyle milyarlarca lira zarara uğrayacaktır.

Diğer taraftan şu anda özel okulların öğrenci kontenjanlarının sadece yüzde 40’ı dolu, yüzde 60’ı boş durumda iken; Türkiye’de 4 bin özel dershane özel okula dönüştürüldüğünde bu okulların öğrenci kontenjanı nasıl doldurulacaktır?

Türkiye’de özel okul ücretleri ortalama 15 bin TL olduğuna göre; insanımız devlet desteği dışında kalan meblağı nereden bulacak? Yaklaşık 13 bin TL’yi bulacak ödemeyi;  asgari ücretli mi, 1700 TL maaş alan devlet memuru mu, zarar eden çiftçi mi, kepenk kapatan esnaf mı ödeyecek?

Diğer önemli bir sorun da; Tasarıda altı yıl dershane öğretmenliği yapanların sözlü sınava tabi tutulacağı, sözlü sınavda başarılı bulunanların Bakanlık kadrolarına öğretmen olarak atanacağı belirtiliyor.

Bu ülkede yıllardır Kamu Personel Sınavına giren, ve sınavı kazanamadığı için ataması yapılmayan 310 bin evladımız var. Hükümetin görevi önce bu evlatlarımıza kadro vermektir. Diğer taraftan sadece son sekiz yılda; atanamadığı için bunalıma girerek, intihar eden 37 öğretmen adayımız var.

Dolayısıyla sınava girmesine rağmen atanamayan öğretmenler varken, intihar eden öğretmenler varken, dershane öğretmenlerini sadece sözlü sınavla Bakanlık kadrolarına nasıl atayacaksınız?

Ayrıca kapatılması durumunda dershaneler kayıt dışı faaliyet alanına dönecektir. Kapatma kararı, dershanelerin kaldırıldığı anlamına gelmemektedir. Şu anda devletin vergi alamadığı, haberdar olmadığı kayıt dışı 2 bin dershane olduğu iddia edilmektedir.  Kayıt dışı dershane sayısı 5-6 bine çıkacak ve Bakanlığın kontrolünde olmayan dershanecilik faaliyeti başlayacaktır.

O nedenle hükümet bu kararından yol yakınken vazgeçmelidir. Öncelikle dershaneleri ihtiyaç olmaktan çıkarmak için köklü tedbirler alınmalıdır. Dolayısıyla yapılması gereken şudur. Türkiye’de eğitim uzmanlarının, üniversitelerin, eğitim sendikalarının ve düşünce kuruluşlarının katıldığı uzun süreli toplantılar ve çalıştaylardan çıkacak sonuçlarla, Milli Eğitimimiz sil baştan tekrar şekillenmelidir.

Milletvekili Ali TORLAK konuşmasının sonunda ise; Milli Eğitim Sistemimizin kanayan yarasına değinerek, Eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin mağduriyetleri siyasi kavgalardan bağımsız, samimi ve pedagojik perspektifle değerlendirilmelidir dedi.

Exit mobile version