Çakma dergiden, gazetecilik dersleri!

Yayın: 15:47 - 21.11.2009
Güncelleme: 15:47 - 21.11.2009

Kartal Fikir Kulübü adıyla faaliyet gösteren dernek gündeme gelmek için çeşitli manevralar yapmak gayreti içinde olduğu gözlenmektedir.

Açılışına Başkan Öz’ün katılması sebebiyle yerel basında açılış haberleri yayınlandı.

Cin olmadan adam çarpmak derler buna!..

Geçtiğimiz gün “derneğimize çirkin saldırı yapıldı” diyerek basın açıklamasına davet ettiği basın mensubu arkadaşlara verdiği basın kitinde basın açıklamasının yanında, dernek hakkında fazlasıyla bilgi ve fotokopi yoluyla çoğaltılarak oluşturulmuş bir dergi sunuldu.

Derginin önsözünde gazetecilik üzerine başkanın önsözü yer almaktadır. Bir yazı ki ne yazı.

Derneğimize saldırı diyerek düzenlenen basın açıklamasının da çeşitli bahanelerle gündeme gelmek ve reklam yapmak için planlanmış olabileceği ihtimali de  halk arasında konuşulmakta…

İşte bu konuyu kaleme alarak gerekli cevabı veren üstad Vural Dağtekin’in o güzel yorumu;

 

Kartal’da faaliyete geçen, kahvehane ile kıraathane düzeyinde çalışmaları ile bir çok boş vakitli insana, zaman doldurma imkanı sağlayan Fikir Kulübü isimli derneğin başkanı Hüseyin Karakuş sanırız medyaya soyundu.

Geçtiğimiz yaz aylarının son döneminde Kartal’da faaliyete geçtiğinde, “İşte budur!” demiştik. Batılı ülkelerde örneği görülen bir dernek Sayın Belediye Başkanımız Altınok Öz’ün de teşrifi ile kurdelasını keserken bizler de Kartal adına yararlı çalışmalara imza atılacağı için heyecan duymuş ve sevinçle haberi sitemizden yayımlamıştık.

 

Aradan geçen çok kısa sürede Fikir adını taşıyan bu kulübün başkanı Sayın Hüseyin Karakuş, sanırız öncelikle fikir üretmek değil de kendisinin medya üzerine “muhteşem” fikirlerini yaymak amacı ile bir de dergi çıkarmış. “BÜLTEN KARTAL” isimli fotokopi ile basılıp çoğaltılan ve bize göre emek harcandığı için yine de muteber olan dergi, önsözü ile bir fikir kulübü dergisinden çok bizleri ve meslektaşlarımızı hiçe sayan üslubu ile kalitesini de ortaya koymuş.

 

Bakın ne demiş mucizevi büyük düşünürümüz Sayın Karakuş:

“… Ortalarda dolaşan çakma gazeteleri bir yana bırakırsanız, gerçek yerel yayıncılığın temel sıkıntısı ekonomik zorluklardır. Yerel esnaftan bağışmış gibi reklam toplanmasıyla, örgüt ve kuruluşlardan oldu bitti bayram mesajları ücretiyle yerel yayıncılık götürülemez. Eğer yasal olarak “herkesin bilgilenme bilgi edinme hakkı vardır” derseniz bilgilenme hakkını güvence altına almak zorundasınız. Bu güvence yerel yayınların yaşatılması ile olur.

a) Yerel süreli yayınlarda en az bir gazetecilik okulu mezunu kadro bulunmalı ve bu kadronun maaşı yerel yönetim tarafından karşılanmalıdır…”

 

Oldu Sayın Karakuş, bizler maaşımızı yerel yönetimden alalım, hepimiz gül gibi yaşayalım, halk istediği değil bizlere dikte ettirilen bilgileri alsın değil mi?

 

Gerçi son maddede bu manüplasyonun da kaldırılmasını önermişsiniz ama siz de biliyorsunuz. “At sahibine göre kişner.” Parayı veren, karşılığını da ister ki bu en doğal hakkıdır.

 

Bunun yerine bir öneri gerekiyorsa o da şudur: “Her ilçe ve bölgede yayımlanan yerel gazeteler periyoduna uygun çıkma şartına bağlanmalıdır. Bunun karşılığında da şu anda holding yayınlarına akan resmi ilanlar gerçek anlamda bir havuza aktarılıp, periyotlarına göre yerel gazetelere de aktarılmalıdır.” Merak etmeyin, sadece araştırın. Bu resmi ilan ücretleri ile hiç bir kuruma ihtiyaç duymadan gazeteler yayımlanabilir. Tabii olarak bunu bilmiyorsunuzdur. Bu doğal ama gazetelerini “Çakma” diye nitelediğiniz o basın emekçisi kardeşlerim ve ağabeylerimden her hangi biri ile seviyeli bir sohbet imkanı bulursanız size konuyu daha iyi izah edecektir.

 

Tanımıyorsanız isim vereyim. İlk Haber Gazetesi Arslan Ariç, Kartal Haber Gazetesi Kenan Gülerci, Son Haber Gazetesi Halil Topal, Kartal Gazetesi Selim Akdoğan, naçizane ben Vural Dağtekin ve Sevgili Büyüğümüz Sayın Fethi Satıcı… Her biri çakma değil devletimizin verdiği Sarı Basın Kartları ile mesleklerini icra eden bu gazeteciler dışında Kartal merkezli çıkan başka gazete yok ki acaba muhatabınız uzaydan gelen bir yayın mı? 

 

Yanı sıra yazdığınız yazıların içeriğinin kendisi ile çelişmemesini de öneririm. Ne de olsa medyaya soyunmuşsunuz. Yazdıklarınızı okuyan 3-5 kişi de olsa ayıp oluyor. Bakın ne demiştiniz ilk misalde:

“…Yerel esnaftan bağışmış gibi reklam toplanmasıyla, örgüt ve kuruluşlardan oldu bitti bayram mesajları ücretiyle yerel yayıncılık götürülemez…

 

Peki bunu diyen siz, yazınızın son bölümünde ne demişsiniz?

“…Kartallılardan yayınımıza reklam ve bağış bekliyoruz…”

 

Komik değil mi Sayın Karakuş? Ama gerçek… Siz bağış dilenmeyin, biz bağış topluyoruz der gibi olmamış mı?

 

Unutmadan, belki bilmiyorsunuz ama bizler sadece reklam alırız, bağış ya da sadaka değil.

Reklam da gazeteye verilir, onları zaten alıyoruz.

Kalanına talip değiliz ki zaten hiç bu ifadeleri kullanmadık.

Onları da isteyen alabilir…Ki ifadelerinize bakınca siz buna talipsiniz, engeliniz yok, buyrun alın!

 

Tahrikçi yaklaşımları ile Kartal’da Fikir değil polemik üretme çabasında olan Sayın Hüseyin Karakuş’u anlamak mümkün mü? En son Ülkü Ocakları’nı mesnetsiz iddiaları ile karşısına alan ve kimsenin dikkate almadığı açıklamaları ile yine gündeme gelmeye çabalamıştı.

 

Sayın Karakuş, amacınız gündeme gelmekse o zaman tamam, siz artık gündemde olacaksınız zaten. Derneğinizi fikir değil siyaset üssü haline getirmek istiyorsanız, o kendi takdiriniz ama aynı kentte yaşadığı insanları ve meslek sahiplerini hakir görmek kimsenin haddi değildir.

 

Lütfen siz işiniz yapın yani Fikir üretin.

Bizler de yani gazeteciler de bunları halka iletelim.

 

Yoksa aylardır ürettiğiniz dişe dokunur tek fikir bu muydu?

Kartal Fikir Kulübü gibi bir ismi, Fitne merkezi yapmaya başta sizin hakkınız yok.

 

Olmadı sayın Karakuş, hiç olmadı…

 

Esenlikler dilerim…

Exit mobile version